-7-

210K 9.3K 3.3K
                                    

David kafamı karıştırmayı başarmıştı. Michael'da kalmak zaten doğru gelmiyordu. Telefonumu elime aldım ve Michael'a mesaj yazdım:

"Selam.. Ailem eve erken döndü. Bu yüzden sizde kalamam ama hâlâ sinemaya gidebiliriz.."

Aslında yalan söylemiştim. Ailem henüz gelmemişlerdi ama başka ne yapabilirdim bilememiştim. Cevap geldi:

"Peki o zaman. Yarın okul çıkışı sinemaya gideriz." yazıyordu. Yalan söylediğim için kendimi kötü hissetmiştim. Ben de kendimi bugün olanları düşünmemeye ve uyumaya zorladım.

Ertesi gün David yoktu. Neden gelmemişti ki? Ben bunu düşünürken Nina ve Mandy yanıma gelmişti.

"Bu olanlar çok saçma. Tekrar eskisi gibi olsak?" dedi Nina birden. Gülümsedim. Şaşırmış ama mutlu olmuştum.

"Özür dilerim çok saçma davrandım." dedim ve ikisine de sarıldım.

Barışmıştık. Birlikte sınıfa doğru yürümeye başladık.

Sınıfa girdiğimde Michael oradaydı. Bana gülümseyip el salladı. Ben de karşılık verdim. Ama David orada da yoktu.

Okul bitince Michael'la sinemaya gittik. Biraz romantik, biraz da macera türünden olan bir film seçmiştik. Film sırasında bazı sahnelerde elimi tutmuştu. Ama garip olan bir şey vardı. Sinemaya girdiğimizden beri herkes bana bakıyordu. Neden olduğunu anlayamamıştım. Film bitimi eve giderken bunu Michael'a sordum:

"Burada da popülersin yoksa?" dedim. Gülmeye başladı.

"Hayır. Neden sordun?" dedi gülerek.

"İçeri girdiğimden beri herkes bana bakıyordu?" dedim soru sorarcasına. Yüzündeki gülme ifadesi gitmişti. Ama sonra tekrar gülümsemeye başladı.

"Demek ki güzel bir kız görünce böyle tepki veriyorlar." dedi. Utanmıştım. Hiçbir şey söylemedim ama bence nedeni bu değildi.

Hava kararmıştı. Michael arabayla beni eve bıraktı. Ama henüz inmemiştim. İkimiz de arabanın içerisinde öylece oturuyorduk. Sonra bana baktı.

"Görüşürüz." dedi ve dudağımdan hafifçe öptü. Gülümsedim.

"Görüşürüz." dedim. Arabadan indim. Eve girdim. Duş aldım ve yatağıma yattım. Olanları düşünüyordum. Anlaşılan Michael ve ben artık sevgiliydik. İçimde tuhaf bir his vardı. O sırada zil çaldı. Aşağı indim.

"Kim o?"

" Benim, Nina." dedi. Sesi çok endişeli geliyordu. Hemen kapıyı açtım. İçeri girdi.

"İyi misin? Ne oldu?" diye sordum.

"David bugün okula gelmediğinden onu aradım. Neden gelmediğini soracaktım. Ama açmadı. Sonra evine gittim. Ama evde de değildi. Mandy ve James de bilmiyor. Bir yere gitse neden bana haber vermesin ki? Sen onu hiç gördün ?"

"Hayır, görmedim." dedim. Ben de meraklanmıştım. Nina'yla salona geçerek ikili koltuğa oturduk. Pek konuşmuyordu. O sırada Nina'nın telefonuna bir mesaj geldi. David'dendi.

"Haber vermediğim için üzgünüm. Bir akrabamız kaza geçirmiş. Kasaba dışındayım şu anda." yazıyordu. Nina'nın yüzüne bir rahatlama ifadesi geldi ve:

"Tamam canım. Seni seviyorum." yazdı. Cevap geldi:

"Ben de seni seviyorum."

"Gördün mü? Endişelenecek bir şey yokmuş." dedim gülümseyerek. Nina da gülümsedi.

Yaklaşık yarım saat daha bizde kaldıktan sonra gitmişti.

---

Ertesi gün okulda David de vardı. Ama henüz benle hiç konuşmamıştı.

Michael sınıfa geldiğinde yanıma oturdu ve yanağımdan öptü. Ben ve Michael ortadan en arkanın bir önünde oturuyorduk. David ve Nina da hemen arkamızdaydı. Zil çalınca ben, Nina ve Mandy dışarı çıktık ve bir banka oturduk. Nina üzgün gözüküyordu.

"Ne oldu? Seni bu kadar üzen şey ne?!" dedi Mandy.

"Anlamadım?" dedi Nina.

"Hadi ama! Dünden beri çok üzgünsün." dedi Mandy.

"Şey.. David garip davranıyor."

"Nasıl garip davranıyor?" diye sordum.

"Sanki eskisi gibi değiliz. Bana soğuk davranıyor."

"Dün sana 'ben de seni seviyorum' diye mesaj attı ya?" dedim.

"Biliyorum ama.. Garip bir şey var. Hissedebiliyorum." dedi. Kendimi yine garip hissetmiştim.

"Ne zamandır birliktesiniz?" diye sordum.

"Yaklaşık sekiz aydır."

Birbirlerini gerçekten seviyor olmalıydılar. Sekiz ay hiç az bir süre değildi.

O sırada zilin çalmasıyla banktan kalkarak sınıfa doğru yürümeye başladık.

---

Eve gidince duş aldım. Su beni rahatlatıyordu. Duştan çıkıp üstümü giyindim. O sırada bir ses duydum.

Biri kapıyı zorluyordu.

Tanrım!

Elime bir bıçak aldım ve yavaş yavaş kapıya yaklaştım.

Kapı açıldı. Korkudan az kalsın bıçağı saplayacaktım. Ama..

Gelen anne ve babamdı.

"Ödümü koparttınız!" diye bağırdım korkuyla. Kahkaha atmaya başladılar.

"İş erken bitti. Biz de erken geldik." dedi babam gülerek.

"Elinde bıçakla öylece duracak mısın yoksa bize sarılacak mısın?" dedi annem dalga geçerek. Bıçağı bıraktım ve ikisine de sıkı sıkı sarıldım.

Artık yalnız değildim.

Gizemli KasabaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin