SAFİR | 6. BÖLÜM

33K 1.9K 510
                                    



Instagram: t.y.mazer
Twitter: tymazerr

SAFİR 6. BÖLÜM

LYNX

İstanbul'daki özel piste indikten sonra gözlerimi ancak arabaya binene kadar açık tutabilmiştim. Lacivert bana her ne verdiyse, bu zamana kadar duyduğum en tatlı uyku ihtiyacını ortaya çıkarmıştı. Sonunda uykunun kollarından kurtulup, gözlerimi açtığım anda, odamda uyanmak yerine Lacivert'in siyah kapılı odasında olduğumu fark ettim. Kendimi oldukça dinlenmiş hissetmeme rağmen, sersemliğim sürüyordu. Banyoya yönelmek üzere, ayaklarımın üzerine bastım. Üzerimde en son giydiğim elbise değil, pamuklu bir pijama takımı vardı. Kendi kendime gülümseyerek kat ettiğimiz yolu düşündüm. Tam o anda, sinir krizleri geçiriyor ve Lacivert'in nasıl beni giydirdiği konusunda nutuklar çekiyor olmam lazımdı. Ancak artık o , ardına kadar aralamayı başardığı kapımdan içeri girmiş ve bu kapının anahtarını sonsuz bir bağlılıkla kazanmıştı.

Yüzümü yıkayıp geri döndüğümde odada ona ait iz aradım ancak yoktu. Ne kadar uyuduğum ya da neden orada olduğumuz hakkında bir bilgim olmadığı için sıkıntılı bir iç çekişle telefonuma bakındım. Cihazı bulduğum anda ekranda gördüğüm tarih gözlerimi kırpıştırmama neden oldu. İki gün boyunca uyumuş olamazdım değil mi?

Açlık ve susuzluk hissi bu gerçekle beraber baskın çıkmaya başladığında, mutfağa ilerledim. Buzdolabının üst rafında duran büyük bir sandviçin üstünde yazan notu gördüğümde neredeyse ağlayacaktım.

Lacivert'in muntazam el yazısıyla kaleme alınmış bir kaç kelime, ancak beni bu kadar etkileyebilirdi.

"Isıtmadan yeme."

Bir bardak su ve olağanüstü mikrodalgamızda ısıttığım sandviçi çabucak mideye indirirken aklımdaki tek ayrıntı Lacivert'in nerede olduğuydu. Zihnimi biraz daha açmak adına kahve yapmaya karar verdiğim anda odanın kapısı açıldı.

"Selam güzellik! Yüz yıllık uykundan uyanmışsın."

"Dalga geçme" dedim yarı kızgın bir gülüşle. Mike, kot pantolonu ve üzerine giydiği gözleri ile uyumlu renkte yeşil kazağıyla yine ışık saçıyordu. Neşesini esirgemeyerek karşıma oturduğunda, masanın üzerinde duran ve Lacivert'in yapmış olmasını umduğum kurabiyerleden bir tane alarak keyifle yedi ve ardından parmaklarını yaladı. Bu görüntü aklıma iki gün önceki görevin anılarını getirdiği anda dayanamayarak günlerdir tuttuğum kahkahaları serbest bıraktım. Mike neden güldüğümü anlasa da umursamaz bir eda ile kurabiyeleri yemeye devam etti. Ancak gülmekten neredeyse morarmıştım. Kahkahalarım arasından kesik kesik solumaya başladım.

"Sinem.." dedim gülmeye devam ederek. "Seni ilk gördüğümde Sinem benim yerimde olsa ne tepki verirdi diye düşündüm sadece."

Mike yüzünü buruşturdu ancak parmaklarını temizleme işlemine devam etti. "Tüm havalı görevleri James kaptığı için beni affet tatlım, partiye evcil leoparımla katılmadığım için şanşlı sayılırsın."

Omzuna bir tane vurarak, güldüm.

"James nerede?"

"Sofia ile üçgen odada." Gözlerimi kısmak istesem de kendimi tuttum. İçime tuhaf bir his hakim olmuştu.  Mike açıklamaya devam etti. "Günlerdir Dubai'deki ortaklık ile ilgili bilgi topluyoruz. İyi hissediyorsan, toplantıya başlayacağız."

Başımla onayladım. "Bana beş dakika ver, üzerimi değiştirip geliyorum."

Birkaç parça kıyafet seçip banyoya ilerlerken arkamı dönmeden bağırdım. "Sakın o kurabiyelerin tamamını yiyeyim deme Mike!"

Lacivert  - Safir - AmberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin