14-Yine,Yeni,Yeniden

48 2 2
                                    

Sabah uyandığımda başım az da olsa ağrıyordu.Dünden kalmışlık bunun biraz ağır olanı olmalıydı.Ozan'ın verdiği kahve olmasaydı eminim ki bundan daha kötü olacaktım.

Ozan'a baktım yan kanepede uyuyordu hala ve kaşları çatıktı.Rüyasında ne gördüğünü merak etmiştim.Uyanınca sormayı aklıma not ettim.Gidip üstünden attığı çarşafı tekrar üstüne örtüp mutfağa geçtim.

Patates,sosis kızartıp yumurta haşladım kahvaltı için.Balkondaki masaya güzelce kahvaltıyı hazırladım.Çayı da demleyip Ozan'ı uyandırmak için salona geçtim.

Birlikte harika bir kahvaltı yaptık.Bir sürü konudan konuşmuştuk.Borayla ilgili bir sürü komik anı anlattı.Biraz hüzünlü biraz gülerek dinledim hepsini.

Güçlü olmam gerektiğini idrak ettim artık.Tek başıma kalmıştım evet hayatta.Ailemden tek dedem hayattaydı ama benim bir amacım vardı.Hala aklımda olan bir amaç:İpek...

"Ozan akşam işin yoksa akşam bana yardım eder misin?Benim ev için bir şeyler almam lazım.Tek başıma da alışveriş yapmaya alışkın değilim.Ama eğer işin varsa grubunuzdan başka birine de söyleyebilirim."

"Hayır işim yok müsaitim.Ben seni sekiz gibi alırım tamam mı?Hem senle şu okul işlerini konuşuruz."

"Tamamdır.Teşekkür ederim.Dün için.Benimle kaldığın için.Beni yalnız bırakmadığın için."
....
Ozan gittikten sonra evi toparlayıp şöyle yüzeysel bir temizledim.İşim bittiğinde saate baktım.Üç.Hala beş saatim vardı.İpek neler yapıyor nereye taşınmış nerede çalışıyor;araştırmak için uygundum.

Evden çıkıp İpeklerin evinin,eski evlerinin,oraya gittim.Orada oturan ve İpekle aynı fabrikada çalışan Büşra diye bir kız vardı.Eğer şanslıysam evdedir ve bende sorularımı sorabilirdim.Muhakkak bir şeyler biliyordur.

Kapılarını çaldım.Annesi açtı.Adını hatırlamıyordum.

"Merhaba ben Büşraya bakmıştım.Evde değil mi acaba?"

"Düşüm,kızım gel içeri istersen bir şeyler iç Büşrada gelir 10-15 dakikaya."

"Rahatsızlık vermeyim ben burada beklerim."

Uzun uzun ısrar edince annesi,girdim mecbur içeri.Salona geçip gösterdiği yere oturdum.O da defalarca gerek yok dememe rağmen türk kahvesi yapmak için mutfağa gitti.Kahve içip biraz sohbet ettikten sonra kapı çaldı ve Büşra geldi.Beni görünce kısa süreli bir şok geçirdi.Sonuçta en fazla bir merhaba-merhabamız vardı.

"Büşra seninle biraz dışarıda konuşabilir miyiz eğer mahsuru yoksa?"

Çıktık dışarı.Lafa nasıl gireceğimi düşünürken ben o hemen anladı kiminle ilgili olduğunu.

"İpekle ilgili mi konuşacaktın benimle?"

Kafamı salladım.

"Eğer aramızda kalacaksa konuşalım.İpeğin duymasını istemiyorum.

O da kafasını salladı.Söz anlamında.

"Bana İpeği anlatmanı istiyorum ne biliyorsan.Hatta böyle Bora ölmeden öncelerini bile."

"Anlatırım tabi.Allah'ın bildiğini kuldan mı esirgeyeceğim.İpek Bora'yı gerçekten çok seviyordu.İkimiz de bu aşkın yakın şahitleri sayılırız.Ama İpekteki değişimi ben Bora ölmeden bir ay falan önce fark ettim.Acılarından yakınmayan,sabırlı İpek bir anda yakınmalara başladı.Tabi bu benim gibi diğerlerinin de ilgisini çekti.Bir iki kez de şu fabrikanın sahibinin oğluyla gördüm onu.Sonra anladım yakınmaların nedenin.Haspam beğenildi ya bir züppe tarafından.Sonra Bora'nın ölüm haberini aldık.İpek de asla eskisi gibi olmadı ondan sonra.Bora çok iyi biriydi.Ipek'i deli gibi seviyordu.Ama gördüm ki kendini kahredeceğini düşündüğüm İpek çok etkilenmemiş gibiydi.Zaten o günden sonra hiç gelmedi fabrikaya.İşçi olarak tabi.Bir iki kez geldi böyle elbiseler makyajlar herkes çok şaşkın tabi ama ben anladım ne bok olduğunu.Bir de bir havalı bir havalı burnunun ucundan bakıyor herkese.Selam bile vermedi bana göz ucuyla bakmadı bile.Sonra tabi fabrika ortamı yayıldı hemen dedikodu.İpekle Pars birlikteymiş hatta söz takıldı takılacakmış.Bana sorarsan Pars Bey istemez sözlenmek.Hovardanın teki.Ama İpek hevesli.İpeğin babası hevesli.Pars'ın babası da öyledir.Durulacağını düşünüyordur oğlunun sanmam ama."

Sevgilim,katilim.Where stories live. Discover now