42. Bölüm: Kızımla Dayak Nasıl Atılır, Part:1

334 38 28
                                    

"Tamam, o zaman Arifcan olsun?"

Parla, elini karnına götürerek, "Of Arif, hayır diyorum. Oğlumun ismini ben koyacağım." dediği an Kenan şaşkınlıkla ona baktı.

"Ben?"

"Ne sen aşkım?"

"Ben koymayacak mıyım? Yani beraber koymayacak mıydık?"

Parla, dudaklarını büzdü ve, "Tabii ki beraber koyacağız, lafın gelişi söyledim ben onu." diyerek Kenan'ın dudağına öpücük kondurdu.

Kıskandım.

"Kocam niye beni öpmüyor? Sevmiyor mu artık beni!" diye bağırarak Parla'ya döndüm ve elimi karnıma götürerek oturduğum yerden kalkmaya çalıştım.

Tabii kalkabilirsem.

Parla, "Kocan senin gibi boş boş oturup sarma sarmıyor aşkım böyle. İşleri var adamın, aa. Nasıl bir mafya karısısın sen? Yakışıyor mu sana?" diyerek gözüyle oturmamı işaret etti.

Ben de zaten kalkamamışken yeniden oturayım dedim ve yarım bıraktığım sarmamı sarmaya devam ettim.

"Yenge, Allah için sizinkinin ismini ben koyayım bari, nolur!"

Bakışlarımı yanımda boş boş oturan ve bize hiçbir şekilde yardımı dokunmayan Arif'e çevirdim.

"Bence de ya..."

Elimdeki yaprağı Arif'in ağzına doğru uzattım.

"Kesinlikle öyle olmalı. Hayat zor..."

Bir yaprak daha ona doğru uzattım. İtiraz etmeden yedi.

"No yono, boboğon osmono bon mo koyocoğom?"
(Türkçe meali: Ne yani, bebeğin ismini ben mi koyacağım?)

"Bana bak, kızıma saygım olmasa yemin ederim doğururum şuraya, aa! Konuyu değiştirmek için kırk takla attığımı da mı görmüyorsun, he? Çok istiyorsan kendiniz yapın bir tane!"

Irmak, bakışlarını Arif'e doğru çevirdi ve kaşlarını, 'asla olmaz' manasında hareket ettirdi.

"Ay yok. Daha çok genciz, değil mi Arif'ciğim?"

Arif, istemeye istemeye kafasını salladı.

"Ağlayacak çocuk." diyerek sardığım çiğ sarmadan bir tane daha Arif'in ağzına koydum.

Kaşlarımı çatarak, "Bu kadar iştahlı yemen, canımın çiğ köfte çekmesine sebep oldu." dedim.

Ofladım ve gözlerimi etrafta gezindirdim. Herkes başka bir şeyle ilgilenmeye başladı.

"Bunlardan bir hayır gelmez." dedim ve kendi ağzıma da sarma attım.

"Ee? Şimdi hangimiz Ferit'e canımın çiğ köfte istediğini söyleyecek?" diyerek Arif'e döndüm.

Yine herkes başka bir şeylerle ilgilenmeye başladı.

size.

Kafamı, 'hainler' dercesine salladım ve oflayarak yanımda duran telefonumu elime aldım. Sohbet ekranına girip yazmaya başladım.

Mαϝყα Çαρƙıɳı - SҽყFҽɾHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin