28/ Olağan Üstü Hal!

16.6K 701 46
                                    

Multimedya; Kızların mezuniyet balosunda giydikleri elbiseler.

Keyifli Okumalar!

←→←→←→

"Ta-tabi." Diyerek kekeledim. Daha sonra kendimi toparladım. "Bunu daha sonra konuşalım mı?"

"Olur," dedi Arslan anlayışla. Daha sonra yeni bir muhabbet açıldı.

Onlar sohbet ederken, ben tabağımdaki yaprak sarmaları ikiye, üçe böldüm. Tabaktaki diğer yemeklerle beraber hüzünlü bir tablo çizdim.

Sonunda yemekler bitti. Herkes salona geçti ve bende kahve yapma bahanesiyle mutfağa kaçtım.

Kendime buz gibi bir soğuk su koyup, üç büyük yudumda içtim. İçimdeki ateş tabi ki sönmedi. Ama ne yapabilirim ki?

Kahvenin taşmak üzere olduğunu görünce hemen altını kapattım. Tepsiye fincanları koyup, kahveleri döktüm. Yanına küçük badem şekerleri de koydum.

Tepsiyi elime alıp mutfaktan çıktım ve salona gittim. Babam başta olmak üzere, annem ve Arslan'a verip yerime oturdum.

Arslan kahveden bir yudum alıp, "Ellerine sağlık," dedi. "Çok güzel olmuş."

"Tükürdün mü kız içine?" Diye sordu babam. "Çok köpüklü, çok güzel olmuş."

Arslan babamın dediğine sırıtırken ben yüzümü buruşturdum.

Kendi kahvemi bitirdikten sonra fal kapattım. Annem kaşlarını çatıp bunu onaylamadığını net bir dille söyledi fakat ben fal bakmayı seviyordum.

Herkes kahvelerini içti. Sohbet muhabbete devam edildi. Benim fincanım soğudu. Telefonumdaki fal uygulamasına girip doğum tarihimi, adımı ve ilişki durumumu girip üç kare fotoğraf çektim ve yolladım.

Aradan geçen yirmi dakika sonra Arslan, "Ben kalkayım." Diyerek oturduğu yerden kalktı.

Annem, "E erkendi oğlum neden kalkıyorsun?" Diye sordu.

"İş, güç var Filiz Teyze."

"Başka bir akşam bekleriz o zaman." Dedi babam.

"Tabi Mehmet Amca." Dedi Arslan. Onlarla vedalaştıktan sonra ben kapıya kadar geçirdim.

Sokak kapısını aralık bırakıp Arslan'la dışarıya çıktım.

"Aşkım yarın sizi almaya geleyim mi?" Diye sordu. Ah, evet. Yarın mezuniyet vardı değil mi?

"Bilmiyorum ki. Konuşuruz." Dedim. "Haber veririm sana."

"Sen bilirsin," dedi ve ayakkabılarını giydikten sonra doğruldu. Yüzünde bir gülümseme vardı. "Ertesi gün de annemlere gidiyoruz?"

Bir şey demeden gülümsedim. "Konuşuruz."

Birbirimize sarıldık ve öptükten sonra Arslan gitti.

İçeriye girdim. Annem ve babamın yanına gittim.

"Bıraksak yatıya kalacaktı it soyu," dedi babam.

Kaşlarım çatılırken, "E baba o zaman neden başka akşam bekleriz dedin?" Diye sordum.

"Hayırdır kız? Toz kondurmucan mı sevgiline? Kız babasıyım ben! İstediğimi derim!"

"Tamam babacım. Haklısın."

E ne diyim?

"Haklıyım." Diyerek başını salladı. "Ama seviyorum oğlanı."

Gülümsedim. "Bende seviyorum."

Babamla göz göze geldik ve yüzümdeki gülümsemeyi hemen yok ettim.

Büyük Patron (!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin