Ayyyy sona yaklaştıkça aglayasim geliyor
Şu an gecenin biriydi. Uyuyamamıştım. Her uykuya daldığımda saçma sapan şeyler görüyordum. Mesela kafasını dağıttığım Cemal Arslan'ı senden alacağım. Diyordu. Benim kabuslarım böyleydi. Korkunç ve saçma! Bende uyuyamayınca muhteşem yüzyıl izlemiştim. Tek sıkıntı bir saattir aklımda olan soruydu. Arslan Osmanlı'nın padişahı olsa, sultan Süleyman gibi başka kadınlarla mı yoksa benimle tek mi olurdu? O zamanın şartlarını da devreye sokarak düşünüyordum.
Defne: Hocam uyudunuz mu?
Defne: Uyudunuz sanırım
Arslan hoca: Uyumadım.
Defne: Anında cevap verdiniz?
Defne: Sormamam gerek ama bu saatte telefonda ne yapıyorsunuz?
Arslan hoca: Sormaman gerek, öğretmenine.
Arslan hoca: Sen neden telefondasın?
Defne: Sizinde sormanız etik değil.
Arslan hoca: Bildirim sesi ile uyandım.
Defne: İki bildirim sesi?
Arslan hoca: Mesaj atmanı bekliyordum.
Arslan hoca: Oldu mu?
Defne: oldu.
Arslan hoca: Sen ne yapıyordun?
Defne: Muhteşem yüzyıl izliyordum
Arslan hoca: Ahahahahahahah
Arslan hoca: Uyuman daha sağlıklı.
Defne: Randomunuzu seveyim hocam
Defne: Neyse ben size bir soru soracağım.
Arslan hoca: Ne sorusu?
Defne: Size geliyorum.
Defne: Yani evinize geliyorum.
Yanlış anlaşılma ile yanaklarıma kan hücum etmişti.
Arslan hoca: Kalkma yerinden ben gelirim.
Defne: Olmaz ben gelirim.
Arslan hoca: Meydana gel.
Görüldü attım. Deniz havası iyi gelirdi. Onunla buluşma amacım özür dilemekti. Tabi özür dilemem ona kırılmadığım gerçeğini değiştirmiyordu. Ama ona karşı hak etmediği şekilde davranmıştım. Bir özrü hak ediyordu. Üstüme mavi kısa kot pantalon ve geniş bir beyaz tişört giydim. Tişörtün üstünde ingilizce bir yazı vardı. Sadece kapatıcı ile gözlerimi kapattım ve anneme sesimi duyurmadan evden çıktım.
Hava esiyordu üzerime bir ceket almadığıma pişman olmuştum. Meydana ulaşmak için on dakika kadar yürüdüm. Bu saatte mahallede insan bulunmazdı. Alkolikler bile genelde daha aşağı sokaklarda olurdu. On dakikanın ardından denizin ferahlatıcı dalga seslerini duydum. Meydanın karşısında deniz vardı. Burası sabahları kalabalık olurdu. Akşamları ise gençler olurdu. Burayı seviyordum. Çimenler yerine bankta oturan Arslan'ı gördüm. Arkası dönüktü. Yanına varınca kafasını bana çevirdi. Beni görünce rahatlamışçasına nefes verdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
MİHRİMAH/ Yarı Texting
Teen FictionDİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben neden hatırlamıyorum? Lavinia: Hatırlatayım istersen. Lavinia: Yanına gelirsem hallederiz. Lavinia: Ama inlemelerin ile tüm binayı ayağa ka...