18.Bölüm "ARAF" (1. Kısım)

51.9K 1.7K 403
                                    


Bora'dan

Ne zamandan beri eskilerimin kafamı karıştırmasına izin verir olmuştum bilmiyorum. Kolay kolay arafta kalan biri değildim fakat işin içine kadınlar dahil olunca bu çok kolay oluyordu. Kadınlar zeki yaratıklardı, evet. Ve ben bu zekanın üzerimde kullanılmasından nefret ediyordum. Aklımı çeliyorlardı ve ben zor toparlıyordum. Hattâ çoğu zaman toparlayamıyordum. Şu anki durumumu nasıl toparlarım, birkaç gündür düşündüğüm tek şey bu olmuştu. Sağlıklı bir karar vermeye çalışıyordum. İki seçenek arasında kalmak zordu. Hele ki seçenekler birbirinden göz kamaştırıcıysa.

Merve - Ecem.

İki kızı aynı anda idare edebilecek zeka ve dikkat bende vardı, evet. Hattâ daha fazlası. Tek eksik olan şey... Piçlik? Evet sanırım o piçlik ve karakter bozukluğu bende yoktu.

Zamanında tarayıp, ördüğüm mis kokulu sarı saçlarını salık bırakmıştı. Doğal hâlinin kıvır kıvır olduğu bu ipeksi saçlar, şu an düzleştirilmişti. Tam da benim sevdiğim gibi... Çenesini avuçlarının arasına almış, düşünceli bir edayla karşısındaki -pekte dikkat etmediğim siyah gözlüklü kızı- dinliyordu. Parmak uçları şakaklarına değiyordu ve dirseklerini masaya yaslamıştı. Öne doğru eğildiğinden, kalçalarının çıkıklığı bariz belliydi ve mini okul eteğiyle beraber oluşan bu portre, diğer erkeklerin görmesine izin vermeyeceğim türdendi. Eğer hala sevgili olsaydık.

Ecem'in kantinde olduğunu bilsem, emin olun gelmezdim. Çünkü onu izlemek bana göre işkenceden farksızdı. Sevgilim iken böyle değildi tabii. O zaman sadece gözlerinin içine bakmak bile saatlerimi alıyordu ve ben yine de doyamıyordum. Şu an ise sevgilim olan Ecem değil, Merve idi. Bu nedenle Ecem'e attığım her bir bakışta, içimdeki suçluluk duygusunun katlandığını hissediyordum. Ecem'in bana geri döndüğü ya da ayartmaya çalıştığı falan yoktu. Sadece hep gözümün önünde olması irademi epey zorluyordu o kadar. Her yerde karşıma çıkmasının tesadüften ibaret olduğunu sanmıyordum.

Ecem hırslı bir kızdı. Ayrıldığımız gün, kendinden fazlasıyla emindi ve ondan sonra hiçbir kızla birlikte olamayacağımı, hiçbir kıza karşı ona hissettiğim kadar yoğun duygular hissedemeyeceğimi söylemişti. Bu dediklerim geçen senenin sonlarına doğru gerçekleşmişti. Yaz tatilimi yas tutarak geçirmemiştim tabii. Takıldığım kızlar olmuştu. Ama harbiden dediği gibi, ona hissettiğim gibi hissedememiştim hiçbirinde. Ta ki bu senenin başına kadar. Sevgilim sevdiğim olduğundan, başka kızlara bakma gereksinimi duymayan erkeklerdendim. Şu saate kadar Merve'yi fark etmememin başka bir açıklaması yoktu. Bu senenin başlarında ise Ceren vasıtasıyla Merve'yi görmüştüm ve sevgilim olmadığından içimdeki hislerin peşine takılıp Merve ile sevgili olmuştum.

Merve hoş kızdı, seviyordum fakat Ecem'in benim eski sevgilim olduğunu bilmemesi canımı sıkıyordu. Söylemek istesem de benden uzaklaşma ihtimali gözümü korkutuyordu açıkçası.

Çünkü o uzaklaşırsa, ben Ecem'in cazibesine kapılıp gidebilirdim.

Kafamı kurcalayan sorulardan bir tanesi ise Ecem'in sürekli sevdiğim görünümlerde karşıma çıkmasının sadece bir tesadüf mü, yoksa Merve ile çıktığımı duyup yaptığı bir dikkat çekme çabası mı olduğuydu. Bunun cevabını ona açık yüreklilikle sorarak bulabilirdim. Ki bu beni daha da bir zorlardı. Ceren'le tanış olduğunu anladığım sırada, yani Ecem'in bizim masaya geldiği zaman sesini duymamak, hattâ göz teması kurmamak için yüksek dozda bir çaba sarf etmiştim. Çünkü biliyordum ki kullandığı her hece, bana ayrı bir dejavu yaşatacak, eski günlere sürükleyecekti. Kurduğum göz temasının her bir salisesi ise ona yakın olduğum duygu yüklü anları anımsatacaktı. Bunların beni epey sarsacağını bildiğimden Enes adında çömezlerden bir çocuğa sarmıştım.

TAKINTIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin