19. Bölüm: Özür Dilerim

874 79 23
                                    

"Ya yavaş sür şu arabayı!" diyerek Ferit'e baktım.

"Nasıl yavaş süreyim amına koyayım! Siktiğimin pezevenginin dediklerini duymadın mı Seyran!"

Direksiyona hızla vurmaya başladı.

"Sakin o-"

Sözümü keserek öfkeyle yüzüme bakınca gözlerimi kaçırdım.

"Ya o yavşak sana onları söylerken sakin mi olayım! Hayır sen neden ajanım diyorsun ki!"

"Ya nereden bileyim! Birkaç gün önce telefonda konuşurken ajan majan bir şeyler diyordun, oradan geldi aklıma! Ne diyebilirdim başka!"

"Sevgilim olduğunu söyleyebilirdin bela!"

Kaçırdığım gözlerimi gözlerine çevirdim.

"Ama sevgilin değilim?"

"Ajan da değilsin Seyran! Uygun olanı bu değil mi sence de?!"

"Evet, ama..."

"Aması yok bela! Ben seni yarın o yavşakla göreve falan gönderemem! Ya sana bir şey olursa!"

Dolan gözlerimi silerek kafamı cama yasladım. Söylediği her şeyde çok haklıydı ama bunun için çok geçti.

"Bana bir şey olması daha iyi değil mi sence de? Yaşamamın bir sebebi de yok zaten. Boş ver beni."

"Benim yaşamak için bir sebebim var ve bunu kaybedemem!"

Cama yasladığım kafamı Ferit'e doğru çevirerek sinirden kıpkırmızı olmuş gözlerine baktım.

"Yarın hiçbir yere gitmeyeceksin Seyran, anladın mı? O yavşakla baş başa bırakamam seni. Bırakmam."

"Ne dediğini duymadın mı Ferit? Tehdit etti resmen!"

"Gitmek mi istiyorsun yani?"

"Hayır ama gitmekten başka seçimim mi var?"

"Var."

"Ne?"

"Gitmemek."

"Tüh ya, nasıl düşünemedim ben bunu!"

"Doğru! Düşünebilseydin ajanım falan demezdin!"

Akmaya başlayan gözyaşlarımı saklamak için kafamı sol tarafa doğru çevirdim. Söylediği şeylerde çok haklıydı ama benim de gitmekten başka çarem yoktu. Gitmezsen babamın ölümünün kendi elimden olacağını söylemişti ve ben ne kadar iğrenç bir insan olsa bile kimseyi öldürmek istemiyordum. Ben katil olmak istemiyordum...

"Ağlama." diyerek çenemden tuttu ve kafamı sağ tarafa doğru çevirdi.

"Ağlaman için değil, sana bir şey olmasın diye söylüyorum bunları Seyran."

Gözyaşımı sildi.

"Özür dilerim..." dedi ve önüme gelen saçlarımı kulağımın arkasına alarak arkasına yaslandı.

"Sorun yok, haklısın." diyerek gülümsedim.

"Hep böyle gül, ağlamak sana yakıştırmadığım tek şey."

Gülümsedi ve önüne dönerek, "Yarın gideceksin yani?.." dedikten sonra hafif öksürdü.

"Zorundayım."

Kafasını salladı.

"Peki, sen bilirsin."

Gözümü çevirerek kafamı yeniden cama yasladım ve gidene kadar yarını düşündüm. Ne yapacağım, nasıl davranacağım, Kıvanç'la tek başıma nasıl baş edeceğim...

Mαϝყα Çαρƙıɳı - SҽყFҽɾHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin