17- DONUK

30.3K 1.8K 201
                                    


Instagram: t.y.mazer
Twitter: tymazerr

17- DONUK

Cuma günkü son dersime girdiğimde bütün hafta onunla karşılaşamamanın verdiği huzursuzlukla kapıyı izledim. Bu onun dersiydi. Tek dersliğine de olsa, onu yakından görme fırsatı bulacak, müthiş İngilizce'siyle kelimelerle dans edişi karşısında hayranlığımı katlayacaktım.

Kendime gelme komutumu yinelerken, kedi yavrusu gibi bakan gözlerimi kapıdan ayıramıyordum.

"Nereye daldın öyle?"

Kıkırdayan Sinem'e döndüm.

"Lacivert'i mi düşünüyorsun?" diye şirin bir imayla sorduğunda kıpkırmızı olduğuma yemin edebilirdim.

"Sinem, yapma." diye fısıldadığımda "Şaka yaptım, kızma hemen." diye şirinliğe başvurdu. Gizli bir ajan olarak görev yaptığım okulda, karşıma çıkan ilk kişiyle bu kadar hızlı arkadaşlık kurmam riskliydi biliyordum, ancak uzun zamandır yalnızdım ve iç sesim güçlü bir şekilde onun zararsız olduğunu söylüyordu.

Sinem de Onur gibi telefonumda 'Edepsiz Lacivert' ismini görmüş ve bu konuyu kurcalamaya başlamıştı. Bir hafta boyunca neredeyse hiç ayrılmamıştık. Onur'u da fazla görmemiştim. Sinem'e bunu sormak istememiştim, yanlış yorumlayabilirdi. Ama sonrasında Onur'un üst sınıf olduğunu ve sadece alttan kalan derslerini bizimle aldığını öğrendim. Bu durum beni biraz da olsa rahatlattı çünkü onun gibi bir dikkat dağıtıcının fazlaca etrafımda dolaşıp zor kurduğum dengemi yerle bir etmesini istemiyordum.

Sıkıntıyla elimdeki kalemlerle oynarken "Merhaba" diyen kadife sesini duydum. Başımı kaldırdığım anda bakışlarımız buluştu. Heyecanla gözlerimi kırpıştırırken, o dümdüz bir ifadeyle sınıfın ortasında duruyor ve bana bakıyordu.

Bakışlarını çekip tahtaya yöneldiğinde lacivertlerindeki donukluğu fark ettim ve kalbimin sıkışmasına engel olamadım. Günlerdir onu mahzende göremiyordum. Okulda karşılaşmamıştık. Elizabethle mi sorusuyla gecelerdir uyuyamıyordum, Sofia'ya olan duyguları hala devam ediyorsa Elizabeth'in yanında değildir diye bile tahmin yürütmüştüm. Ah! Resmen eski aşkına olan sadakatine bel bağlıyordum.

Acınası halim bir kez daha gözlerimin önüne serilirken söylediklerine odaklanmaya çalıştım. Adımı seslendiğinde bilinç altımın uydurması olduğunu düşünüp kafamı kaldırmadım. Ancak o bir kez daha seslenmişti.

Yanımda oturan Sinem başını eğip fısıltıyla "Sana diyor Beren!" diyince ağzımdan çıkan ilk kelime, "Hı?" oldu. Sınıfın ne kadar sessiz olduğunu, tepkimin herkes tarafından duyulduğunu anlayana kadar fark etmemiştim.

Tüm sınıf kahkahayla bana gülerken deftere gömdüğüm başımı kaldırdım ve duruşumu dikleştirip ona döndüm.

"Yes, Mr.Allen?" diye imayla cevap verdiğimde lacivert hareleri oynamaya başlamıştı.

Pislik! Benimle oyun oynuyordu!

"Pazartesi verdiğim ödevle ilgili çalışmanızı soruyorum."

Kollarımı birbirine dolayıp arkama yaslandım.

"Yeterince açıklayıcı olmadığınız için yapamadım." dedim sakince.

Tüm sınıf aramızdaki düelloya nefessiz bir şekilde tanık olurken, lacivert hareleri daha çok hareketlendi. Karşı atak geliyordu.

"O zaten düşünmenizi sağlamaya yönelik bir ödevdi." diye ukala bir şekilde cevap verince, gayet sakin bir şekilde çantamı topladım ve Sinem'in 'ne yapıyorsun?' bakışları eşliğinde sıradan çıkarak amfinin merdivenlerinden indim.

Lacivert  - Safir - AmberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin