Bölüm 5 - Tokat

85.1K 3.9K 1.4K
                                    

Biraz geç geldi ama kusura bakmayın arkadaşlar. Özür diliyor ve hemen bölümle sizi  baş başa bırakıyorum :)

Sabah uyandığımda bir an dün gece olanların hepsi rüyaymış gibi hissettim. Ama yatakta soldan sağa dönerken çürüklerimi tüm gerçekçiliğiyle hissediyordum.

Banyodan çıkmıştım ki odamın kapası çalındı.

"Gelebilirsiniz."

Bir hizmetçi göründü;

"Kahvaltıya çağırılıyorsunuz Deniz hanım."

"Gelmeyeceğim söylersiniz ben kahvaltı sevmem."

"Şey babanız özellikle rica etti efendim. Bir görünseniz güzel olur."

"İyi tamam geliyorum." dedim ve formamı giymeye başladım.

Bu sabah kendimi baya iyi hissediyordum.

Göz kalemi ve pembe bir ruj bile sempatik göründü. Aynaya baktım. Vay be minik de olsa uzun süredir ilk defa bu kadar makyajlı görüyordum kendimi.

Kahvaltıya indiğimde babam ve Ezgi kare masada karşılıklı oturuyorlardı.

"Günaydın." deyip ikisinin arasında ayarlanmış olan yerime geçtim.

İkisi de birer günaydınla cevap verdiler.

"Eee nasıl buldun yeni okulunu?" diye sordu babam.

"Fena değil."

"Kafana göre arkadaşlar buldun mu?" dedi bu kez Ezgi.

"Evet."

Babam olduğu yerde biraz doğruldu ve boğazını temizledi;
"Deniz'cim. Biliyorum tüm bu olanlar sana zor geliyor ama... Nasıl desem. Biz, ben ve Ezgiyle daha çok vakit geçirmeni istiyoruz."

"Aynı evdeyiz ya işte."

"Evet tabi ama aile olduğumuzu daha iyi hissettirecek bir şeyler."

Oynadığım çatalımı masaya bırakıp gözlerimi babama diktim;
"Aile falan değiliz biz."

Ayağa kalktım ve kapıdan çıkmadan önce sözümü bitirdim;
"Siz sadece beraber yaşamak zorunda olduğum insanlarsınız."

***

Okuldan içeri girerken tekrar eski neşemi kazanmıştım. Ali'yi görme umuduyla çevreme bakındım sonra yine kendime çıkıştım "Aptal Deniz, hastanede ya çocuk!"

"Aa kim hastanede?"

Emre yanımda belirmişti. Elinde kaskı saçlarını düzeltiyordu.

"Ay yok ya kendi kendime konuşuyodum ben takma beni." dedim.

"Ahaha çok tuhaf bir kızsın Deniz."

"Ya ama..."

"Alınma kızım iyi anlamda tuhaf."

"O nasıl oluyormuş?"

Derken İpek koşarak yanımıza geldi.

"Canım ben Deniz'i alıyorum iki dakikaaaa."

Koluma girdi ve ilerlemeye başladık. Arkamızda Emre ikimize de şaşkın şaşkın bakarak kaldı.

"Noluyor İpek?"

"Ay ben de bilmiyorum ki Büşra mesaj attı Deniz'i de kap kantine gel diye."

Yürüyüp kantinden içeri girdik. Büşra masalardan birinden bize el salladı. Yanında başka oturanlar da vardı. Yaklaşınca bunlardan birinin dün yemekhanede kızların bana baktığını söyledikleri çocuk Kerem de vardı.

Sokak DövüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin