iki

13K 694 134
                                    

Ensemden tutulduğum gibi odanın ortasında ellerini cebine koymuş Azat'ın önüne doğru atıldım. Dengemi sağlamak için iki dizimin üstünde onun bacaklarından tutunup kafamı yukarı kaldırdım. Kaşlarını çatmış üstten üstten bana bakan çocukla ciddi anlamda yarrağı yediğimi fark ettim.

"Oha! Onun ne işi varmış lan orda?" Mert'in şaşkın sesini duymama rağmen gözlerimi hemen dizlerinin dibinde durduğum çocuktan çekmedim. Bunların hepsini yöneten tek bir kişi vardı.

AZAT ATAR

Ve o da şuan tepemde durmuş çatık kaşları ile bana bakıyordu. Bulunduğum durumun farkına varıp hemen ellerimi bacaklarından çekip dizlerimin üstüne geriye doğru süründüm.

"Sen sabahtan beri bizi mı dinliyorsun lan!" Can soğuk sesi ile konuştuğunda bı şekilde bı açıklama yapmam gerektiğini fark ettim. Hızla kafamı iki yana sallayarak saçma sapan bı şeyler anlatmaya çalıştım.

"Yo-yok ben sadece kitap okuyodum. Sizi duymadım. Valla bak, hiçbişi duymadım. " Daha sonra Semihin alaylı kahkahasını duydum.

"Sen onu gelde benim sikime anlat."

Azat onu takmayarak evlenme teklifi eder gibi bir dizinin üstüne çöküp benimle aynı hizaya geldi.

"Kimsin sen?"

"Ne?" Tamam. Böyle bı soru beklemediğim kesindi.

Tam karşımdaki çocuk gözlerimin içine sanki bir mücevher bulmuş gibi bakıyordu.

"Kimsin sen?" Israrla sorusunu yinelediğinde daha fazla mala yatmayarak

"Bulut ben." Sesimi kendim dahi zor duyarken onun nasıl duyduğunu anlamamıştım.

"Yüzünü aklıma kazıdım. Bugün bu odada olan şeyleri bir kişiden bile duyarsam-" duraksayarak altın rengindeki saçlarıma baktı ve konuşmaya devam etti, " hiç iyi şeyler olmaz."

Daha fazla yüzüme bakmak istemiyormuş gibi hızla odadan çıktığında diğerleri de onunla birlikte çıkmışlardı.

Onlar gider gitmez daha kendi halimi bile düşünemeden arkamdaki artık ağlamaları iç çekişlere dönen çocuğa doğru süründüm. Koyu kumral saçlar her yerdeydi. Ve yerdeki saçlar uzundu. Uzun saç seven bu çocuğun şuan saçı yoktu. Gerçekten saçını sıfıra vurmuşlardı. Ve daha bide yamuk yumuk kesmişlerdi.

"İyi mısın?" Çocuk soruma cevap vermeden elini kafasına atıp kel kafasını okşadı.

Sonra birdenbire ağzından bir hıçkırık kaçtığında ağlaması tekrar şiddetlendi.

"Anne!" Karşımdaki genç oğlanın hâlâ bu yaşta anne diye ağlaması garibime gitse de umursamayıp ayağa kalktım ve onun da kalkması için yardımcı oldum.

Ayakta durduğundan emin olduğumda elimi kolundan çektim. O da zaten beni pek iplemeyerek hâlâ anne diye ağlayarak odadan çıktı. Bir yandan da elleri ile kafasını kapatıyordu.

Yine bir başıma kaldığım bu odada az önce yaşadığım şeyler tekrar bir film şeridi gibi gözümün önünden geçti.

Üç yıldır bir şekilde kaçtığım bı şeytan dörtlüsüne bugün en  olmayacak şekilde yakalanmıştım.

Ve eğer bana kafayı takarlarsa benim adını anıp yardım isteyebileceğim bı annem bile yoktu. O benle ilgilenmezdi. Kimsesiz gibiydim ve bugünün dünyasında hayat kimsesizler için daha acımasızdı.

____________________________________

Kemerleri bağlayın ve sıkı tutunun, BAŞLIYORUZ!

ŞEYTAN DÖRTLÜ-GAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin