Kaybolan Yıllar| 33

3.1K 296 769
                                    

🖇Umarım severek okuduğunuz bir bölüm olur, keyifli okumalar dilerim...

Bu bölüme rekor oy ve yorum bekliyorum, Lütfen emeğe saygı arkadaşlar!

Kitappadle artık eşitlenmiş durumdayız, bölüm duyurularını instagramdan takip edebilirsiniz. Paylaşım yapacağım zaman bilgi veriyorum:)

Bölüm şarkılarımız;

Candan Erçetin-Yüksek yüksek tepelere

Fikret Kızılok- Bu kalp seni unutur mu?

Nazan Öncel- Beni Hatırla

33.Bölüm

15 gün sonra…

Devrim Akyol’un anlatımından,

Günler geçmişti… İlk defa birbirimize kırıldığımız, birbirimizi kırdığımız, bağırdığımız, tartıştığımız ve neredeyse her şeyi bitireceğimiz o günün üzerinden 15 gün geçmişti. O gece uyumakta zorlanmıştım, baş ağrım beni bitirmişti. Sabah güneş doğarken zor uyumuştum ve Pamir’in endişeli sesini duyarak uyanmıştım. Ama kendimi o kadar hasta hissetmiştim ki onunla olan tartışmamız aklıma bile gelmemişti ilk anlarda. Ateşten kendimi kaybetmiştim.

Yavaş yavaş kendime geldiğimde olaylar zihnime bir bir düşmüştü. Sonra Pamir’in çaresiz bakışları, pişmanlığı, sözleri, yeminleri, düşünceleri benim kararımı vermemi sağlamıştı. Aslında hatalı olan bendim, ilk tartışma da yüzüğü çıkartmayı düşünmek ona olan tahammülsüzlüğümü göstermişti. Yalnızca iş için olan tahammülsüzlüğümü…

Konuşunca, Pamir’i anlayınca, Pamir’in beni anladığına emin oldukça düşüncemin yanlışlığını fark etmiştim. Yine de iyi ki diyordum yoksa bu mesele bizim aramızda sorun oluşturmaya devam edecekti…

O günden sonra her şey yoluna girmişti. Pamir’in iş konusunda daha anlayışlı davrandığını görmek içimi rahatlatmıştı. Aynı şekilde bende ona baskı yapmamıştım. Birbirimizi anlayarak, sınırlarımıza saygı duyarak günlerimizi geçirmiştik ve nikahımıza günler kalmıştı…

“Pamir makyaj masasını şuraya mı çeksek?” dedim elimdeki elbiseyi askıya asarak. Geçtiğimiz hafta lojmandan bir ev boşalmıştı. Hakan, Sinem ve abimden farklı bir apartmanda bir daireydi. Birimiz savcı, diğerimiz asker olduğu için burada kalmamız daha emniyetliydi. Baran Albay ile konuşarak o evi biz tutmuştuk. Evimizin eşyalarını çoğunlukla ben seçsem de Pamir burada olduğu zamanlarda bana yardım etmişti.

Eşyaları yerleştirmeyi dün bitirmiştik. Daha doğrusu mutfak, salon gibi odaların eşyaları yerleşmişti. Halide hanım, Burçe, Sinem ve ben el birliği ile oraları halletmiştik. Şimdi sadece yatak odası kalmıştı. İşten çıkışta Pamir ile anlaşıp kıyafetlerimizi yerleştirmek için sözleşmiştik. Zaten nikaha da 5 gün kalmıştı.

Odamız krem tonlarının hakim olduğu bir odaydı. Çift kişilik bir baza, bazanın iki yanında komodin ve komodinin üzerinde abajurlu lamba, yatağın karşısında aynalı ve geniş kapıları olan bir gardırop, onun sağ çaprazında da benim makyaj masam vardı. Yatak başlığının yaslı olduğu duvarda yan yana duran üçlü çerçeve asılıydı. Birinde evlenme teklifi günü çekindiğimiz, diğerinde nişanlandığımızda çekilen fotoğraf vardı. En ortadaki çerçeveye de nikahta çekindiğimiz fotoğrafı koyacaktık.

3+1 bir evdi. Odalardan biri yatak odasıydı, diğeri oturma odasıydı. Bir tanesi de boştu ama mutlaka değerlendirilirdi.

“Bence yeri iyi.” Dedi Pamir yatakta otururken. Aynadan ona doğru bakarken güldü. “Oradan seni daha rahat izlerim.” Dediğinde gülerek ona doğru döndüm. “Adamın derdi başka.” Pamir söylediğim şeyle omuz silkti. “Benim başka ne derdim olabilir ki?”

Kaybolan Yıllar| Asker & SavcıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin