32- Kendine İyi Bak

670 52 55
                                    

Keyifli okumalar, oy ve YORUM atarsanız sevinirim. Sevinirim de değil atın artık, deli ettiniz beni. Vpn ile yorum yapmaya korkuyorsanız hiç uygulamaya girmeyin gençler, bir şey değişmiyor çünkü.

Rei- Nereye Gidiyorsun
Retrobüs- Platonik Vecihi

***

Onur Kılınç

Hayat sadece ihtimallerden oluşurdu. Belirsiz, iyi ya da kötü ihtimaller.

Benim hayatımdaki yollar hangi ihtimallere çıkıyordu ya da benim hayatım bir ihtimal üzerine mi şekillenmişti, bunu bilmiyordum. Biri çıkıp şunu yap dediği anda yapmıştım her zaman. Bir yere gidilecekse en önde koşmuştum. Bir şey yaşanacaksa ilk ben yaşamıştım. Kötü şeyleri deneyimleyen de ilk bendim.

Biri gelip bana yaşayacaksın demişti ve yaşamıştım. Sorgulamadan, nasıl olur demeden, başarıp başaramayacağımı düşünmeye fırsat bile bulamadan sadece yaşamıştım. Zor olmuştu. Her şeyi aynı anda halletmeye çalışmak, her şeye tek başına göğüs germek zor olmuştu ama olmuştu işte. Başarmıştım. Kendimden çok versem de, kim olduğumu unutsam da başarmıştım işte. Ama doğru olan ve yapılması gereken şey bu muydu? Bunu bilmiyordum.

Şu anda da başka bir şey kurcalıyordu mesela zihnimi. Her şeye rağmen devam etmek zorundasın diyen, bana kol kanat geren kişiyi bir yana koyarsak... Hayatın terazisi benim için çok daha başka işliyordu. Fark etmiştim bir kere. Yirmi yaşındaki Onur devam etmek zorunda olduğunu kendisinden yaşça büyük birinden öğrenmişti. Abi dediği, sevip saydığı birinden öğrenmişti. Kalbinin taşlaşma sebebi de aynı kişiydi.

Ölenle ölünmüyordu çünkü. Öyle denmişti bana. 'Ölen ile ölünmüyor Onur, yıllarca annenin yasını dört duvar arasında tutamazsın.' denmişti. O zamanlar, bundan tam on sene öncesinde, denilenler mantıklıydı. Hırsımdan belki de kendimi kanıtlama çabamdan kaynaklanıyordu ama mantıklıydı. Herkesin annesi bir yerlerde ölüyordu ama herkes devam ediyordu.

Ama durup dış gözle bakınca, ardımda bıraktığım hayata öylesine bir göz atınca kavrıyordum gerçekleri. Hataydı. Kendim gibi biri olmamak, daha çoğu için kendimden geçmek hataydı. İşin sonunda hiçbir şey değişmemişti çünkü. Hatta bir şeyleri değiştiremediğim gibi mutlu da olamamıştım.

Yirmi senemi çöp etmiştim. Fark edilmek için yirmi senemi çöp etmiştim. Biri beni fark etsin, biri beni sevsin, biri beni anlasın diye yirmi senemi yok etmiştim. Babam mutlu olsun diye kendimi feda etmiştim. Annemi, arkadaşımı iyileştirmek için para kazanmaya çalışmıştım ama hiçbiri olmamıştı.

Dışarıda birçok insan için fark edilen bir adam olabilirdim, beni seven tonla insan olabilirdi ama konu birçok insanın beni sevmesi olmamıştı hiçbir zaman.

Ben bir şeyler uğruna kendimden vazgeçmiştim. Ne uğruna uğraştığım şeylerde başarılı olabilmiştim ne de eski Onur'a dönebilecek durumdaydım.

Tüm bunların üzerine de biri çıkıp bana öleceksin diyordu. Kuvvetle muhtemel de ölecektim. Şaka gibiydi, her şey çok ani ve karışıktı ama olan buydu.

Bu kadar basit olmamalıydı aslında. Yaşam, hayat, kader denen şeyler iki dudağımızın arasından çıkan kelimelere bağlı olmamalıydı. Hatta tüm bunları geçersek, kaçtığımız şeyleri büyük bir hızla kendimize çekmemeliydik. Bu haksızlık gibi geliyordu bana.

Kime ya da neye suç bulduğumu da bilmiyordum ama haksızlıktı. Yaşamayı seven biri olmamıştım hiçbir zaman ama ölmek düşüncesi de otuz yıllık hayatımda bu kadar erken tatmayı beklediğim bir şey olmamıştı.

SENDEN BAHSETTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin