22- DEIRDRE

33.2K 1.7K 242
                                    

Instagram: t.y.mazer
Twitter: tymazerr

22 - DEIRDRE

Aynadan yansıyan görüntüme bakarak, güvensiz bir sesle mırıldandım.

"Sence de ruh halime göre fazla güzel bir elbise değil mi Deirdre?"

Son günlerde olduğu gibi yine, odada canlı gibi duran tabloyla konuşuyordum. Gün geçtikçe, beni benzettiği bu efsanevi güzelliğe daha çok yakınlık duyuyordum. Ancak sonumun onun gibi olacağı bir senaryoyu düşünmek istemiyordum.

Üzerimde gerçekten oldukça güzel, lacivert kadifeden bir elbise vardı. Dizlerimin üstüne kadar kiloş iniyor, omuzlarımı tamamen açıkta bırakmasına rağmen kolları bileklerime kadar uzanıyordu. Üst kısmı tamamen vücuda oturuyordu.

Aynada kendi kendimle konuşurken Sinem içeriye girdi.

"Harika! Elbise süper olmuş! Al bunları da altına giy, hava çok soğuk, üşürsün yoksa."

Elime tutuşturduğu ten rengi çorabı görünce minnetle gülümsedim.

Yırtılmasın diye büyük bir dikkatle giydiğim çorap neredeyse tenim kadar beyazdı. İşimi tamamladıktan sonra aynadaki görüntüme baktığımda çorabın arka tarafında, boydan boya uzanan ince, bej renginde bir şerit detayı olduğunu gördüm. Elbisenin altına seçtiğimiz kemik rengi stilettolar o an daha çok anlam kazanmıştı.

Aynadaki görüntüm bana benzese de, birkaç seviye ileri versiyonum gibiydi. Bir süre kendimi inceledikten sonra hazır olduğuma kanaat getirerek kapıya yöneldim. Sinem'in arabasıyla ulaşacağımız üniversite davetinde öğretim üyeleri ve öğrenciler de bulunuyordu. Tüm öğrenciler davetli değildi ancak benim ayrıcalığım Mr. Donaldson'ın asistanı olmamdı. Sinem'in ayrıcalığı ise benim en yakın arkadaşım olması. Elbette kendini hileyle bölüm asistanı yapan Mike'in da bu durumda payı olabilirdi.

Arabadan indikten sonra kapıda bizi sırıtarak karşılayan Mike'ı gördük. Sinem'in yüzünde de benzer bir ifade oluşurken, ben de ufak bir tebessümle araçtan indim. Mike zarifçe Sinem'in yanağından öptükten sonra yanıma gelip elimi tutarak, küçük bir öpücüğü elimin üstüne bıraktı. Muzip ifadesine karşılık gözlerim kısarak gülümsedim.

"İkiniz de muhteşem görünüyorsunuz" dediğinde tek kaşımı kaldırarak alayla baktım. Elbette gözleri Sinem'deydi.

Sinem'in üzerinde saçlarının rengini göz kamaştırıcı bir şekilde öne çıkaran kırmızı uzun straplez bir elbise vardı. Kıyafetin ince kumaşı tüm kıvrımlarını açıkça ortaya seriyor ve kadınsı bir görüntü sunuyordu. Ancak yüzündeki çocuksu bakış bu görüntüyle tezat oluşturuyor, eminim ki görenleri çelişkiye düşürüyordu. Mike'ın ona neden ilk görüşte tutulduğunu anlamak zor değildi. Davet salonundan girer girmez, birçok bakışı üzerimizde hissetsem de benim gözlerim sadece bir noktayı görüyordu. Lacivert'i.

Simsiyah takımı ve yine içine giydiği siyah gömleğine renk veren tek şey, parlak lacivert gözleriyle aynı tonda olan kravatıydı. Saçları özenle yana doğru taranmış, vişne rengi dudaklarını hafif aralamış bir vaziyette ciddiyetle karşısındaki adamı dinliyordu. Bir eli cebinde ama bedeni tetikteydi. Tüm vücudunu sarmalayan takımı, özel bir terziden çıkma olduğunu bas bas bağırıyordu. Odadaki tek enerji oydu, tek nefes, en enfes olan oydu...

Mike'ın belime dokunmasıyla daldığım güzellikten çıkıp o ana döndüm. "Şuradaki masaya geçelim, diğer asistanlar da orada Beren." Kafa sallayarak yanına ilerledim ancak tenim alevlerin esareti altına girmişti. Bakışlarının bende olduğunu metreler ötesinden hissedebiliyordum. Gözlerim onu bulmak istese de bir süre kendimi tutarak masadakilere selam verdim. Zarif olmaya özen göstererek, masadaki yerime dikkatle oturdum ve etrafı incelemeye başladım. Elbette amacım gözlerimi onunkilerle buluşturmaktı. Nihayet gecenin alevlerine denk geldiğimde, içinde oynayan muzip noktaların büyüsüyle bir iç çektim. Halim karşısında dudağının kenarı kıpırdadı. Bu bana özel bir gülümsemeydi, dışarıdan gören kimsenin anlamayacağını biliyordum. Gözleri üzerimde dolaştıktan sonra birden bakışları değişti ancak bu değişim çok kısa sürmüş ve tekrar kibar bir ifadesizliğe dönmüştü.

Lacivert  - Safir - AmberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin