Civciv

33.1K 1.7K 148
                                    

İçimden isyan etmek, dünyaya küfürler yağdırmak ve kendimi asmak istesem de sadece kendime Sabret Arya demekle yetindim.
Karşında son derece sinirli bir fizik öğretmeni var.
"Bugünlük dersimiz bitti Arya, kitaptan işaretlediğim testler bir sonraki dersimize bitsin."
Ayağa kalkıp odadan çıkınca bir 'Oh' çekip yatağa attım kendimi. Sömestr'a girmiştik ve yaz tatilinde olduğu gibi eve bir hoca giriyor diğeri çıkıyordu. Telefonuma uzanıp saate baktım. Bugün Berenler'le buluşacaktık ve yaklaşık bir buçuk saatim vardı.
Yataktan kalkıp dolabımdan bir sweat ve kot çıkardım. Onları üzerime geçirdikten sonra saçımı tarayıp öylesine bir topuz yaptım ve montumu giydim. Cebime de biraz para sıkıştırıp aşağı indim.
"Öznur abla ben çıktım!"
"Tamam canım çok geç kalma."
Otobüs durağına hızlı adımlarla gittim ve şansıma hemen otobüs geldi.
Buluşacağımız kafenin önüne gelince inip kafeye girdim ve koyu bir sohbete dalmış olduklarını görünce gülümsedim. Kaya da oradaydı ve ben onu yaklaşık 1 haftadır göremiyordum. Kalbim gereğinden hızlı atmaya başlayınca derin bir nefes aldım ve yanlarına gittim.
"Oo Bayan Her Şeyi Yiyen!"
Barış ayağa kalkıp bana sarılınca karşılık verdim. Özlemiştim.
Ayrılınca bu sefer Beren'le sımsıkı sarıldım ve daha sonra Amelya'yla. Tam yerime oturacakken Kaya'nın kollarını bana dolamasıyla vücuduma bir ürperti yayıldı ama çaktırmamaya çalışarak ben de ona kollarımı doladım.
Ayrılıp yerimize oturduğumuzda tekrar koyu bir sohbete girmiştik ve tekrar şükrettim. Böyle arkadaşlara sahip olduğum için.
Barış'ın yaptığı espriyi duyamasam da güldüm. Kaya'yla Amelya kahkaha atarken Beren Barış'a ters ters bakıyordu.
"Cidden bu espriyi yapmış olamazsın Barış!"
Barış gülerek Beren'in yanağından makas aldı "Yaptım bile fıstık!" dedi.
Beren yüzünü buruşturarak Barış'ın elini ittirince bu hallerine güldüm.
Birbirlerinden hoşlandıklarına yemin dahi edebilirdim.
Siparişlerimiz gelince Barış bana bakıp "Kanka yuh yani! Evde kalcan bu gidişle, hayvan gibi yiyorsun!" diyince ona gözlerimi kısarak baktım.
Kaya bana 'Haklı' der gibi bakıp gülünce onlara inat çatalımı pastaya batırıp kocaman bir parça koparttım ve ağzıma attım.
Kaya kolunu omzuma atıp "Olsun ben seni böyle sevdim zaten." diyince elim ağzıma gitti. Aksi takdirde ağzımdakileri üstüne püskürtebilirdim.
Kaya da düştüğüm durumu anlamış olacakki "Yani biz seni böyle seviyoruz." dedi durumu toparlamak ister gibi.
Fazla abarttığım için bir kez daha kızdım kendime. Onun beni sevmesi mucize olurdu. Attan inip eşeğe binmek sözünü tam anlamıyla yaşardı.
Ağzımdakileri yutup tekrar gülümsemeye çalıştım. Bazen sadece düşündüklerimle ağlayacak dereceye geliyordum, yada olmamış şeyleri ya olursa diye düşünerek.
"Geçircem şimdi bir tane ağzın burnun yamulacak! Sonra 'Börön bönö köz böl' ! Nah bulursun sen kız!"
Beren'in sesiyle düşüncelerimden sıyrılıp onlara baktım ve gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım.
"Oyoy civcive bak sen hemen de sinirlenirmiş."
Barış Beren'in yanaklarını sıkmaya başlayınca Beren eline vurdu ve "Civciv ne be gerizekalı!" dedi.
"Hani saçların tereyağı gibi sapsarı ya ondan dedim."
Beren gözlerini devirip önüne dönünce onlara gülerek bakmaya devam ettim.
Biraz fazla tatlılardı sanki.
Biraz daha oturup sohbet ettikten sonra kapıda görünen kişiye kaşlarımı çatarak baktım ve Amelya'yı dürttüm.
"Kanka ben bu çocuğu nereden tanıyorum ya?"
Amelya gösterdiğim tarafa baktı.
Gözleri şaşkınlıkla açılırken "Utku!" diye bağırdı ve bize dönmesini sağladı. Çocuk yanımıza geldiğinde hatırlayabilmiştim. Baran'ın arkadaşıydı.
Kaya Utku'yu görünce ayağa kalktı ve erkek tokalaşmasından yaptılar. Nereden tanışıyordu bunlar?
Gerizekalı, Baran'la Kaya çocukluk arkadaşıysa, Utku da Baran'ın arkadaşıysa biraz normal değil mi?
Utku yanımıza oturdu ve bir süre sonra yine satıldığımı farkettim.
Amelya'nın üstüne atlayıp "Ben senin kankacığınım! Beni satamazsın! " demek istesem de kendimi tuttum. Aksi takdirde dayak yiyeceğimi az çok kestirebiliyordum.
Biraz daha oturduktan sonra saatin baya geç olduğunu farkettim. Belki fazla klişe olacaktı ama yanlarında zamanın nasıl geçtiğini anlayamamıştım.
Amelya'nın telefonu çalınca "Kalksam iyi olacak." diyerek ayaklandı.
Utku da ayaklanıp "İstersen bırakabilirim." diyince "Oha yavaş gel!" diye bağırdım. Kaya kolumu cimciklediği için "Ah!" diye bir tepki vermiştim sonradan.
Amelya bana 'Döverim seni!' bakışı atsa da "Yok sağol, ben kendim giderim" dedi.
Zaten o öyle demese ben göndermezdim. Daha 2 kere konuştuğu çocuğun arabasına binecek de, ben susucam. Utku'ya gözlerimi kısarak baktım. Fırsatçı varlık.
Amelya kafeden çıktıktan sonra Utku "Ben de kalkiyim artık." dedi ve o da çıktı.
Telefonum masada titremeye başlayınca telefonu elime aldım.

Annelerin Gülüüğğ arıyor...
+9***********

Yeşil oku parmağımla kaydırıp kulağıma götürdüm.

"Bir annen olduğunu unuttun sanırım kızım."
Dudağımı ısırarak "Aramaya pek vakit bulamıyordum da anneciğim." dedim.
"Arkadaşlarınla bulusmaktan bulamıyorsundur eminim. Neyse, babanla konuştum bugün bana gel."
"Ne pişirdi- Alo? Anne?"
Koskoca kadın trip atıyordu yahu.
Ayağa kalkıp "Ben gitsem iyi olacak." dedim ve montumu giydim.
"Ben de gidiyim, hadi görüşürüz."
Kaya'yla beraber kafeden çıktık ve otobüs durağına doğru yürümeye başladık.
"Hala babanın evinde kalıyorsun değil mi?"
"Evet, yani sınava kadar. Ama bugünlük anneme gideceğim."
Yüzünde bir gülümseme oluşurken "Eve kadar yürüyelim mi?" diye sordu.
Yol her ne kadar uzun olsa da "Olur" dedim. Bileğimin burkulduğu gün aklıma gelince gülümsemeden edemedim.
Farkında olmadan onunla o kadar çok anım olmuştu ki. Biraz da değişmiştik sanki. Olgunlaşmıştık. Eskisi kadar sulu değildik. Barış bile eskisi kadar çocuk değildi.
"O gün de böyle yürümüştük. Belki o zaman zorla yürütmüştüm seni ama farkında olmadan beni çok güzel cezalandırmıştın."
Unutmaması hoşuma giderken gülmekle yetindim.
"Gülme ya, belim kopmuştu."
Dudaklarımı birbirine bastırdım ama ayağım biran boşlukta kaldı ve kendimi yerde buldum.
"Arya?"
Kaya hızla yanıma çöktü ve "İyi misin?" diye sordu telaşla.
Elim bileğime gitti ve yüzümü buruşturdum.
Botumun bağcıklarını açıp hafifçe çıkardı.
"Çok acıyor mu?"
Elini bileğime götürdüğünde tekrar yüzümü buruşturdum ve "Evet." diye mırıldandım.
"Hiçbir günün normal geçmez mi senin?" diyince yaramazlık yapmış bir çocuk gibi başımı önüme eğdim. Tam da o günden bahsederken düşmem çok yerinde olmamıştı sanki.
Boynundan atkısını çıkarınca kaşlarımı çatarak ona baktım.
O da bir açıklamada bulunmak ister gibi "Bileğin burkulunca sargı sarılır genelde, gerçi sen benden iyi bilirsin." diyince dil çıkarttım.
"Atkı işimize yarar sanırım."
Bileğimi dizinin üzerine koyup atkıyı dikkatlice sardı ve botumu eline aldı.
"Umarım zayıflamışsındır."
Önüme geçip kollarımdan tutarak beni sırtına aldı. Ayağa kalkıp yürümeye başladığında ona daha sıkı tutundum.
"Kaya?"
"Şimdiden söyleyeyim hiç acımam, çok konuşursan seni yere atarım, bilirsin."
"Tamam tek bir soru. Barış Beren'i mi seviyor."
"Saçmalama Arya, Barış asla Beren'e o gözle bakmaz."
Dudaklarımı büzüp omuzlarımı düşürdüm.
"Oysa çok yakışıyorlardı."
Cevap vermeyince tekrar "Kaya?" dedim.
"Hı?"
"Eslem'le nasıl tanıştınız?"
Biran duraklar gibi olsa da yürümeye devam etti.
"Neden soruyorsun?"
"Merak ettim."
Gerçekten o kadar merak ediyordum ki. Onunla nasıl tanıştı, neler yaşadılar, Eslem'i nasıl sevdi..
"Ortaokulda arkadaştık ama çok samimi değildik, daha sonra farklı liselere gittik. Barış ve Beren'le hala görüşüyordum. Onlarda Eslem'le aynı lisedeydi. Biliyorsun zaten. Daha sonra onların aracılığıyla Eslem'le yakın oldum ve 10. sınıfın 2. dönemine doğru da çıkmaya başladık. 11. sınıfta da sizin okula geldim işte."
"Neyine aşık oldun?"
Bunu da öylesine merak ediyordum ki. Mesela ben Kaya'nın öküz halini sevmiştim, mavilerini sevmiştim.
"Aşık oldum mu bilmiyorum, çünkü onunla birlikteyken aklımı başkası meşgul ediyordu."
Merakıma engel olamayarak "Kim?" diye sordum.
"Yeter bu kadar soru."
Evin önüne geldiğimizi görünce sırtından inmeye çalıştım ama zıplarsam bileğim daha çok acırdı. Farkedip eğildi ve inmemi sağladı. Kapının önüne kadar getirdikten sonra "İyi geceler." dedi.
Bahçe kapısından çıkışını izledikten sonra bileğime bakıp gülümsedim.
Bileğimin burkulmasına bile sevinecek durumdaydım şuan, ne yapmıştı bu öküz bana?

YAKIŞIKLI ÖKÜZ (Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin