13- Sınırlar

46.2K 1.9K 151
                                    


Instagram: t.y.mazer
Twitter: tymazerr

SINIRLAR

Mike'ın anlattıkları kafamda oluşan örümcek ağlarını çözümlememe biraz olsun yardımcı olmuş olsa da bu, duyduklarımın hoşuma gittiği anlamına gelmiyordu.

Unutulamayan bir sevgili ve tehlikeli bir aşık... Lacivert'in hikayesi benim kapasitemin çok çok ötesindeydi.

Kadının James'e karşı davranışları şaşırtıcı değildi o zaman diye düşündüm. Ama yine de sırf ilgiden hoşlandığı için James gibi birinin bu kadına bu denli kibar oluşunu anlamıyordum. Bana duvar gibi davransa da, her zaman öyle biri değildi demek ki...

Bir de bizi sarılırken görmüştü. Lacivert'le tanıştığımdan beri gardımı indirdiğim tek ana şahit olmuştu. İçimde yükselen ateşle ne yapacağımı şaşırmış bir haldeydim. Kıskançlıktan öteydi hissettiklerim. Kendim bile tanımlayamıyordum.

Zaten düşününce Sofia ya da Elizabeth'le benim aramda dağlar kadar fark vardı. Onların yanında beni bir şeye benzetememiş de olabilirdi. Kafamın içinde dönen hesaplara bir son vererek Mike'a döndüm.

"Ben artık gideyim." Kapıdan çıkmak üzere hareketlendim. Bir şey söylemem gerekiyormuş hissine kapılarak, geri dönüp tekrar Mike'a baktım.

"Bu arada çok güzel dans ediyorsun."

"Teşekkür ederim." dedi ve sırıtarak yanıma geldi.

"Bu iltifatı ateşkes olarak kabul ediyorum."

Ben de onun gibi sırıttım. Gülüşü bulaşıcıydı. Lacivert'ten sonra garip geliyordu.

"Öyle olsun."

"O zaman hemen kaçma. Hazır yaşam alanımı kurmuşken beraber bir yemek yiyebiliriz bence."

O an, karnım ne kadar aç olduğunu hatırlatır gibi guruldadı. Mideme, bütün gün boyunca sabah yediğim sandviçten başka bir şey girmemişti.

Saniyelik tereddüdümü anında fark eden Mike atıldı.

"Hadi ama pişman olmayacaksın."

Dirseklerimden çekiştirerek mutfakta bulunan sandalyelerden birine oturttu.

Şarkı söylemeye başlayarak buzdolabını açtı. Yumurtayla beraber, omlet için gerekecek diğer malzemeleri de çıkardıktan sonra ocağın altını yaktı.

"Yemek dediğin omlet değildir umarım."

"Tabii ki de omlet! Ne bekliyordun, rosto filan yapmamı mı?"

Bu adamın neşesi ve Lacivert'in ifadesizliği arasında karmaşa yaşamaya başlamıştım.

Gülümsedim.

"Hayır. Açıkçası tam da bu seviyelerde bir şey bekliyordum."

"Akıllı bir kadınsın belli." Yine ve yine gülümsedi.

Lacivert  - Safir - AmberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin