Bölüm | On Beş

12.3K 459 87
                                    

"Efkan, Kimseyi tanımıyorum. "
Dün merkezden geldikten sonra çok bir şey yapmamıştık zaten halimizde kalmamıştı. Efkan beni evime götürdüğünde hakan bizim ahırda inek sağıyordu.

Ona kısaca olanları anlatarak Efkanda kalacağımı ve dönünce her şeyi anlatacağımı söyledim.

Şuanda kına için hazırlanmıştık  sabah hayvanlara efkan gidip bakmıştı.

"Tanıştırırım seni, " Diyerek evinin kapısını kapattı. Bugün düne göre biraz daha asabiydi.

Birlikte seyitin arabasına bindik sayit dün arabasını efkana bırakmıştı. Efkan sessiz bir şekilde arabayı kullanırken bende başımı cama yasladım. Dün marketten aldıkları ile öğleye doğru kahvaltı yapmıştık,

"Gergin gibisin? " Dedim daha fazla sessiz kalamayarak içim sıkılmıştı.

"Dişim ağrıyor. " Ona doğru dönerek "hangisi? " Diye sordum.

"Yirmilik. çok tuhaf aslında dişim şuan yerinde değil ama tam da çıkmadı. Sallanıyor. "

"Aysima yapamadı mı? "

"Yapıyordu. mesajını gördüm yarım bıraktı. "

Zahmet ettin ya gelmekle sağ ol

Bene yanmıştım. Ödeşmiş olduk kısaca

"Ne yapacaksın şimdi o dişini? "

"Çektireceğim. Yarın sabah arkadaşım gelecek. "

"Yemek yiyebiliyorsun değil mi? "

"Yiyorum."

"Sen bu arkadaşlarını nereden buldun. "  Maşallah hepsininde mesleği vardı.

"Okuldan."

Babasının dünya kadar parası vardı tabi okutmuştu oğluğunu

"Sen gerçekten katil misin? " Daha fazla dayanamamıştım. İlk günden beri deli gibi merak ediyordum.

"İlk defa biri bana gerçekten katil misin diye sordu. " Dedi düz bir sesle ne yani katil değil miydi?

Sanırım onun katil olmadığına artık inanan tek ben olduğum içindi. Şimdiye kadar katilsin sıfatı üzerine yapıştığı için esasını kimse sormuyordu.

"Köyün meydanında öldürdüm. Herkes gördü, herkes biliyor. "

"Öldürdün mü sahiden. "

Güler gibi bir ses çıkardı. "Benim mağrada saklandığım yıllar yan mağradada sen kaldın sanırım. Hiç mi duymadın konuşulanları, "

"Katil olduğunu duydum. Herkesin seninle birlikte olmak için yanına geldiğini duydum. Sonra -"

"Evet evet. " Diyerek sözümü kesti
"Birde o vardı değil mi? " Diyerek yüzüne keyifli bir ifade yerleştirdi.

"Sana kim dedi birlikte olmak isteyenlerin bana geldiğini, "

"Bilmiyorum, Kızlar konuşurken duydum. "

"Sen geldiğin gün. Randevu ile kabul ediyorum demek vardı da ne diyeceğini merak ettiğim için eve aldım. "

"Benimle tanıştıktan sonra başka biriyle oldun mu? " İlk gün çok korkmuştum. Ben içeride iken başka biri gelir beni görür diye

Ama gün geçtikçr içimdeki bu korku birinin beni görmesi diye değil efkanın başkasıyla olması endişesine yer vermişti.

Tek korkum birinin beni görmesi değildi artık. Endişem vardı artık efkan'ın bana olan tavırlarını, başka birine de göstermesi başka birine de yemek yedirmesi, dokunması konuşması bile tahammül edilesi bir şey değildi.

Dilara hiç bir zaman umrumda olmamıştı. Çünkü efkanı tanımıyordum. Bana özel olsun istemiyordum. Sadece efkan beni tehdit ile yanında tutan efkan.
Hem de o zamanlar o kadar iyi biri değildi.

Ya da kendime konduramamıştım. Dilarayı kıskanıyorum ayrıl demek
Kıskandığımı söylersem dalga geçer diye korkmuştum. Ayrıl demeyi gururuma yedirememiştim.

"Kaç gece bende kaldın. Sandığın gibi saat başı biri geliyor muymuş?"

Omuz silktim. Onda kalmadığım geceler vardı, gündüzleri merkese indiği saatler vardı.

Başımı iki yana salladım, "yok öyle bir şey çünkü. "

Başımı ona doğru çevirdim, "yok mu? "

Başımı iki yana salladım. "Hayır var kandırma beni, "

"Bende ilk defa senden duydum. Biliyordum konuştuklarını da kızların her gece bana geldiğini bilmiyordum. "

"Öyle bir şey olmasa neden böyle bir dedikodu yayılırdı. "

"Yanıma kız yollayan oldu. Ama sandığın gibi değil, "

"Temizlik yapmaya değil mi? " Dedim samimi olmayan bir sesle

"Hayır ahbablarım yolladı. Soda içirip geri gönderdim. "

Ve bende şimdi inandım.

"Sizin köydeki kızlar duyduğum kadarı ile kudurukların önde gideni biri ortaya taş atmış diğerleride atlaşmış beni görseler korkarlar, " Bana kısa bir bakış attı, "senin gibi."

Ondan korktuğum bir gerçekti.
İçimden belki desem de gerçekten de katildi.
Aklın alması güç olsa da...

"Beni neden aldın evine o zaman. Tüm bunların söylenti olduğunu söyleyip gönderebilirdin. "

"Korkudan tir tir titriyordun. Ve çok komiktin, dalga geçmek istedim. "

"Sen o gün benimle dalga mı geçtin."  Dedim abartılı bir şekilde

"Ne sandın. " Dedi alayla

"Sonra neden tehdit ettin? "

"Yanıma gelirken çekinme diye kendi iradane bıraksam utanırdın gelmeye, "

"Dalga geçiyordun hani? Ne değişti."

"Amın çok tatlıydı."

Şerefsiz.

"Köyden kimseyle birlikte olmadın mı? "

Dilara dışında.

"Ama... " Diyerek bir şey demesine fırsat vermeden itiraz ettim. "Köyde iki tane sarışın olduğumuzu bildin. "

"Biri sen, biri sikimin başı. " Yüzümü buruşturdum. Bana döndüğünü hissettim.

"Başka kim var? " Dediğinde omuz silktim. "Madem kızlarla olmadın belki aralarında sarışınlarda vardı nerden biliyorsun? "

"Tüm köyü tanıyorum. Çocukluğum bu köyde geçti bilmem değil bilmemem tuhaf olurdu. Ayrıca tek sarışın sizin ailenizde var aileni tanıyorum ama seni hatırlayamadım. "

"En sarışınlarıda senmişsin. " Dedi beni süzerek

Baba tarafımdan geliyordu. Babam her ne kadar yaşlandığı için saçları beyaz olsa da zamanında sarışınmış abimden sarıdan siyaha dönmüş büyüdükçe ve saçı kesildikçe

"Bu arada, " Dedim yutkunarak

"Sen kimi öldürdün? "

"Babamı."

Bölüm kısa oldu biliyorum. Ama elimde değil asla yazamıyorum. Hastayım ve duygusal. Olarak iyi hissetmiyorum biraz kendimi toplamak istiyorum.
Sorunlarımı halletmem gerek.

Yazabildikçe bölüm yazarım.

Ne içimdeki sokaklara sığabildim ne  dışarıdaki dünyaya

orenda +21Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin