4.Bölüm "KARMAŞIK"

77.8K 3.1K 606
                                    


"Sen Selinlerde kalmayacak mıydın?" diye sordu abim en az benim kadar şaşkınlıkla.

Sorusunu es geçerek, "Abi bu evin hâli ne?" dedim kocaman olmuş gözlerimle şok içerisinde.

Etrafta göz gezdirerek "Biraz dağıldı, ama yarın temizlikçi gelecek," diye cevap verdi biraz daha yatışmış bir biçimde. Ne yani, bu kadar dağınıklığı bir temizlikçinin toplayacağını mı düşünüyordu gerçekten?

Eve girdiğimde bir an doğru ev mi diye tereddütte kalmadım değil. O derece dağınıktı. Bıraktığım halinden eser yoktu. Her yer birbirine girmişti resmen. Cips paketleri, sigara izmaritleri, boş bardaklar...

Evin dağınıklığı o kadar aklımı başımdan almıştı ki içeride bizden başka insanlar da olduğunu ancak fark edebildim. Daha önce hiç görmediğim kişiler gözüme ilişince odayı başka bir boyuttan incelemeye başladım. Abim, ikili koltukta oturuyordu. Yüzünde ise rahatsız bir ifade vardı. Gecelerini mahvetmiştim tabii. Yanında ise sarışın bir kız vardı. Koyu mavi, dapdar ve kısacık bir elbise giymişti. Bacak bacak üstüne atmış, ifadesiz bir şekilde beni izliyordu. Üçlü koltuğa baktım. Orada da esmer bir kız bacak bacak üstüne atmış oturuyordu. Bunlara bu rahatlığı kim vermişti böyle? Kan kırmızısı bir ruj sürmüştü. Siyah da bir elbise giymişti. Elbisenin derin bir göğüs dekoltesi vardı. Omzunun üstünden bana bakıyordu. Ben de ona bakarken gözüme omzundaki el çarptı. Elin sahibine döndüm.

Bu da kimdi böyle?

Daha önce görmüş olamazdım. Görseydim asla unutamazdım çünkü. Yüz hatlarını deli gibi ezberlemeye başlamıştım bile. Koyu renk gözleriyle o da herkes gibi bana bakıyordu. Bakıyordu bakmasına da, bakışları herkesten farklı olarak, farklı etkiler bırakıyordu üzerimde. Siyah, uzun saçları vardı. Hafiften yukarı kaldırmıştı. Ne ince, ne de kalın bir dudak yapısı ve imrenilecek derecede biçimli bir burnu vardı. Çok güzel gözüktükleri kesindi.

Abimin yalancıktan öksürmesiyle çocuğu incelemeyi bıraktım. Zaten incelemem ona daha çok mest olmamı ve içimdeki arzuyu kabartıyorsa bu doğruyu yapmıyorum demekti. Çünkü en başta yanında bir kız vardı, abimin arkadaşıydı, fazla yakışıklıydı falan. Kısacası fazla imkansızdı bana. Ne kadar kısa kesersem o kadar az etkileneceğimi biliyordum.

Daha fazla vakit kaybetmeyip, mutfağa ilerledim. Mutfağın kapısından girmemle burasının da bir hayli dağınık olduğunu gördüm. Ama ilk önce salonu halletmeliydim. Üst dolaptan çöp poşeti rulosunu alıp, tekrar salona ilerledim. Tek başıma toplamayacaktım tabi ki. Bir tane çöp poşeti koparıp, ilk önce abimin yanındaki kıza uzattım. Elimdeki poşeti ne aldı, ne de bir şey söyledi. Öylece suratıma bakmaya devam etti.

"Bakma öyle, al," dedim elimdeki poşeti ona daha da yaklaştırarak.

"Ceren," dedi abim uyarıcı bir sesle. Ben hâlâ kıza bakıyordum, o poşeti alana kadar da bakmaya devam edecektim.

Sonunda poşeti elimden aldı. Ben de rulodan bir poşet daha koparıp, diğer kıza döndüm. Yanındaki çocuğa bakmamaya özen gösteriyordum. Bakarsam gözlerimi ayıramıyordum çünkü. Kız uzatır uzatmaz poşeti elimden aldı. Yanındaki çocuk hiçbir müdahale de bulunmadı.Bende görev dağılımı yapmaya başladım.

"Şuraları sen topla," dedim sarışın kıza sol tarafımdaki dağınıklığı göstererek. Kız bana bir şey demeden beklentiyle abime dönüp baktı.

Abimde kız ona bakar bakmaz bana dönüp, "Ceren saçmalıyorsun," dedi dişlerinin arasından.

"Saçmalamıyorum abi. Bu evi tek başıma toparlayabileceğimi düşünmüyorsun umarım," dedim etrafımı göstererek. "Zaten toparladıktan sonra gidip yatacağım." Bunu dememle abimin yüz ifadesi biraz yumuşadı.

TAKINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin