1.7

3.9K 266 125
                                    

YENİ KİTABIM YILBAŞI SENFONİSİ NE HEPİNİZİ BEKLERİM. HENÜZ TANITIMI YAYINDA. ORADA DA OY VE YORUMLARINIZI EKSİK ETMEYİN.

BU BÖLÜM MERİHLE DOLU KEYİFLE OKUYUN! (:

OY VERMEYEN BİZDEN DEĞİLDİR.

*

Güneş tenini yakıp kavururken elinde ki sigarasından bir duman çekti ciğerlerine. Annesinin ölümünden sonra sigara dumanı dışında ki her kokuya kapatmıştı solunum yollarını. Kokladığı tek koku annesinin kokusu kalsın istiyordu. Bu sebeple girdiği mekanlarda kokuyu duyumsayacak nefesler çekmezdi içine. Kapalı alanlarda nefes alırken ağzını kullanırdı. Yıllardır ne pişen yemeği, ne bir kadını ne bir parfümü koklamıştı. Ciğerleri hala son gün annesinin boynundan burnuna dolan kokuyla mühürlüydü. Elini cebine atıp hastahanenin kapısından çıkan kıza baktı. Sarı saçlarını salıyarak geliyordu ona doğru. Yanına vardığında ilk iş kollarını Merih'in boynuna dolamıştı. Merih işini halledebilmek için karşılık verdi kıza. Sarışın kız geri çekildiğinde dudaklarını Merih'in dolgun pembeliklerine kapattı. Uzun zamandır Merih'le görüşemiyordu ve özlemişti. Merih öpücüğüne karşılık verirken ellerini kızın kalçalarına kaydırdı. Tatmin etmeli ve istediğini almalıydı. Kız memnun bir şekilde inleyip dudaklarını araladı. "Mmmh bunu ne kadar özlediğimi bilemezsin serseri," kollarını yukarıya kaldırım parmaklarını Merih'in ensesinde birleştirdi. "Dökül,"

Bozuntuya vermeden konuşmaya başladı. "Polislere ifade verirken gasp edildiğini söyledi," ellerinu kızın beline çıkarıp kendinden uzaklaştırdı. "Bu akşam evde olacağım kuzen," geriye dönüp hastahanenin önünden uzaklaşırken kıza duymak istediğini söylemişti. Arabasına binip cep telefonundan Fırat'a mesaj attı. Şevket Bey'in polislere onlardan bahsedeceğini sanmıştı. Lakin umduğu gibi gitmemişti. 'Demek ki iyi korkmuş Fırat'tan'  diye geçirdi içinden. Arabaya binip okula doğru sürdü. Yolda gittiği yerde peş peşe beş sigara yakmıştı. İstanbul trafiği bugün.ekstradan yoğun gibiydi. Tek eli direksiyondayken cep telefonundan Burak'ı aradı.

"Aradığınız kişiye şuanda ulaşılabiliyor, lütfen hattan ayrılmayın." telefonu kulağından uzaklaştırıp ekrana baktı. Çağrıyı cevaplamıştı. Tekrar kulağına dayadı. "Ulan dalga mı geçiyorsun it," Burak kahkahalarla gülüp konuşmaya devam etti. "Arım, balım, peteğim. Şaka yaptım ya,"  kırmızı ışıkta durup bir sigara daha yaktı. "Gevşek gevşek konuşma Burak, Ahsen'le Fırat geldi mi," bir nefes daha çekip sigarayı tuttuğu eliyle vitesi hareket ettirip direksiyonu tuttu. "Geldiler şuan Fırat'ın arabasıyla," yüzünü buruşturup uyardı. "Buket'e ayıktırmayın durumu,"


*


"Fırat paşam," Burak'ın zevzek sesiyle baktı suratına. Sinsi sırıtmasıyla Fırat'ı izliyordu Burak. 'Boka basmakta bu kadar hevesli olmamalısın be Burak' diye geçirdi içinden. Birazdan Fırat'ı sinirlendireceği belliydi. "Biz Ahsen'le sevişiyoruz," herkesin gözleri irileşirken Ahsen ifadesiz bakıyordu Burak'a. Fırat irileşen gözleriyle bir Ahsen'e bir Burak'a bakıyordu. Elini uzatıp Burak'ı ensesinden yakaladı. Hepsi Fırat'a engel olmak istese de gazabından korkup sessiz kalıyorlardı.

"Ne dedin tekrar et bakayım,"  Burak zorlukla ensesini Fırat'tan kurtarmaya çalışıyordu. "Bebeğim ben espirik yaptım yeminle," telaşına gülerken bir türlü düzgün söylemediği espri kelimesine kahkaha atmıştı hepsi. Ders zili çalınca Fırat Ahsen ve Merih hariç hepsi derse girmişti. "Eee ne yaptınız bakalım," Ahsen'in meraklı sesine tebessüm etti. "Anlattım Fırat'a," Ahsen'in gözlerinde şaşkınlığın yeşil tonunu yakaladı o an. "Ne yani artık seninle rahat rahat konuşabilecek miyim," Fırat elini omzuna atıp Ahsen'i kendine çekti. "Dur bakalım hatun, o kadar da demedik, konuş elbette ayarını kaçırmadan," karşısında ki manzaraya baktı bir süre. Sonunda Can kız mutlu olmuştu. Aralarına katıldığından beri ilk defa gözleri parlıyordu.

KARAMELİN RÜYASI [ TAMAMLANDI ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin