"Beni imparator yapmakla ne kastettin? " dedi Eris baraja geldiklerinde. "Benimle evlenmek mi istiyorsun?" dediğinde Lidena kafasını iki yana salladı.
"Hayır, ölmek istiyorum."
"Ne? "
Genç kız kılıcını kınından çıkardığında Eris karşısına geçti.
"Ölmek mi istiyorsun? "
Lidena gözlerini gözlerine dikti.
"Ölmek istiyorum. "
Lidena ırmağa bakarken Eris koşarak karşısına geçti.
"Ölemezsin."
"Ölürüm.""Ölemezsin! "
Genç kız sinirden kırpkırmızı olmuş Eris'e baktı.
"Yaşamak için sebeplerini sorsam arasında ailen yer alır. Benim yaşamak için sırtımı dayayacağım hiç kimsem yok." dediğinde Eris kaşlarını çattı.
"Ben? " dedi ellerini göğsüne koyarak. "Peki ya ben? Ben varım! Aileme sırtımı döneli çok oluyor Lidena. Üstelik diğerlerinin de alay ettiği gibi biriyim ben. El bebek, gül bebek. Ben hiç kılıç tutmadım, hiç para kazanmadım, kavga etmedim. Bir anda böyle bir şeyin ortasına düştüm ve seni takip ettim. Ne olur artık sen de beni görsen?" demişti.
Lidena mavi gözlerini genç adamda gezdirdi.
"Seni mi göreyim?"
Eris ellerini açtı.
"Yani yeterince belli değil mi? Herkes beni köşeye sıkıştırıyor sonuçta. Neden senden hoşlandığımı soruyorlar." dedikten sonra dudaklarını yaladı. "Bütün bunların benim için bir önemi yoktu. Sen imparatoriçe olacaksın. Tahtına, hak ettiğin yere geri döneceksin. İşte sırf bu yüzden sessizce seni sevebilirim sanmıştım. Sonuçta ikimiz çok farklı mevkilerdeyiz. Ama şimdi? Şimdi bana ölmek istediğinden bahsediyorsun. Sonuç olarak sen de ben de ölünce aynı şeye dönüşüyoruz. Bir avuç toprak. "
Lidena karşısında çırpınan adamı izledi.
"Benden ne yapmamı istiyorsun? "
"Bana bir şans ver. " dedi Eris hızlıca. "Belki yaşaman için sebep verebilirim." diyerek bir iki adım attı. "Sen de sevmeyi dene. Sana zarar veremez ki... "
Her şey bu sözler ile başladı. Lidena, Eris'i kabul etti. Ona sırtını yasladı. Eğer yeniden ailesi olursa onun Eris olabileceğine inandı.
"Umarım sözünün arkasında durursun." dediğinde Eris şaşkınca gözlerini açtı.
"Ne? Kabul mü? " dedi heyecanla.
"Evet, küçük adam. Kabul."
Kılıcını kınından çıkarıp da baraja döndüğünde Eris durduğu yerde heyecanla sallandı. Onu, onu sevmeyi mi deneyecekti yani?
Lidena, Eris'ten bir haber. Kılıcını önce sağa salladı. Baraj gürültüyle yıkıldı. Baraj yıkıldıktan hemen sonra sol tarafa doğru döndü ve ellerini kaldırdı. Toprak su gibi aktı. Eşelendi ve bir gölet haline geldi. Irmak iyiye ayrıldı ve su gölete birikti. Suyun dolduğu yerin en tepesini yeniden yıktı. Bu sefer su gölet dolduğunda eşilen yerden aşağı aktı ve ırmak ile yeniden birleşti.
"Aşağıya su gidiyor, bir miktar su da burada birikiyor." dedi kendi kendine.
"Çok güzel oldu." diyerek Eris Lidena'yı destekledi. "Bu şekilde sorun çözülecektir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lidena
FantasyEski Veliaht Guan'ın kızı olan Lidena, babasını öldürmüş olan amcası Zeord tarafından sürgünden çağırılır. Ancak İmparator Zeord'un oğlu veliaht Gablin savaşta ölmüştür. Tahta geçebilecek herhangi bir veliaht yoktur. Zeord, Lidena'yı da savaşa gönde...