"Yardım edin! Yardım edin?! "
Lidena, elini kınına koymuştu. Ağır ağır köyün ortasından geçerken ağlayarak koşan bir kadına baktı.
"Neler oluyor?"
Eris'in sorusu ile kafasını kaldırdı ve gökyüzüne baktı. Sanırım yarın yağmurlu olacaktı.
"Zeord'un adına! Lütfen yardım edin! Kızımı aldılar... " diyen kadın ile Lidena koyu mavi gözlerini kadına çevirdi ve yavaşça ilerledi.
"Neden kızını aldılar? " dediğinde kadın garip giyinimli kıza tuhaf bir bakış attı ama söylemeden de edemedi.
"Yağmacılar. Savaş yüzünden bizi yağmalıyorlar. Bunu bir fırsat bildiler. " dedi gözyaşları içerisinde. "Şimdi de küçük kızımı alıyorlar. Lütfen yardım edin! " diyerek diz çöktüğünde Lidena derin bir nefes aldı ve köye baktı.
Her şey babası Guan ve halkı için ölmüş bir İmparatorun hatrına...
"Beni evine götür. "
Eris gülerek karşısına geçti.
"İki kişiyiz ve bana henüz hiçbir şey öğretmedin. Yağmacı-lar diyor. Emin misin?"
Lidena bu soruya cevap bile vermedi. Elini açtı ve kadına yok göstermesi için işaret yaptı. Kadın hızla yerden kalkıp dükkanına doğru koşmaya başladı. Küçük bir kızın yardım etmesi bile mühim değildi. Yardım etsin yeterdi.
Kadın aksak, dengesiz koşusu ile dükkanın önüne geldiğinde arkasına baktı ve ağır adımlar ile yürüyen Lidena'yı gördü. "Ne kadar da pervasız. " dedi içinden. Sanki küçük dağları kendi yaratmıştı...
"İki sene sonra. Hayal etsene Ozn. İki sene sonra bu kız bir içim su olacak! "
Ellerini bağladıkları küçük bir kızı sürekleyerek dükkanın önüne atan iki erkek ile Lidena durdu ve kınını toprağa dayadı. İki elini kınının üstüne koymuş, sessizce karşısındaki manzarayı izliyordu. Küçük kızı annesi arkada saklanan Eris'e baktı. Onun yardım edeceğini sanmıştı ama köşede durmuş, uzaktan uzaktan izliyordu. Pişmanlık içerisinde eteklerini tuttu. Çok daha güçlü kuvvetli birilerini çağırmalıydı.
"Ne yapıyorsunuz?"
Lidena, yerdeki küçük kız çocuğuna baktı ve ifadesiz bir şekilde karşısındakilere döndü.
"Haraç."
Lidena, hafifçe başını salladı. Eğilip sessizce küçük kızın yüzünü inceleyip geri çekildi.
"Lakin bu kız sizin ikinize çok fazla. Bir şeyler vermeniz gerek üzerine. "
Adamlar güldü.
"Ne gibi mesela? " dedi uzun olan alayla.
Genç kız kafasını kaldırdı ve ciddi bir tavırla.
"Hadım edilmeniz gerek."
İki adam şaşırarak birbirlerine baktılar. Sonra sinirle güldüler tabii.
"Haraç niyetine seni de almayalım." dediğinde Lidena sağ eliyle kılıcını kavradı ve beyaz kınından itina ile çekip çıkardı.
"Tanrı sizi huzuruna çağırıyor lakin..." dedi kılıcı elinde döndürerek. "...şu küçük kız gibi benim de canım oyun oynamak istiyor. "
İki adam kızın kılıcını çıkarması ile kendi kılıçlarını çekmişlerdi.
"Oynarız." dedi kısa ama iri olan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lidena
FantasyEski Veliaht Guan'ın kızı olan Lidena, babasını öldürmüş olan amcası Zeord tarafından sürgünden çağırılır. Ancak İmparator Zeord'un oğlu veliaht Gablin savaşta ölmüştür. Tahta geçebilecek herhangi bir veliaht yoktur. Zeord, Lidena'yı da savaşa gönde...