29. Bölüm: Erkekler De Gelinlik Giyer

590 58 64
                                    

1 ay sonra...

"Ya Ferit, ne demek yarın düğünümüz var? En erken tarihe al dedim de gidip niye yarına alıyorsun! Hiçbir şey hazır değil!" diyerek bakışlarımı Ferit'e çevirdim.

Evet, Ferit'e gidip düğün tarihini en erken tarihe aldırmasını söylemiştim ama benim ultra seviye manyak sevgilim yarına aldırmış!

"Sen hiçbir şeyi dert etme güzelim. Hazırlıklara başlandı bile. Nikah memuru, düğün salonu, davetiyeler... Her şey hazır olacak akşama kadar. Şu an sadece gelinliğin yok, onu da senin isteğine göre almanı istediğim için sana bıraktım. Bana da damatlık alıp bitiririz bu işi."

Her ne kadar şu an bu durumu desteklemesem de yapacak bir şey yoktu. Çoktan tarih alınmış, bana da bu duruma ayak uydurup desteklemek kalmıştı.

"Neden bu kadar aceleye getirdin ki? Zorla evlenecekmişiz gibi hissediyorum sayende."

Ferit, oturduğum sandalyenin ayağından tutup beni hızla kendi sandalyesine doğru çekti ve dudağımın kenarına minik bir öpücük kondurdu.

"Bir an önce karım olmanı istiyorum."

Gülümseyerek bozulan saçlarını düzelttikten sonra, "Peki, bir şey soracağım..." dedim ve gözlerimi gözlerine denk getirdim.

"Dinliyoru-"

"BİZ NİYE HÂLÂ OTURUYORUZ!"

Hızla ayağa kalkmamla Ferit'in korkmasını sağlamam bir olmuştu ki bu sayede sandalyeden düşmesinin de sebebi olmuştum ayrıca.

"Ay iyi misin aşkım?" diyerek ufak bir kahkaha attım ve Ferit'in yanına koştum.

"Gül gül. Ben çok güzel güldüreceğim seni düğünden sonra."

Yaptığı imayı anlayarak gözlerimi devirdim ve kalkması için elimi uzattım.

"Kalk hadi kalk, pis heyvan."

Ferit, uzattığım elimi tutup hızla ayağa kalktı ve kalktığı an beni elimden tutup kendine doğru çekerek kolunu belime doladı.

"Biliyor musun..." dedi alnını alnıma yaslayarak.

"Neyi?"

"Senin için canımı bile verebileceğimi."

Ve hızla dudaklarıma yapıştı.

"Bilmesem seni kocam yapmazdım." dedim dudaklarından kısa bir süre ayrılarak.

Ferit, "Bildiğini bilmesem sana bu kadar aşık olmazdım." dedikten sonra dudaklarımızı yeniden birleştirmemizi sağladı.

Nefesini o kadar hissedilebilir bir derecede alıp veriyordu ki, hiç fark etmeden bir an nefessiz kalabilirdi insan.

Ve şu an belki de ben...

"E hadi ama, böyle oyalanmaya devam edersek düğünü rüyanda görürsün." diyerek yeniden dudaklarımızı ayırdım.

"Sonsuza kadar bu şekilde oyalanabilirim."

"Manyak."

Omuzuna attığım yumrukla dudakları yukarı doğru kıvrıldı.

O nasıl gülüştür kurban olduğum...

"Tamam tamam. Sen hazırlan, ben arabanın yanındayım."

Alnıma öpücük kondurdu ve arabaya doğru yürümeye başladı.

Mαϝყα Çαρƙıɳı - SҽყFҽɾHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin