43. Bölüm: Yanlış Alarm

273 40 12
                                    

4 ay sonra...

"Şunlar nasıl? Rahat edebilir mi sence?"

Parla'ya dönüp, "Bilmem ki... Rahat görünüyor. Tam da Ege'ye göre bence." diyerek benden de büyük olan karnını okşadım.

O da gülümseyerek elini karnıma götürdü ve, "Ayy, baksana, Masal için ne bulduğğm!" dedi. Sonra da arkasından bir şey çıkardı.

Yani şu an anlayacağınız kadarıyla bebeklerimiz için alışverişe çıkmıştık. Ferit, Kenan, Onur, Arif ve Tuna, bebitolarımız için bebek arabası bakmaya gitmişlerdi. Biz de kızlarla beraber kıyafet alışverişindeydik. Tabii Parla sürekli ergen bir çocuk gibi manyak manyak şeyler bulup getirmese iyi olacaktı da, neyse.

İşte bakın, yine aynı şeyi yapıyor.

Arkasından çıkardığı şeyi gözüme sokarak, "Bak, 'babamın kopyası, annemin hastasıyım' yazıyorr! Çok tatlıı!" dedi.

Gözüme doğru uzatmaya devam eden çıtçıtlı badiyi alıp dudaklarımı büzdüm ve dolan gözlerimi silerek badiyi sanki kızıma giydiriyormuş gibi yapmak için karnıma doğru tuttum.

"Ya ağlatma, makyajım bozulac- Bir dakika..."

Kaşlarımı çatıp ciddi bir ifadeyle, "Babamın kopyası derken? Neden annemin kopyası değil? Onu dokuz ay taşıyıp karnımın içindeki küçücük yerde büyüten ve bir buçuk ay sonra doğuracak olan insanoğlu ben değil miyim? Neden babasının kopyası oluyormuş? Annesinin kopyası olacak! Vallahi doğurmam, tutarım içimde!" diyerek badiyi hızla üstüne attım.

Ne kıskanması?

"Ya manyak mısın kızım? Çiş mi bu çocuk? Niye içinde tutasın?"

Çişin konuyla alaka seviyesi.

"He he aynen, benim kızım çiş. Tövbe estağfurullah, aa. İyice dinden imandan çıkarttınız lan beni!" diye bağırdım ve aniden karnıma giren sancıyla elimi karnıma götürdüm.

Doğuruyor muyum lan?

"Seyran, iyi misin? Ay doğuruyor muyuz? Yani şey, doğuruyor musun?" diye sorarak ne ara geldiğini anlamadığım ve hızla yanıma geldikten sonra kolumu tutup amacının beni ortadan ikiye ayırmak olduğunu düşündüğüm insan dışı varlığımsı maymuna benzeyen Aylin'e ufak çaplı tehdit içeren bir bakış attım.

Ne çok konuştun be Seyran.

"Sakin olun, daha suyum gelmedi. Ama yani her an gelebilir gibi hissediyorum. Bu arada canım su çekti. Neyse... Ayrıca daha bir buçuk ay var, nasıl doğurayım! Uçarak gelse olmaz mığğ!"

'Aha, başladık yine' dediğinizi duyar gibiyim.

Çünkü ben de duyuyorum.

Neyse.

Melek, sanırım dediklerimi ciddiye almış olmalı ki getirdiği suyu ağzıma doğru uzattı.

"Ya doğru düzgün içirsene şunu be kadın. Ağzım hariç her yer içti yani! Susadı-"

Sözümü bitirmeme engel olan o sancıyla yeniden elimi karnıma doğru götürdüm.

Canığmm yanıyooğğr, 'daha suyum gelmedi, doğuramam' diyooğr.

Mαϝყα Çαρƙıɳı - SҽყFҽɾHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin