Bölüm 19 - Pazarlık

49.1K 2.8K 533
                                    

MERHABALAAAR

ÖNCELİKLE OKUYAN İLGİLENEN HERKESE TEŞEKKÜRLEEER :)

SADECE İYİ KÖTÜ DEĞİL OLAYLARLA İLGİLİ YORUM YAZARSANIZ DAHA GÜZEL BENİM İÇİN DE FAYDALI OLUR. 

UZATMAYALIM BUYRUNUZ....




İçeri giren adam bana ve beni sıkıştıran adama bezgin bir bakış attı.

"Oğlum patron arıza çıkmasın dedi napıyosun?"

"Karışma sen işime uza!"

Hemen atladım "Karış karış! Valla bağrırım patron falan herkes duyar. İMDAAAT!!"

İkisi birden alaycı bakışlarla güldüler.

"Salak lan bu." dedi sonradan gelen.

"Sen-" Sensin salak diyecektim ki dilimi ısırdım.

"Bu orospu yüzünden kaç hafta hapishanede neler çektim ben. Sonra avukatlar devreye girdi neyse de uzamadı. "

"Siktiiiir bu kız o kız mı?"

"Hayır bir yanlış anlaşılma var sanırım bakın ben-" yüzüme yediğim darbeyle yere yapıştım. Zaten zor ayakta duruyor ve muhtemelen adrenalinin gücüyle konuşabiliyordum.

"Bu kadar hırpaladığını görünce kızacaklar valla. Ben gidiyorum abi haberim de yok olanlardan. Gelmedim buraya hiç."

Gitme. Hayır gitme. Lütfen.

Artık bunları dışımdan söyleyecek gücüm de yoktu. Ve adam gitti.

Pislik herif üzerime doğru gelmeye başlamıştı. Bense yerde sürünerek geri geri gitmeye çalışıyordum. Zeminde elimle buluşan bir nesneyi hissedince refleks olarak dönüp bakmamak için kendimi zor tuttum. Biliyordum; bu yerde duran tahtalardan biriydi. Biliyordum; bu tahta kurtulmamın tek yoluydu. Sadece uygun zamanı beklemeliydim.

Adam yanıma eğilip beni belimden kavradı. Başının boynuma gömülmesine izin vermek zorundaydım ve bu çok sinir bozucuydu. Sol elimle tahtayı iyice kavradım. Vuruşumu zihnimde canlandırmaya çalışıyordum. Tereddüt etmek yoktu. Zaman kaybetmek yoktu. Şimdi hemen vurmalıydım.

Adam başını kaldırıp iğrenç gülüşüyle gözlerime baktı "Hayırdır güzelim çırpınmayacak mısın? E o zaman ne eğlencesi-"

Gerilen kaslarım daha fazla dayanamamış adamın ensesine indirmiştim tahtayı.

Şok içinde elini başına koydu. Bayılmamıştı.

Yerden doğruldum ve tahtayı iki elimle kavrayıp tekrar tüm gücümle vurdum.

Adam sendeleyerek arkaya doğru gitmeye başladı. Başının çevresinden gelen kanları ellerinin arasından görebiliyordum.

Tahtayı adamın üzerine fırlatıp kendimi kapıdan dışarı attım.

Eski ve terk edilmiş bir köşktü burası. Hızla karanlık koridorda ilerlemeye başladım Hiçkimse yoktu. Kapı ne taraftaydı acaba? Peşimde mi diye arkama bakarken bileğim güçsüzlükten burkulunca yere yapıştım. Acıya rağmen hızla kalkıp ilerlemeye devam ettim. Koridorun sonu daha geniş bir yere çıkıyordu, umutla ve tüm gücümle oraya koştum.

Çarptığım sert şeyin bir insan olduğunu anlamak birkaç saniyemi, çarptığım insanın Ali olduğunu anlamam daha fazla zamanımı aldı.

Onun kollarının arasındaydım. Rüya ya da hayal değil gerçekti. Sıcaklığını hissediyor kokusunu alabiliyordum.

Sokak DövüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin