56. Lidena "En Yakın Düşman"

569 90 45
                                    

   Yalın ayak yürüdüğü dere boyunca etrafına bakınıyordu.

   "Özür dilerim! "

    Ağlayarak saçlarını geriye itti.

    "Nerdesin? " diye bağırdı etrafa.

    "Özür dilerim, benim hatam. "

    Hıçkırıklar ile koşmaya başladı. Dereye boyunca koşuyor, bir yandan da ağlıyordu.

    "Seni böyle göndermemeliydim!" diyerek tekrar bağırdı.

    "Benim hatam! "

    "Elrin!"

    Nuyya kan ter içerisinde açtı gözlerini. Nefes nefese etrafa bakındı. Yok canım. Aptal bir kabustu gördükleri. Başka bir şey olamazdı.

   Telaşla üzerini değiştirdi ve Komutan Ovrin'in eşliğinde eğitimhaneden ayrılıp kasabaya indi. Beraber yürüdükleri o süreç boyunca hiç konuşmamışlardı. Kasabanın girişinde bir kulübeye geçmiş ve üzerini değiştirmişti. Üzerine giydiği garip kaftanı ile başını kapatmış ve beyaz bir peçe takmıştı. Bu ufak saklanmanın ardından yollarına devam ettiler.

   Nuyya gergince etrafına bakındı ve Ovrin'e fısıldadı.

   "Aşağıdaki taş ocağında buluşalım." dediğinde Ovrin sadece kafasını sallamıştı.

   Yemek yiyen insanların arasından hızlıca geçmiş ve ufak, köhne bir dükkana girmişti.

   "Hoş geldiniz. " dedi garip giyinimli bir kadın. Kendisi bir ruh bükücüydü. İnsanlar ona haklarında soru sorduğunda ruhlarını okuyabiliyordu.

   "Hoş buldum." diyerek şöyle bir bakındı Nuyya.

    "Buraya oturabilirsiniz."

    Nuyya gösterdiği sandalyeye baktı ve derince nefes aldı. Ağır adımlarla yaklaşmış ve sandalyeye oturmuştu. Cebinden bir miktar para çıkarttı ve nazikçe masaya koydu.

    "Ben, garip bir rüya gördüm." diyerek gözlerini merakla karşısındaki kadında gezdirdi. "Oğlumu bulamıyordum. Kaybolmuştu." dediğinde kadın gözlerini başka bir tarafa çevirdi. "Başına bir şey gelmiş olamaz. Olamaz, değil mi? "

    Ruffa dağınık dükkanına baktı. En zoruydu zaten. İnsanlara bunları söylemek.

   "Oğlunuz..." diyerek dönüp kadına baktı "... göçüp gitmiş."

   "Ne?"

   Nuyya kaskatı kesildi.

    "Olamaz! Nasıl olmuş? Görebiliyor musunuz? " dedi Ruffa eğilip Nuyya'nın gözlerine baktı. Gözler Ruhun aynasıydı zaten.

    "İnsan kılıklı bir canavar." diye mırıldandı. "Hırs, kıskançlık, rekabet... Duygulardan meydana gelmiş bir canavar saldırmış." dediğinde Nuyya yumruklarını sıktı.

   "Onu bir kız mı öldürdü?" dediğinde Ruffa geri çekildi ve kadına büyük bir ciddiyetle baktı.

   "Ortada bir ruh görmüyorum hanımefendi. Duygulardan oluşmuş bir canavar var. Kimin kukla olduğu değil mevzu. Kimin duyguları? "

    Nuyya dolan gözlerini daha fazla tutamadı. Ağlamaya başladığında Ruffa ne yapacağını kestiremedi.

  "Ama biri intikamını alacak." diye fısıldadı.

   Nuyya kızarmış gözlerini kadına dikti.
 
   "Ne? "

    Ruffa kafasını iki yana salladı.

LidenaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin