11.Bölüm

485 27 32
                                    


O gün  geceyi o çukurda geçirmişim. Sabah uyandığımda babamın kollarındaydım. Babam tüm gece  ormanda beni aramış. Zaten babasına aşık bir çocuktum. O gün babama bir kez daha aşık olmuş ve babamı benim kahramanım olarak kabul etmiştim.

Babam benim kahramanım inanıyorum ki beni burdanda kurtarıcak!

İşte o günden beri kapalı ve karanlık yerlerden korkuyorum. Ben düşüncelere dalmışken odanın kapısı açıldı. Gözlerimin karanlığa alışması yüzünden geleni göremedim. Sonra gelenin Bora olduğunu fark ettim. Zaten başka kim gelebilirdi ki? " dersini almışsındır inşAllah?" dedi. Cevap vermedim. Aslında veremedim kendimde o gücü bulamıyorum. Sadece suratına bakmaya devam ettim. " Demek cevap vermiyosun? Peki o zaman biraz daha burda kalmanda sıkıntı yok " dedi hemen ayağıya kalktım. Kalkmamla gözümün kararması ve bilincimin kaybolması bir oldu...

Her yer karanlıktı. Bilincimin yavaş yavaş yerine geldiğini hissede biliyorum. Sırtımın yumşak bir zeminde olduğunu da hissede biliyorum mesela. Büyük ihtimal yataktaydım. Bora beni buraya kadar taşımış olmalı.

Birden yatakta bi hareketlenme oldu. Biri üstüme doğru eğildi. Yüzüme düşen saçları geriye doğru çekti. Sonra odayı bir telefon molodisi doldurdu. Bana doğru eğilen kişinin dudaklarından ufak bi küfür çıktı. Yatak yeniden hareketlendi. Bu sefer biri ayağa kalkmıştı.

Yataktan uzaklaşan ayak sesleri duyuldu. Ve telefon açıldı konuşan Bora'ydı. 

" çabuk söyle"

"..."

" ne demek karanlığa ve kapalı alana karşı fobisi varmış?!"

"..."

" lan bu bilgiyi nasıl gözden kaçırırsın!"

"..."

" tamam kapat senle görüşecez!"

Bora'nın telefonu cebine koyduğunu ve bana doğru geldiğini hissettim. Gözlerim hâla kapalıydı. Kendimde gözlerimi açaçak yada hareket edecek güçü bulamıyorum. Bora tekrardan yatağa oturdu. Bana doğru yaklaştı. " özür dilerim güzelim fobin olduğunu bilmiyordum" dedi. Kullaklarıma inanamıyorum. Bora'nın benden özür dilemesi şaşıracak bir şey doğrusu.

Şaşkınlıkla gözlerimi açtım. Bora gözlerimi açtığımı fark etmemişti. Yüzünde hem kızgın hemde üzgün bir ifade vardı. Kaşları çatıktı.  Gözlerimi açtığımı görünce irkildi. Kaşlarını havaya kaldırdı. Boğazını temizledi ve gözlerini gözlerime dikti. Beni süzdü sanki iyi olup olmadığımı tartıyomuş gibiydi.

Bende onun gözlerinin içine bakmaya devam ettim. Gözleri yakından kahvenin en güzel tonuydu. Saçları dağılmıştı. Bora bi kızın aşık olmak isteyeceği bir yüze ve fiziğe sahipti. Ama benim için imkansızdı.

Bu düşüncemin beni kaçırmasıyla bir ilgisi yok. 

Onunla başka bir zamanda karşılaşsaydık bile benim için imkansız olurdu. Ben hiçbir zaman kendini güzel bulan bir kız olmadım. Bana göre Bora gibi yakışıklı erkekler bana bakmaz, beni beyenmezler. Daha doğrusu beyenseler bile geçiçi bir heves uğruna beyenirler. Maksatları 'herkezle çıkmış olmak'. Ben öyle bir şey olsun istemiyorum. Benim felsefem ' bir tane olsun sonsuz olsun.' Hep böyle düşündüm. Ve düşünmeyede devam edeceğim.

" neden bana fobin olduğunu söylemedin!"  " hı?" Bora'nın sesiyle düşüncelerimden sıyrıldım ve ne dediğini anlamadan ağzımdan saçma bir kelime çıktı. "Sana neden fobinin olduğunu bana söylemediğini sordum!" dedi Bora sesini yükselterek. " söylemeye fırsat mı verdin sanki ?" dedim bende sesimi yükselterek. Sesimi yükseltmemden ilkildi. Sonra bir kaç dakika daha yüzüme bakıp " haklısın" dedi ve yataktan kalaktı.

" iyisen hadi kalk gidiyoruz" " nereye?" " soru sorma da kalk" dedi ve kapıya doğru döndü. Kahverengi ahşap kapıyı açtı ve bana döndü " aşağıda bekliyorum seni, çabuk ol" dedi ve gitti. Nereye gidecez acaba ? Yataktan doğruldum ve karşıdaki aynadan kendime baktım gözlerim ağlamaktan şişmişler, saçlarım bodrumun tozundan yağlanmış ve kirlenmiş. Kıyafetlerimde toz içinde. Ben bu şekilde nasıl bir yere gidebilirim ki? Bu düşünceyle kapıyı açtım ve Bora'yı çağırdım.

" Bora bir bakar mısın?" bağırmaya çalıştım ama ses tellerimi çok yorduğum için sesim pekte istediğim gibi gür çıkmadı. İnşAllah Bora duymuştur. Medivenlerin başından Bora'nın sesi geldi " ne oldu?" " ya ben bu halde nasıl dışarıya çıkacam?" " ne varmış ki halinde?" ciddi olmazsın Bora! ciddende halimi görmüyor mu? " cidden mi ya şu halime bak saçlarım kirli, kıyafetlerim toz içinde. Nasıl çıkabilirim sence bu halde?" beni şöyle bir süzdü" tamam sen geç banyoya ben sana temiz kıyafet getiririm." dedi ve üst katın merdivenlerine doğru ilerlemeye başladı. Bende banyoya girdim.

Ben suyu ayarlamaya çalışırken kapı tıktıklandı ve cevap vermemi beklemeden açıldı. "Ya ne yapmaya çalışıyorsun? Gel demeden girilir mi?" " Of Bade çok konuşma da hemen duşunu al çık. Temiz havlu dolapta var " dedi. Elime bir kaç parça kıyafet tutuşturdu  ve gitti. Kıyafetler,  Bora'nın olduğunu tahmin ettiğim; mavi bir t-şört ve eşortman altıydı. Hemen ılık suyun altına girdim. Ilık su beni rahatlattı üzerimdeki halsizlikten eser kalmadı. Saçlarımı Bora'nın mentollü şampuanıyla yıkadım. Bu koku Bora'nın kokusu değil onun kokusu kendisine ait. Başka bir yerde hiç koklamadığım bir koku.

Duştan çıktım Bora'nın verdiği kıyafetleri giydim. Eşortman altı bana bol geldi ama yapabileceğim bir şey yok katlanmak zorundayım. Saçlarımı dağınık bir şekilde ördüm. Banyodan çıkıp Bora'nın yanına indim. Bora camın önüne geçmiş dışarıyı izliyordu. Üzerine tüm gövdesini kaplayan dar lacivert gömlek ve bacaklarını saran siyah pantolon giymiş. Oldukca şık görünüyor. Ayakkabımın merdivenlerde çıkardığı ses üzerine bana doğru döndü. Beni görür görmez dudaklarını birbirine bastırdı sanki kahkaha atmak istiyormuşta zor duruyormuş gibi. Kendime şöyle bir baktımda cidden komik görünüyorum. Bana oldukca uzun gelen t-sört, uzun ve geniş eşortman altı. Kim olsa güler yani. " ee nereye götürüyorsun beni" " yine sorulara başladın ha düş önümede gidelim bir an önce oldukca yorgunum" dedi ve dış kapıya doğru gitti. Bende peşinden tabi.

Araba kapının önündeydi. Tam arabaya gidiyordum ki Bora kolumdan tuttu " sakın bi delilik yapıp kaçmaya çalışma eyer öyle bir şey yaparsan olacaklardan ben sorumlu olmam." dedi ve şöför koltuğuna geçti emniyet kemerini takıp bana bakmaya başladı. Ne yapacağımı şaşırdım nasıl bildi kaçmaya calışacağı mı? Tabi salak olmayan herkez bunu tahmin eder. Ama ben onun salak olduğunu düşünüyordum. Bu düşünce beni güldürdü. Bora ve salak olmak ne kadarda zıt kelimeler. Korna sesiyle kendime geldim. Kapının önünde dikili kalmışım. Hemen ön koltuğa geçip emniyet kemerimi taktım. "Umarım dediğimi anlamışsındır." " tamam ya anladım. Bir daha o bodruma girmek istemiyorum merak etme" dedim ve kafamı cama cevirdim söylediğimden kararlıyım. O bodruma birdaha girmek istemiyorum. Araba hareketlendi ve evin bahçesinden cıktı. Çıkarken Bora kapıdaki korumalara başıyla selam verdi. Evin etrafındaki korumaları şimdi fark ediyorum. Kapının önünde , yukarıdaki balkonun altında, bahçenin her bir noktasında ikişer tane koruma vardı.

Araba, camdan insanları rahatca görebileceğim bir şekilde ne yavaş ne de hızlı gidiyordu. İdeal bi hızda ilerliyorduk. Dışardaki insanların bazıları yalnız, kulaklarında kulaklıklarla bir yere yetişmeye çalışıyor, bazılarıysa gruplar halinde gülüşerek ilerliyorlardı. İlerde bir çocuk bir eliyle babasının elini tutuyor diyer eliyle de dondurmasını yemeye çalışıyordu. Oldukca mutluydu. Acaba benim babam şuanda ne yapıyor dur? Yemek yiyor mudur yada uyuyor mudur? Babamı tanıyorsam hiç birini yapmıyordur. Onu çok özledim. Onun saçlarımla oynamasını, bana pirensesim demesini, annemle tatlı kavgalarını, ya bir insanın her şeyi özlenir miya onun annemin her şeyini özledim.

Gözümün önüne gelen peçeteyle kendime geldim. O ana kadar ağladığımı fark etmemiştim. Bora'nın yüzüne bakmadan peçeteyi aldım. " teşekkürler" etrafıma baktığımda bir AVM'nin önündeydik. Buraya ne zaman gelmiştik? Ben en son yoldaki çocuğu hatırlıyorum. Gerisi yok. " neden buraya geldik?" " sen benim kıyafetlerimi beyenmiş olabilirsin ama ben eşyalarımı paylşmayı sevmem" " ne yani bana kıyafet mi alacaz?" " evet" NE! BORA'YLA ALIŞVERİŞ Mİ YAPICAZ  HEMDE BANA...

Evet uzun bi aradan sonra yine beraberiz :) umarım bölümü beyenmişsinizdir. Elimden geldiğince uzun yazmaya çalıştım. Umarım olmuştur.  Yorumlarınızı merak ediyorum. Çok uzatmayayım Sizi Seviyorum kendinize iyi bakın :* yorum yazmayı unutmayın lütfen ☺😘💜💗

Olmaması Gereken (RÇ.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin