Kıskanç

35.2K 1.9K 104
                                    

"Ne de güzel bir alarm."
Mırıldanarak elimi komodine attım ve alarmı kapattıktan sonra yatakta doğruldum.
"Günaydın Sarı Godoş."
Gerinmek için iki yana açtığım kollarımı gülümseyerek indirdim. Sarı Godoş'a tekrar kavuşmanın ardından 2 gün geçmişti. Bugün pazartesiydi ve Kaya'yı 2 gündür göremiyordum. Buraya gelememişti çünkü yazılı haftasındaydık ve ikimizde tüm haftasonu ineklik yapmıştık.
Yataktan kalkıp banyoya girdim ve her sabah yaptığım rutinlerimi tamamladıktan sonra odama dönüp okul formalarını üzerime geçirdim. Çantamla beraber koşarak merdivenleri inip çantamı yere bırakıp kahvaltı masasına oturdum.
"Günaydın!"
Öznur abla bana sahte bir şaşkınlıkla "İlk defa geç kalmadın ve seni ben uyandırmadım, hayırdır?" diyince zorla gülümseyerek omuz silktim.
"Ne olabilir ki?"
Tabağıma kahvaltılardan doldurmaya başladım.
"Bugün ne yazılınız var?"
"Edebiyat"
Krebime nutella sürdükten sonra ağzıma attım ve kakaolu sütten bir yudum aldım.
"Çalıştın değil mi?"
Başımı salladıktan sonra tam tekrar tabağa yumuluyordum ki götüm titremeye başladı.
Gerizekalı mesaj geldi.
Eteğin cebinden telefonu çıkarttıktan sonra kimden geldiğini görmemle yüzümde bir tebessüm belirdi ama Öznur ablanın bana gülerek baktığını görünce hızla gülümsememi yüzümden sildim.

Kimden; Yakışıklı Öküz
Günaydın.

Çatalı tabağa gürültülü bir şekilde bırakıp "Günmersin." yazıp gönderdim.
Daha sonra mesaj gelmemişti zaten. Yaptığıma pişman olmamış değildim.
Kahvaltımı bitirdikten sonra çantamla montumu alıp durağa doğru yürümeye başladım.
Durağa gelince artık umudumu kesmiş bir şekilde telefonu cebime gönderdim ve ellerimi de ceplerime sokup otobüs beklemeye başladım. Durağın önünde siyah bir porsche durunca önce ilk günkü gibi kaşlarımı çattım ama camı hafifçe inince yüzümde hafif bir gülümseme belirdi.
Duraktaki kızların kıskanç bakışları eşliğinde arabaya doğru yürüdüm ve cama eğildim.
"Seni görmek için illa bu saatte sanki buradan geçiyormuşum gibi mi yapmam gerekiyor?"
Gülerek başımla onayladım.
"Sanırım evet. Sonuçta bana girmeyi planlayan bir üniversite sınavı var."
"O zaman seni okula ben bırakayım, fırsattan istifade seni daha çok görmüş olurum. Nasıl fikir?"
"Süper!"
Hızla yan tarafına oturduktan sonra okula doğru sürmeye başladı.
"Görüşmeyeli nasılsın? Sonuçta en son 2 hafta önce görüştük."
"Her seferinde yüzüme vurmak zorunda mısın?"
"Tamam tamam sustum."
Kısa bir sessizliğin ardından "Eslem yurt dışına gidiyormuş." diyince gözlerimi yere indirdim.
"Evet, eğitimi için."
Bana şüpheli gözlerle baktıktan sonra "Kaya'yla ayrıldıkları için değil yani?" dedi kontrol etmek ister gibi.
"Sanmıyorum, bize onunla alakası olmadığını söyledi. Hem sen nereden biliyorsun?"
"Kaya'nın çocukluk arkadaşı olduğuma göre?"
Avcumun içini alnıma vurup "Tabi ya." diye mırıldandım.
"Yazılı haftası dolayısıyla beynim buharlaştı."
Bana küçümseyici bakışlar attıktan sonra "Siz yazılı oluyorsunuz bir de değil mi?" deyip kahkaha attı.
Ağzımı gözümü yamultup taklidini yaptıktan sonra "Geçen seneye kadar sen de yazılıya giriyordun." diye sitem ettim.
Okulun önüne geldiğimiz için arabayı durdurup bana döndü.
"Ama artık yazılı olmuyorum, ben bir üniversiteli gencim. Ve sen de... Bir liseli."
Tam cevap verecekken okulun zili çalınca "Hadi zil çaldı, hemen sınıfına koş, yok yazılırsın falan." diye beni sinir etmeye devam edince omzuna geçirip "İbne!" dedikten sonra arabadan indim.
"İyi dersler liseli!"
Arabanın canımdan kafasını uzatmış Baran'a dil çıkartıp orta parmağımı gösterdikten sonra okula girdim. 
Yüzümde tebessümle sınıfa doğru yürümeye başladım. Şu son 2 gündür, fazla mutluydum sanki. Bazı şeyler yerine girmeye mi başlamıştı yoksa?
Sınıfa "Günaydın!" nidasıyla girip çantamı sıraya attım ve Amelya'nın elinden tostumu kaptım.
"Noldu sana?"
"Nolmuş?"
"Ne bileyim ilk defa bir sabah böyle mutlusun, uykun yok, sınıfa söverek girmedin. İyi olduğuna emin misin?"
Tostumdan bir ısırık alarak başımı salladım.
Sınıfa Kaya girince dikkatimi oraya verip ağzımdakilere aldırmadan "Günaydın!" dedim.
Duygusuz bir ses tonuyla 'Günaydın.' diye karşılık verince yüzümü asıp tostumdan koca bir ısırık daha aldım. Yine ne olmuştu?
"Seni Baran'ın arabasından inerken gördüm."
Aynı duygusuzlukla yüzüme bile bakmadan kurduğu cümleyle kaşlarımı kaldırıp boğazımda kalan lokmayı yutmaya çalıştım.
"Baran'ın arabası?"
Amelya'ya sus der gibi sinsice güldüm ve "Sonra, suan hiç sırası değil." diye mırıldandım.
"Evet, Baran'ın arabası."
Kaya'ya dönerken içimden sövüyordum, bir de şimdi Amelya'dan ona söylemediğim için trip yiyecektim.
İkisine de masumca gülümseyip "Durakta beklerken, oradan geçiyormuş işte ondan şaaptı." diye açıklamada bulundum.
Da ben niye Kaya'ya açıklamada bulunuyordum?
"İyi."
Kaya çantasını sırasına bırakıp hızlıca sınıftan çıkınca Amelya "Kıskandı mı bu?" diye bir cümle- "Ha?"
"Ne hoog! Mal mısın şuna bak bozuldu gitti. Bi dakka kıığğz bu sarı göt senden mi hoşlanıyor yoksaağğ!"
Gözlerimi büyültüp Amelya'nın yanına koştum ve ağzını kapattım.
"Sus mal! Biri duyacak."
Elimi ağzından çekip "Bi dakkaağğ!" diye bağırdı.
"Sen de ondaooğn olono çoğk!"
Elimi ısırınca tekrar ağzını kapattığım elimi çektim.
"Saçmalama, yok öyle şey."
"Yav bi git! Anlarım ben!"
Ona baygın bakışlar yolladım.
"E Baran? Ona ve taş ötesi arkadaşına nolacak?"
"Taş ötesi arkadaşı?"
"Utku ya kim olcak."
"Utku?"
Ona imalı imalı bakınca "Asıl sen saçmalama." diye mırıldandı yüzü düşerken.
Kaşlarımı çatıp "Noldu kızım?" diye çıkıştım.
Neden bi an yüzü düşmüştü?
"Bir şey olmadı. Ben bi tuvalete gidip geliyorum."
Koşarak sınıftan çıkınca sadece arkadan kaşlarımı çatarak baktım. Yanlış bir şey mi söylemiştim?

*

"Akşam matematik çalışmayı unutma tamam mı? Bak yarın yazılı var!"
Gözlerimi devirip "Tamam Kayaa." dedim a'yı uzatarak.
"Hadi sen servisine git bak Şükrü abi kızmasın!"
Kaya'yı servise doğru itip el salladım. Bana sen görürsün der gibi parmağını salladıktan sonra servise bindi.
"Ben de gideyim bari hadi görüşürüz."
Amelya'nın dedikleri kulağımda uğuldarken ağzım 2 karış açık karşımdaki kişiye bakıyordum.
"Arya! Pişt sana diyorum!"
Onu dinlemeden gördüğüm yere doğru koşmaya başladım.
"Aybaağğrs!"
Kollarımı açıp üstüne atladığımda biraz gerilese de dengesini sağlayabilmişti.
"Bücür!"

YAKIŞIKLI ÖKÜZ (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin