İlahi bakış açısı;
"Hıh. Aklınca seni kıskandırmaya çalışıyor galiba." Semih aşık olduğu çocukla birlikte bankta otururken, tam karşısında yanında esmer çocukla gezen ege'den bahsediyordu.
Günlerdir esmer ve Ege kütüphane görevi için birliktelerdi ve Can ise gözlerini onların üzerinden ayırmadığı için Semih sonunda bu işe el atması gerektiğini fark etmişti. Yoksa sevdiği oğlan bu gidişle ellerinin arasından kayıp gidecekti.
Buna asla izin vermezdi semih... Hayatında kimseyi onun kadar sevmiyorken onu kaybetmeye düşünmek bile istemiyordu.
"Onu kıskanmıyorum." Can, semih'in lafından sonra kendini açıklama ihtiyacı hissedip konuştu. "Neden kıskanayım ki?"
"Kıskanmıyorsun zaten. Senin onu kıskanman için bir sebep yok. Ama kendi içinde böyle düşünmüyor olabilir. O yüzden Ege'yi kıskanmadığını ona bir şekilde kanıtlamalıyız."
Can tek kaşını kaldırarak yakın arkadaşına döndüğünde bunu nasıl yapacağını bilmiyordu.
"Merak etme Can. Sana yardım edeceğim."
"Nasıl yapıcaz onu?" Can merakla yanındaki arkadaşına bakarken ona derse desin yapmaya hazırdı.
"Ege yanındaki esmer çocukla samimiyse bizde samimi olucaz."
"Zaten samimiyiz." Can anlamazca ona bakarken neyi kastettiğini anlamamıştı.
"Öyle bir samimiyetten bahsetmiyorum. Yani biraz şey gibi olucaz. Arkadaştan fazlası... Öyle olucaz ki Ege'de onu umursamadığını anlasın."
Can işte şimdi onun ne demek istediğini anlamıştı. Kafasını önüne çevirip derin düşünceler içine girdi. Yapmalı mıydı? En fazla ne kaybederdi ki? Ayrıca Semih kendisine bu kadar fedakarlık yapıp, yardım ederken onu geri çeviremezdi. Çocuğa haksızlık etmiş olurdu. O yüzden kafasını salladı. Sonuçta Ege'yi kıskanmıyordu ve kısa boylu kitap kurdunun öyle sanmasını istemiyordu.
"Yapalım. Ama nasıl yapıcaz ki?"
"Sen o işi bana bırak. Sadece bana güven ve ne dersem onu yap tamam mı?"
Semih telefonunu eline alıp birilerinden bulduğu numaraya yazdı.
0567 ***: 15 dakika sonra yangın merdiveninde ol.
Ege: Sen kimsin?
Ayrıca neden böyle bir şey yapacakmışım?
0567 ***: Sadece dediğimi yap.
Aklında soru işareti kalsın istemiyorsan gelirsin
Ege: Ne konuda
0567 ***: Can konusunda.
görüldü..."Geleceğinden emin misin?" Can ve Semih yangın merdivenine doğru yürürken bir yandan da konuşuyorlardı.
"Kesinlikle gelecektir. Dediğim gibi, o çocuk sana takıntılı."
"Yangın merdiveninde ne yapcaz."
"Sevgililer ne yaparsa onu yapıcaz." Semih konuşurken bilerek Can'ın gözlerinin içine bakıyordu.
Can Semih'e hayır diyemezdi. Hele ki Semih Can'ın gözlerinin içine bakarken asla.
"Ne yaparmış sevgililer?" Can bilerek sormuştu. Çünkü bilmek istiyordu semih'in ne kadar ileri gideceğini.
"Ya sence ben çok mu memnunum seninle bu oyunu oynamaktan. Tabii ki değilim. Ama senin için yapıyorum Can. Sana değer verdiğim için bu kadar şey düşünüyorum. Seni takıntılı bir manyaktan kurtarmaya çalışıyorum. Sen de bir zahmet uyum sağla tamam mı?"
Can'a 'ben sana yardım etmek zorunda olmamama rağmen bunu yapıyorken sen de sus' demek istiyordu kısacası.
Can da onun demek istediği şeyi anlayıp önüne dönüp yürümeye devam etti. Semih haklıydı. O kendisi için bu kadar şeyi yapıyorken Can'ın sürekli sorgulaması saçmaydı.
Sonunda yangın merdivenine geldiklerinde Can semih'in yüzüne baktı çünkü ne yapması gerektiğini bilmiyordu.
"Sen otur." Semih Can'ı merdivene oturtturup kendisi de çocuğun kucağına oturmuştu.
"Böyle duracak mıyız?" Semih yukarıdaki katın kapısına bakıyordu.
"Tabi ki hayır. Ege'nin gelmesini bekliyorum. " Ve sonunda kapının açıldığını gördüğü an hemen Can'ın ellerini kendi kalçasına yerleştirdi ve çocuğun dudaklarına yapıştı. Bir yandan da Can'ın aletine sürtünerek inliyordu.
Ege'nin onları sevgili sanıp Can'dan soğuması için bu planı yapmıştı. Böylece Can'dan nefret edecek ve bir daha can'la göz göze bile gelmeyecekti.
Yukarıda ikiliyi izleyen çocuk onları gördüğü an şok olmuş gibi donmuş kalmıştı. Böyle bir manzara beklemediği kesindi. Kendine geldiği an yangın merdiveninden çıkıp oradan uzaklaştı. Midesi bulanıyordu.
Semih onun gittiğini görmesine rağmen gözlerini kapatıp can ile öpüşmeye devam etti. Yıllardır sevdiği çocukla ilk kez öpüşüyordu ve bu fırsatı bir daha yakalayabilir miydi emin değildi.
Dilini Can'ın dudaklarının arasından içeri soktuğunda gözlerini açmış sevdiğinin ne durumda olduğuna bakmıştı.
Can gözlerini kapatmış kendini tamamen Semih'e bırakmış gibiydi. Onun bu hâli semih'i daha da azdırırken kalçasını Can'ın aletine bastırıp bağırarak inledi."Ahhh Can" birilerinin onu duyması umurunda bile değildi.
Bu defa kendini çocuğun aletine bastırarak sürtünürken bir yandan da öpüşmeye devam ediyorlardı. Ve o anda semih'in hiç beklemediği bir şey oldu. Altında kabaran aleti hissetti. Kaldırmıştı. Can Semih'e kaldırmıştı.
Şaşkınlıkla dudakları hareket etmeyi bırakıp Can'dan ayrıldı. Can sonunda kendine gelmiş gibi gözlerini açıp etrafa bakarken aletinin kabardığını yeni fark etti. Hızla bakışları tekrar semihe dönerken onun da şaşkınlıkla kendisine baktığını gördü. Kucağındaki çocuğu koltuk altından tutup yanına oturturken Ege aklından çıkmıştı bile.
Hiçbir şey demeden merdivenden kalkıp gitti. Semih hâlâ ağzı açık, şaşkınca onun arkasından bakarken sonunda kendine gelip gülümsedi. Başarmıştı.
Semih Can'ın hiçbir zaman kendisine o gözle bakmayacağını düşünürdü. Bu yüzden hiçbir zaman Can'a açılmayı bile düşünmemişti. Yine onun başkaları sevgili olmasına da izin vermemişti. Kendisiyle olamıyorsa başkasıyla olamazdı. Bu uğurda kaç kişiyi yaktığını hatırlamıyordu bile. Ege sadece bunlardan birisiydi.
Can'ın Semihten etkilenip ona kaldırması aşık çocuğa inanılmaz bir umut vermişti. Normalde cana yürümeyi aklından bile geçirmezdi ama bu günden sonra sadece başkalarını Can'ın etrafından uzaklaştırmakla kalmayıp bir yandan da onu kendine aşık etmeye çalışacaktı.
__________________________________
Olayı şöyle anlatayım Semih Can'ın kendisine aşık olmayacağını düşünüp Can'a hiç açılmıyor. Ama başkası ile olmasına da izin vermiyor. Bu kadar tiyatro oyunları falan bu yüzden.
İşte bu da böyle bir psikopat.
Bu arada az çok biliyorsunuz semih'in ailesi sıkıntılı o da sevgiyi can'da arıyor.