Yaz tatilinin sonuna gelmiş ve tekrar yurtlara dönmüştük.
Bakugou ailesiyle nasıl geçtiğini sorarsanız hayatımda yaptığım en güzel yaz tatilletinden biriydi. Hatta ayrılırken çok zorlandım.
Şimdi ise uraraka tsuyu ve mina ile yanyana yürüyerek sınıfımıza doğru gidiyorduk. Artık 3. Sınıftık ve mezun olup ayrılmamıza çok az kalmıştı.
Ne kadar derslerden nefret ediyorum diye mızmızlansamda bitmesini hiç istemiyordum aslında.
Yurtta biriktirdiğimiz anılar,arkadaşlıklar, okuldaki olaylar bunların bir gün bitecek olması beni bir taraftan üzüyordu.
Kafamı iki yana sallayıp bu düşünceleri kafamdan attım ve sınıf kapısına uzandım. Ben kapıyı açar açmaz tiz bir çığlık duyuldu.
"ABİ VALLAHİ YAPMIYACAM BİDAHA ABİ"
"OĞLUM BIRAKSANA COCUGU"
Katsuki denkiyi ayaklarından tutup camdan sarkıtıyo kirishima ise katsukinin beline yapışmış geri çekmeye çalışıyordu. Sero beyefendi ise sırasında bacak bacak üstüne atmış kantinden aldığı kahvesini hüpletiyordu.
"LAN ******* ****** SERO NE OTURUYOSUN ARKADAŞINI ÖLDÜRÜYORLAR"
"hakettin kanka"
Denki ağlamaklı bi ifadeyle katsukiyr yalvarmaya devam etti.
Fazla bağırmalarından başım şiştiği için katsukiyi ayrı portala denkiyi ise ayrı portala atıp ikisini sınıfın en uzak uçlarına attım.
"Bunlar seneye kahraman olacak desek kimse inanmaz"
"Ne yaptı denki yine??"
Katsuki bir süre sinirini bastırmak için yere baktıktan sonra tekrar sinirli bir ifadeyle bize döndü.
Katsukinin anlatmaya niyeti olmadığını farkedince sero'ya döndük
"Denki koridorun ortasında katsukiye aşkım bebeğim nasılsın diye bağırıp kucağına atladı"
Biz anlamamış bir ifadeyle sero'ya bakıyorduk katsuki denki bunu her yaptığında bir iki vursada hiç camdan falan sallandırmamıştı.
"Sıkıntı olan şey tam olarak arkalarında monoma'nın olmasıydı"
Dördümüz bunu duyunca aynı anda haketmiş dedik. Monoma'nın gazabını bir biz birde allah bilir.
Yerlerimize geçmemizle aynı anda zil çaldı. Ve yanıma sinirden damarları çıkmış bir katsuki oturdu.
"Öldürmem için çabalıyor aptal"
Hak vermek için kolunu patpatladım ve çantamdan kalem ve defterleri çıkarıp dikkatimi derse verdim.
Öğle Arası
Öğleden önceki dersleri geride bırakmış bir yandan sohbet edip bir yandan yemeklerimizi alıyorduk.
Mina benden önce masaya geçince bende tepsime bir elma atıp grupça oturduğumuz masaya yürümeye başladım.
Bir kaç saniye sonra biri omzuma sertçe çarptı ve tepsi yere düşüp yemeklerin bir kısmı ayakkabıma sıçradı.
Hemen yanıma baktığımda biri mavi diğeri sarı saçlı iki kız kol kola girmiş yürüyerek hiç birşey olmamış gibi gülüşüyorlardı.
"Oi"
Seslenmemle iki kızda sanki benden tiksiniyormuş gibi bana döndü.
"Buyur?"
