22/ Deja Vu

20.5K 834 64
                                    

Mantık ya da yazım hataları varsa kontrol edemedim çok özür dilerim, kontrol etseydim bölüm anca pazartesi gelirdi... Neyse, sağlık olsun!

Multimedya; Bir Beyonce - Jay Z çifti olamasa da :d, Arslan ve Gözde çifti!

İyi okumalar!

←→←→←→

Ertesi günün sabahı, annemin yüzüme kondurduğu öpücükler ile uyandım.

"Günaydın tosun paşa," Diyerek üstümdeki örtüleri çekti. "Benimle beraber hastaneye geliyorsun bugün, el cerrahisine gidiyoruz."

Uyku sersemi bir şekilde gözlerimi kısarak, "E ama zaten gitmiştik?"

"Tam bir hafta oldu. Hafta da bir randevun var. Bakalım nasıl gidiyor elinin durumu?" Annem ellerini iki yana yelpaze gibi salladı. "Gözde içerisi leş gibi duman kokuyor kızım. Sen nasıl hissetmiyorsun bu kokuyu?"

"Ne bileyim ya," diyerek yattığım yerden kalktım. "Babamlar kalktı mı?"

"Çoktan," Dedi annem yatağımı toplarken. "Kahvaltı ediyorlar. Hadi git kahvaltı et. Senin sevdiğin pişilerden yaptım."

"İstemiyorum." Yüzümü buruşturdum. "Abimle babam her şekilde laf sokuyorlar. Şimdi sabah sabah gerginlik çıkmasın."

"Yahu sen de iyice ergen liseliler gibi oldun!" Diyerek kızdı annem. "Yok yeniden sigaraya başlamalar, yemek yememeler, abiyle kavga edip kapılar çarpmalar! Ayol, büyü, büyü!"

"Her şeyin suçlusu benim zaten!" Diyerek bende karşı atağa geçtim. "Sende hep abimi savun! Kimse sevmesin beni! Başka insanlar sevdiğinde de onların sevgisini engelleyin!"

Annem cevap verecekken, salondan babamın bağırışı geldi.

"Benim kızımı bir tek ben sevebilirim!"

Annem gözlerini devirirken, ben tarlası yanan köylü gibi dizlerimin üstüne çöküp sağlam elimi alnıma dayadım.

Ve o kutsal sözcükler dudağımdan döküldü.

"Allah'ım sen bana sabır ver."

&

Annem ve yengemin yardımı ile üstümdeki kolay çıkabilen pijamaları çıkarıp, yengemin dolaptan seçtiği uzun, yazlık nar çiçeği renkli elbiseyi giydirdiler. Yengem sarı babetlerimi otuz dokuz numara ayaklarıma söylene söylene geçirip, babetlerin takımı olan sarı küçük boydan çantayı da zorla taktırmıştı.

Saçlarımı güzelce mısır örgüsü yaptı. Ve annem yengemden o anda bir kız torun istedi. Yengem hamile kalırsa Aliağa'ya giderlerdi. Bu da benim işime gelir, hemde yeniden hala olurdum. Kesinlikle hamile kalması lazımdı!

Acaba yengemin çayına azdırıcı hap mı atsaydım?

Ay tövbe! Tamam, tamam. Neyse.

Sonunda annemle beraber evden çıktığımız da bilin bakalım babam kime yarım saat boyunca nasihat verdi? Neyse cevabı biliyorsunuz zaten.

Evden çıkıp arabaya sonunda bindik. Elim artık iyice acımaya başlıyordu. Annem de bunu fark etmiş olmalıydı.

"Çok mu acıyor?" Diye sordu.

Yüzüm buruşurken başımı salladım.

"Bence acısını dindirebiliriz."

Tek kaşımı kaldırıp, "Tamam cerrah olabilirsin ama sihirli güçlerin yok anne, kendini Sihirli Annem'deki Periliçe falan sanma." Diyerek dalga geçiyordum ki çantasından telefonunu çıkardı.

Büyük Patron (!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin