1.Bölüm

4.2K 157 26
                                    

Ekim, İstanbul

Mehmet Yargıner' in Çengelköy' deki Yalısı

Sabah Saatleri

Kasımı karşılamaya günler kala, İstanbul yazdan kalma güneşi barındırıyordu gökyüzünde. Boğaz her zamankinden farklı bir kalabalığı taşıyordu sularında. Mehmet her gün kahvaltı sonrası yaptığı gibi, yalının ikinci katında bulunan, büyük camların boğazı gözler önüne serdiği köşesinde kahvesini yudumlarken gazetesini okuyordu. Diğer yandan telefon ile konuşan gelini Asuman'ı dinliyordu. Asuman telefonla konuşurken, odanın ortasından ağır adım yürüyerek Mehmet'in karşısındaki koltuğa gelip oturdu.

Asuman "Şükür Koralp, sağ salim indiniz ya içim rahatladı."

Telefonun karşı tarafındaki Koralp "Sanki uzaya gidiyoruz anne, ne bu telaş?" dedi.

"Koralp biliyorsun, tedirgin oluyorum uçak yolculuklarından."

"İyiyiz anne, iyiyiz. Bavullarımızı bekliyoruz." dedi gülümseyerek Koralp.

"Nerede kalacaksınız bu gece?"

"Anne programı yazılı verseydim keşke eline."

"Koralp yapma lütfen. Biliyorsun endişeleniyorum. Hem oraları..."

"Ne olmuş buralara anne? Firuze geçen sene Alp'lere gittiğinde bu kadar endişelendin mi sen? Anne, sakin ol artık. Sırf içiniz rahat etsin diye işimizi gücümüzü bıraktık bekçilik yapıyoruz. Rahatla oldu mu?"

"Tamam tamam... Ama bak her fırsatta arayın beni."

"Anne tamam." dedi bıkkın bir sesle Koralp ve bir an önce bu konuşmadan kurtulmak için sözü değiştirdi, "Firuze ile konuşmak ister misin?"

"Evet, onun da sesini duyayım. Koralp..."

"Efendim anne."

"O..."

"O?" diye sorusuna soruyla karşılık verdi Koralp, neyden bahsettiğini anlamaz gibi.

"Şoför onunda olduğunu söyledi."

Koralp yüzünde tedirgin bir ifade ile "Bu neyi değiştirecek ki anne?" dedi.

"O kızın sizin yakınınızda olması... Bundan hoşlanmıyorum biliyorsun."

Mehmet Asuman'ın konuştuklarına daha çok kulak kabarttı. Gazetesini aşağıya indirdi.

"Kimmiş o Asuman?"

"Kim olacak baba. Hayatımızı cehenneme çeviren kız."

Koralp "Efendim anne." diye seslendi, kiminle konuşmak istediğini anlamak istercesine.

"Deden bir şey sordu oğlum, ona cevap verdim. Dikkat edin kendinize. Ona da dikkat et. Size..."

"Anne yeter artık. Efsun bize ne yapabilir ki?" dedi. İkisi de sustular bir an. Annesinin sinirli olduğu ahizeden gelen nefesinin sesinden anlaşılabiliyordu. Uzatmak istemedi Koralp, biraz ilerisinde bulunan kardeşi Firuze' ye seslendi...


Aynı zaman Ağrı Hava Alanı...

Koralp telefonu Firuze'ye uzattıktan sonra biraz ileride bulunan Tuğra, Meris ve Seyhan'ın yanına gitti.

Tuğra "Nerde kaldın oğlum. Asuman anne esir etti seni galiba."

"Hem de ne esir. Sanki Fizan'dayız."

Meris "Öyle deme sevgilim merak ediyor." diyerek etrafına bakındı soğuk ve gururlu bir edayla, aynı tavırla da devam etti sözlerine, "Pekte haksız sayılmaz."

Ölüme Ya da Yaşama : HEPYEKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin