Karşılıklı Süpriz!

887 50 4
                                    

Devam etmemi isteyenlere güzel haber! Diğer hikayeyi ertelemeye karar verdim. Destek olan herkesede çoook teşekkür ederim<3

Sabah uyandığımda kendimi odamın kapısının tam yanında buldum.
Bi dakka lan! Benim yatakta uyuyo olmam gerekmiyo mu? Tamam yani biraz anormal olabilirim ama bu yatakta değil de yerde yatacağım anlamına gelmiyo dimi?
Kafamda müthiş bi ağrı var zaten, o da cabası.
Kapı birden açıldığında kafama çarptı.
" Ah! Lan ağzına tükürdüğüm dikkat etsene!"
"Kusura bakma Mira, normal insanlar gibi yatakta değilde kapının tam eşiğinde yattığını tahmin edemedim."
"Of ne sırıtıyosun Anıl ya!"
"Uzatma kalk hadi bak işimiz var okuldan sonra bi yere gidicez. "
"Nereye ya kafam kazan gibi zaten, ne okula nede başk abi yere gelemem ben!"
"Valla okula ister gel ister gelme ama yeni alışveriş merkezinin kontrolüne gelmezsen seni kıtır kıtır doğrayabilirim."
"Ne merkezi manyak mısın? "
" Hadi Mira kalk giy üstünü. Ben kahvaltıdayım." dedikten sonra dışarı çıktı. Allah'ım ya ! Sanki sekreteriyiz beyefendinin.
Kalkıp ılık bir duş aldıktan sonra dolabın karşısına geçtim. Mini toz pembe bi şortla omzu açık, üzerinde Mustafa Ceceli ' nin olduğu bi t-shirt giydim. Saçlarımıda bol sövmeli bi tarama kısmından sonra düzleştirip topuz yaptım. Çıkıp salona doğru ilerledim. Salona girdiğimde herkese "Günaydın millet. " dedim.
Anıl "Sanada günaydın hayatım." dedi. Daha sonra kafasını tebessüm ederek kaldırdı. Gözleri beni bulunca yüzündeki sırıtışın yeri direk çatık kaşlar aldı.
" O şort ne lan !?!"
Anıl öyle deyince Atıl'ın gözleri doğal olarak şaşırdığı için bacaklarımı buldu.
Anıl Atıl'ın bana baktığını görünce tabanındaki domatesi ona fırlattı.
" Ne bakıyon lan!"
"Sen ne domates fırlatıyon lan a-" Atıl'ın gözleri beni bulunca direk sustu. " Pardon. " diyerek üzerindeki lekeyi çıkarmak için lavaboya yöneldi. Anıl'sa yanıma gelip tek eliyle yüzünü sıvazlayıp " Kızım sen beni çıldırtmaya mı çalışıyosun? " dedi sakin kalmaya özen göstererek.
" Ya ne var işte şooort." dedim elimle
şortu göstererek.
" Dua et evde bende başka cinsi erkek olan bi varlık var yoksa şu şortu şuracıkta çıkarırdım." dedi.
Söylediği şeyle ağzım açık kaldı.
Bana doğru gelmeye başladığında, "Pis sapıııık!!!" diye cırlayarak osama koştum. Öküz demeyide ihmal etmedim tabi.
Üzerimdekileri çıkartıp rengarenk çiçekli dizimin hemen üstünde biten bir elbise giydim.
Sonrada salona döndüm. Baktığımda Anıl yoktu.
"Atıl, Anıl nerde? " dedim. Atıl'ın karşısına otururken.
" Neden?". Söylediği şeyle biraz afallasamda bozuntuya vermedim.
" Hiiç şey, bi yere gidicektikde."
"Hm, bi işi varmış, gitmesi gerekti. Bugün musait misin? "
" Evet? " dedim soru sorar gibi.
" Birlikte dolaşalım mı biraz ?"
Bi şeyler oluyor ama anlayabilmiş değilim.
" Olur."
" Tamam o zaman, ben kalkıyorum." dedi. Bende kalkıp çanta almak için odama çıktım.

***

"Ay burası çok güzel. "
" Beğeneceğini biliyodum." dedi sırıtarak.
Birlikte lunaparka gelmiştik. Girişe gidip iki tane pamuk şeker aldık.
" Sen pamuk şekeri değilde pamuk şeker seni yemiş gibi duruyo. " dedi.
Ne kadar baktığımı anladığımda mendil çıkarıp ağzımı temizledim. Atıl'da kıs kıs gülüyodu. Bok varda gülüyon.
Birlikte korku trenine doğru yol aldık.

~Anıl'dan~
Abime işim olduğunu ve Mira'mı sıkılmasın diye söylediğim yere götürmesini söyledim. Yoksa o salak herif kesin belli ederdi.

Eveet! Mira'ya süpriz yapıcam.

Evden çıktıktan sonra ilk çiçekçiye uğrayıp Mira'nın en sevdiklerinden yani papatya aldım. Çiçeği arka koltuğa, Mira'nın hediyesinin yanına koyup lunaparka doğru sürmeye başladım.

~Mira'dan~
Atıl'la korku teeninden indikten sonra neye binmeye karar veremediğimiz için yürümeye başladık. Çıkışın ordaki mısır satan yere doğru yürüyoduk. Yürürken Atıl birden kolumu tutup beni durdurdu. Ona ne olduğunu anlamadığımı belirten bakışlar atarken ondan hiç beklemediğim bi davranış yaptı. " Mira-" dedikten sonra dudağıma yapıştı. Ben ne olduğunu anladığımda geri çekilip tokat atmak için elimi kaldırdım. İğrenç şey. Anıl ona güvenip benimle yanlız bırakırken o bunu nasıl yapabilmişti?
-yalnız-yanlız ikilemi arasında bayağı bi kafa yordum -
Elimi kaldırdığım sırada gözüme iki çift ela göz takıldı. Acıyla bakan iki ela göz..
Anıl ayaklarının ucunda düşmüş çiçek ve hediye paketiyle bize bakıyodu. Sadece öyle değil ama!
İçinde hayal kırıklığı, hüzün, acı, nefret...
Sayabileceğim bütün olumsuz duygularla dolu , dolmuş iki çift ela göz vardı.
Ona baktığımda gözünden düşen yaşı umursamadan koşmaya başladı.
Atıl'a okkalı bi tokat geçirip Anıl'ın peşinden koşmaya başladım.
" Anıl!! Anıl dur bildiğin gibi değil Anıl! Noolursun bir dinle Anıl! "
Bir ara yavaşladığında koşuşumu hızlandırıp yanına yetiştim.
" Neyi dinleyeceğim ha neyi! Neyi?! Abim olacak o piçle arkamdan nasıl iş çevirdiğinizimi? Nasıl arkamdan aşk yaşadığınızı mı? Ha yok yok dur senin yüzün yoktur anlatmaya! Ben tahmin ediyim mi ? Ha ne dersin ben tahmin ediyim mi Mira!!" deyip tekrar koşmaya başladı. Benim tek kelime etmemi beklemeden koşmaya başladı. Demek ki bana olan güvenin sadece bu kadarmış Anıl! Bu kadar...

~Anıl'dan~
Lunaparka geldiğimde arkadan hediye paketini ve çiçeği alıp yürümeye başladım.

Taki onları görene kadar...

Ağzıma almaya bile iğrendiğim o manzarayı görene kadar...

Elimdekiler ayağımın dibine düştü. Kafam armançorman oldu. Sadece onları izlemekle yetindim. Hareket dahi edemedim yerimden. Sadece izlemekle yetindim...

Ayrıldıklarında Mira beni gördü. Daha fazla ona bakmak istemediğimden koşmaya başladım.

" Anıl! !Anıl dur bildiğin gibi değil Anıl! Noolursun bir dinle Anıl! "

Peşinden koşmaya devam ediyordu. Bırakması için bir ara yavaşladım. Hızlanıp bana yetişti. Nefes nefeseydi.

" Neyi dinleyeceğim ha neyi! Neyi? !Abim olacak o piçle arkamdan nasıl iş çevirdiğinizimi? Nasıl arkamdan aşk yaşadığınızı mı? Ha yok yok dur senin yüzün yoktur anlatmaya! Ben tahmin ediyim mi Mira! !"
Bişey söylemesine izin vermeden tekrar koşmaya başladım. Yaşadıklarımla gördüklerim fazlasıyla yeterdi zaten. Birde Mira'dan dinleyip iyice batmaya lüzum yoktu...

SENSİZ ~Düzenlemede~Where stories live. Discover now