9.Bölüm

503 38 11
                                    

2 hafta sonra..

Bora'nın o sözlerinin üzerinden iki hafta geçti. Bu iki haftada bulunduğum odadan hiç çıkmadım. Daha doğrusu çıkamadım çünkü Bora kapıyı hep kilitledi. Bora' yıda sadece yemek getirirken görüyordum o zamanlarda sadece yemeği sehbanın üzerine koyup "ye" diyordu. 

Sonrada suratıma bile bakmadan odadan çıkıyordu. Bense babamın ve annemin ne yaptığını düşünüp durdum. Çok perişan olmalılar hatta gözlerine uyku girmiyordur. Ama eminim ki babam beni bulacak. 

Babamın ne iş yaptığını bilmiyorum ama çok önemli bir mevkide olduğunu biliyorum. Ben bunları düşünürken birden kapıdan kilit sesi geldi ve kapı açıldı. Demek ki yemek saati gelmişti Bora yemekleri hep aynı saatte getiriyor.

 Tam da düşündüğüm gibi Bora içeriye elinde yemek tepsisiyle girdi. Suratıma bakmadan tepsiyi sehpaya bıraktı ve çıktı. Çok dalgın görünüyordu. Kapıyı kilitlemeyi bile unuttu. Acaba ne oldu? Aman banane. Bora evden çıkarsa bende evi gezerim.

Kısa bir süre sonra dış kapının kapanma sesi geldi. Keşke başka bir şey işteseymişim. Hemen odadan çıktım. Bulunduğum katta 3 oda vardı. Biri benim kaldığım oda diyer ikisi hakkında hiçbir fikrim yok. Biri tam karşımda diğeri ise koridorun sonunda. 

İlk önce tam karşıdaki odaya girdim. Oda kahve tonlarında döşenmiş misafir odasına benziyor. Oldukça modern ve şık. Kapının tam karşısın da pencere var. Pencerenin yanında çapraz bir şekilde duran giysi dolabı ve onun yanında da çift kişilik oldukça rahat görünümlü bir yatak var.

 Odadan çıkıp koridorun sonundaki kapıyı açtım burası beyazlar içinde bir banyo. Burasıda şık ve modern. Galiba bu evin her yeri şık ve modern döşenmiş. Banyonun kapısını kapatıp koridorun diğer tarafındaki merdivenlere doğru yürüdüm. Üst kata çıktım bu katta da 3 oda var. 

İlk önce bana yakın olan kapıya gittim. Bu oda Bora'nın yatak odası olmalı. Zaten kapıyı açar açmaz Bora'nın kokusu burnunuza geliyor. Oda oldukça büyük ve siyahlar içinde kapının tam karşısı boydan boya camla kaplı. Yan duvarda çift kişilik yuvarlak bir yatak var. Yatağın karşısında dolap ,dolabın yanında kitaplık var. Oda toplu ve düzenli.

 Duvarın bir köşesinde çerçeveler var. Çerçevelere doğru yaklaştım ilk çerçevede bir aile resmi var. Bir anne bir baba onların ortalarında da çok tatlı bir şekilde gülümsemiş bir çocuk. Resme iyice bakınca o çocuğun Bora olduğu belli oluyor. İkinci resimde ise diğer resimdeki anneyle Bora var. Bora'nın ön iki dişi düşmüş. Bu haliyle oldukça tatlı görünüyor galiba bu resim okulun ilk günü. Çünkü arkada annelerinin paçalarına yapışmış ağlayan çocuklar var.

 Onların aksine Bora gülüyor. Diğer resimde ise Bora ve babası var. Bora orta okulda galiba boyu uzamış ve yüz hatları daha da olgunlaşmış. Anacak bu resmi diğer ikisinden ayıran çok büyük bir fark var. Bu resimde Bora sanki zorla tebessüm etmiş aynı zamanda gözlerindeki ışık kaybolmuş gibi. Acaba neden? Merak ettim. Bu odadan çıktım.

 Ve diğer kapıyı açtım burası da banyo. Siyah ve beyaz fayanslardan oluşmuş oldukça şık duruyor. Banyonun da kapısını kapattıktan sonra en son odaya gittim. Bu oda çalışma odası galiba. Odanın tam karşısında gösterişli çalışma masası bulunuyor.

 Masanın yanında mont asmak için konulmuş kahverengi askılık var. Masanın karşısında ise çift kişilik deri koltuk onun yanlarında ise iki adat tekli deri koltuk var. Odanın diğer köşesinde içki şişeleriyle dolu raflar ve önündeyse mini bir tezgah yerleştirilerek bar havası oluşturulmuş. Masanın üzerinde birçok evrak var. 

Belki bir şey bulurum umuduyla masaya doğru yürüdüm. İlk göze batan dosyanın kapağını açtım. İçerisinde birçok rakam bulunduran bir çizelge vardı. Dosyayı kapatıp diğer dosyalara baktım ama bir şey bulamadım.

 Masanın yanındaki üçlü çekmece dikkatimi çekti. İlkini açmaya çalıştım kilitliydi. İkincisini açtım içinde birkaç dosya vardı. Bu dosyalarda da bir şey bulamayınca diğerini açtım bu çekmece ise boştu. O zaman ilk çekmecede kesin bir şey var.

 İnsan boş çekmeceyi neden kilitler ki değil mi ? Hemen masanın üstünde ki eşyalara bakmaya başladım anahtar burada bir yer de olmalı. Kalemliğin içine baktım yok, masa takviminin arasına baktım yok. Sonunda bir defterin arasında buldum. Çakal defterin içini anahtarı saklamak için oymuş anahtarı oraya koymuş. 

Neyse hemen çekmeceyi açtım fazla zamanım yok. Çekmecenin içinden defter, dosya ve birkaç fotoğraf çıktı. İlk önce fotoğraflara baktım bunlar benim babamla, annemle ve yalnız çekildiğim fotoğraflardı. Hatta İrem'le İstanbul turu yaptığımızda da fotoğrafımı çekmiş. 

Fotoğrafları görünce ne yapacağımı şaşırdım. Hemen dosyaya baktım. Dosyada ise benimle ilgili her şey vardı. Nerede doğduğumdan tutta gece nasıl uyuduğuma kadar her şey. Yok artık ! Ya bu nasıl iş. Dosyayı kapatıp defteri açtım. 

Defterde ise 1,5 yıldır ne yaptığım noktası virgülüyle yazıyordu. Bir anda defter elimden düştü. Bu nasıl bir psikopatlıktır ya hangi insan bir insanın 1,5 yılını defterine yazar ki ? Benim buradan bir an önce kurtulmam lazım. 

Odada çok kaldığımı fark edip hemen toparlanmaya çalıştım Bora gelmeden odaya gitmem lazım. Tam dosyayı kaldıracakken içinden bir fiş düştü. Fişi elime aldım. Yok artık!! bu kadarı da pes! bu bana gönderilen elbisenin fişi. Ne yani bana o elbiseyi Bora mı aldı ?

" Ne yapıyorsun sen burada!!!?"

Evvet bu bölümünde sonuna geldik :) Bölümler geç geliyo farkındayım ve bunun için sizden özür dilerim :( Aslında benimde en sevmediğim şeydir yeni bölümü beklemek :) ama okuldu annemdi derken yazamıyorum kusura bakmayın tekrardan. Bu arada annem için geçmiş olsun diyenlere de teşekkür ederim elimden geldiğince yorumlarınıza cevap vermeye çalışıyorum. Veremediğim olursa kusura bakmayın yeniden:)
Bu bölüm hakkındaki düşüncelerinizi çok merak ediyorum umarım beyenirsiniz :) hatalarımıda mazur görün lütfen :)
Sizi seviyorum :*
Kendinize iyi bakın :)

Olmaması Gereken (RÇ.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin