-45-

9.2K 470 12
                                    

Ağustosböceklerinin sesi eşlik ediyordu baba oğula gecenin karanlığında. Kuzey gittikten sonra sessizce oturdular. Artık karar verilmişti. Nazlı ve Kuzey ile birlikte gidecekti Şahin. Kuzey İstanbul'a dönecek, Şahin ise kalan üç ayı orada geçirecekti. Hamza Bey bunu istemediğini ısrarla söylese de oğlunun pek fazla üstüne gitmek istememiş, isteğini kabul etmişti.

Hamza: Peki ya Şeyma?

Şahin: Ne olmuş Şeyma'ya?

Hamza: Şahin... O senin, anladın mı?

Şahin: Anlamaya çalışıyorum beybaba, anlamak için gayret ediyorum. Ona olan sevgimi yitirmemek için, azalmaması için gidiyorum.

Hamza: Ara sıra yollarım, derken hareketlendi yerinden. Şahin'in itirazı sadece ses tonuna yansımıştı.

Şahin: Ben görmeye hazır hissettiğimde, derken Hamza ayağa kalkarak sözünü kesti. Konuşmanın bitme vakti çoktan gelmişti.

Hamza: İyi geceler Şahin...

***

Usulca içeri girdi Kuzey. Saat çok geç olmuştu ve Nazlı çoktan uyumuştu. Bu saatten sonra onu uyandırmak istemiyordu. Gece lambasının eşliğinde üzerini değiştirdi. Sonra söndürdü, usulca yatağa girdi. Nazlı gözlerini açmadan ona doğru dönüp başını omzuna dayadı:

Nazlı: Çok geç kaldın, dedi uykulu bir ses tonuyla.

Kuzey: Şahin, dedi. Gerisini devam etmek istemedi.

Nazlı: Anlatmak ister misin, dedi ay ışığının aydınlattığı odada yüzünü hafifçe kaldırıp bakarak.

Kuzey: Moskova'da ki işleri Şahin takip etmek istiyor.

Nazlı: Birlikte mi gideceğiz?

Kuzey: Evet... Sonra biz döneceğiz o kalacak. Bende sık sık gidip yardımcı olacağım.

Nazlı: Nasıl yani, dedi yatakta kalkıp dizlerinin üzerine oturarak.

Kuzey: Şahin o inşaatı yürütebilecek kadar deneyimli değil. Mecburen gidip gelmeliyim.

Nazlı: Yani sürekli yalnız kalacağım, dediğinde Kuzey doğruldu,

Kuzey: Nazlı...

Nazlı: Efendim, derken sesinde ki kırgınlık belli oluyordu. Kuzey annesinin dediklerinden sonra Nazlı ile konuşması gerektiğinin farkındaydı.

Kuzey: Bak, biz evliyiz. Birkaç günlük değil ki bu, sonsuza kadar. Elbette bu gidişlerimde yanımda sende olacaksın ama her seferinde buna imkân yok anlıyor musun?

Nazlı: Hı hı, dedi kafasını sallayarak. Kuzey çenesini tuttu usulca, yüzüne baktı.

Kuzey: Sen zannediyor musun ki benim hoşuma gidiyor sensiz olmak fikri? Ölüm gibi... Ama sorumluluklarım var, seninde olacak, derken alnını öptü: Çocuklarımız olacak. Onlar için güzel bir dünya kurmalıyım. Ben bir şeyler yapmalıyım, beybabamın bizim için yaptığı gibi, dediğinde Nazlı sarıldı,

Nazlı: Bazen küçük bir çocuk gibi davranıyorum değil mi?

Kuzey: Evet desem darılacaksın, hayır desem yine yapacaksın, dedi sesine alaycı bir ton vererek. Nazlı Kuzey'i bırakıp yanında ki yastığı göğsüne doğru attı.

Nazlı: Çok kötüsün, konuşma benimle, dedi. Kuzey yastığı havada tutup yanına bıraktı. Yüzünü avuçlarının içine aldı, gözlerine baktı gözlerini hiç ayırmadan:

Kuzey: Konuşmayalım zaten...

***

Şahin babası gittikten sonra epey bir oturdu camdan seyredildiğini bilmeden. Sonra ayağa kalktı, çimenlere ufak tekmeler savurdu. Hayat neden acımasız davranmıştı ona, ne kabahati vardı? Çok sevmişti Hümeyra'yı, ne kadar dile getirmese de içinde bir yerlerde hala vardı... Bir o kadar da nefret besliyordu ona, tarifi mümkün değildi. Eve doğru döndüğünde Çiçek çoktan perdenin ardına saklanmıştı. Sonra odasında otururken dış kapının kapandığını duydu, sessizce açtı kapısını, merdivenlere yürüdü, sessizce... Trabzanlardan aşağı baktığında tam yukarı çıkmak üzere olan Şahin kaldırdı bakışlarını:

ADI AŞK...Where stories live. Discover now