33- Mektuplardan Hatıralar

470 29 41
                                    

Hiç içime sinmedi ama kitap bitsin istiyorum artık

Keyifli okumalar ♡♡

Oy ve yorum alabilir miyim ^^

Taladro- Büklüm Büklüm

***

"Susarım kalbe, dumur olur geceler. Ayrılık en acı seçenek."

*

Önündeki televizyondaki habere gözlerini devirerek baktıktan sonra kanal değiştirdi genç adam. Daha sonrasında ise etrafındaki insanlara mahcup bir bakış atıp başka bir kanalın haberindeki saçmalıkları dinlemişti sessizce.

Rezillik miydi yoksa fazla cesaretten dolayı gelen bir delilik miydi bilmiyordu ama Onur bu sefer fazla saçmalamıştı, buna emindi Furkan. Tüm bu olanların da sorumlusu kendisiydi, öyle olmasa bile öyle görülecekti.

Buse ile görüntülenmesi bir kenara atılırsa, ki asıl olay zaten bu değildi, kameramanları ve muhabirleri tehdit etmesi apayrı bir sansasyondu.

"Haberim yoktu." diye mırıldandı Furkan bunun bir şey değiştirmeyeceğinin bilincinde olarak. "Şu aralar zapt edemiyorum Onur'u, fazla agresif."

"Bu açıklamaların farkındadır umarım." Yapım şirketinin patronuydu konuşan. Onur bulunduğu konuma gelsin diye üstün çaba gösteren kişilerin en başında geliyordu ve şimdi neredeyse tüm emekleri zayi olmuş gibiydi. "Durumu toparlamamız lazım. Sadece Onur değil, şirket de zarara girer bu durumdan."

Etraftaki kaostan bunalan Furkan, köşeye geçip tekrardan aradı arkadaşını. Telefon yine sonuna kadar çalıp açılmayınca sıkıntılı bir nefes bırakmıştı dışarıya doğru. Hem Onur'un yaptığı şeye canı sıkılmıştı hem de arkadaşına ilk kez bu kadar uzun süreli ulaşamamanın sıkıntısındaydı.

"Buse'yi aradınız mı?" diye yükseldi aynı adamın sesi. "Hemen buraya istiyorum onu da!"

Tam o esnada ofiste yankılanan topuklu ayakkabı sesiyle herkesin kafası aynı yöne doğru dönmüştü. Buse'ydi gelen. Dağınık saçları ile ve renksiz olan suratıyla çok dikkat çektiğinin farkında olsa da bir şey belli etmemeye çalışıp herkesin suratını tek tek süzdü en başında. Daha sonrasında ise çantasını ortadaki masanın üzerine bırakıp odadaki dev ekranda sürekli dönen habere dikmişti gözlerini.

"Bunun bir açıklaması var mı?"

"Özel hayatımızla alakalı bir açıklama mı yapmamız gerekiyordu?" diye sordu Buse aykırı bir şekilde. Onur'a gıcık olabilirdi, onunla sorunu da olabilirdi ama çocuk alenen haklıydı. Magazin muhabirleri resmen hadlerini aşmışlardı ve Onur da yapılması gereken belki de en kibar şeyi yapmıştı ona göre.

"Onur öyle bir açıklama yapamaz!"

"Çocuğun özel hayatı mı yok, oyuncağınız mı sizin?"

Furkan  ileriye doğru atılıp Buse'nin kolunu tuttu bu soru cümlesinden sonra. Bilmediği şeylerle alakalı polemiğe girmesini istemiyordu. "Buse" diye mırıldandı sessiz bir şekilde. "Sen karışma."

"Niye karışmıyormuşum? Birilerini bir yere getirdiniz diye hayatında hak sahibi olmuyorsunuz. Çocuğun bireysel bir hayatı var, bilmem farkında mısınız?"

"Onun hayatını ben kurdum!" Elini masaya vurdu İhsan bu yükselişinden sonra. Ortada parlattığı bir oyuncusu vardı ve o oyuncu üzerinden milyonlarca lira para kazanmıştı, Onur da onun sayesinde paraya para dememişti. Onur ona sırtını dönemezdi, bu işler danışıklı dövüş şeklinde ilerliyordu. "Canımı sıkanın canını sıkarım, o lavuğu getirin bana."

SENDEN BAHSETTİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin