SAFİR 15. BÖLÜM | Cennet

34.2K 1.8K 324
                                    



Instagram: t.y.mazer
Twitter: tymazerr

 CENNET

3 gün... Birbirinden zor geçen 73 saat ve 16 dakika... Kolumdaki saatin akrep ve yelkovanının kafamın içinde hareket ettiği, her geçen saniyenin küçük kesikler gibi kalbime işlendiği 73 saat...

Sağ elimi bacaklarımın arasına sıkıştırmış, sol elimi ise, her an ona dokunabilecek gibi fanusun camına hapsetmiş bir şekilde sandalyede oturuyordum. Günlerdir oradan ayrılmayı ve tedavi olmayı reddetmiştim.

Onun iyi olduğunu öğrenene kadar iyi olmak gibi bir isteğim yoktu.

Kolumda tıkırdayan saate çatık kaşlarla baktım. Dakikalar geçmekte diretiyordu. Gözlerimi Lacivert'in soluk yüzüne çevirdim. Şimdi belinde incelik bir örtü vardı ama onun haricinde hala çıplaktı. Sırtından ayak bileklerine kadar uzanan kesiklerden geriye kırmızı izler kalmıştı. En kötüsü de, o kara gün kaburgalarını açığa çıkaran, sırtının sağ tarafında dik uzanan derin kesikti.

Gözlerimi sıkıca kapatıp açarak aklıma gelen görüntünün tekrar midemi altüst etmesinden kurtulmaya çalıştım.

Ancak gözümü açmama rağmen, görüş açımda beliren karartı geçmiyordu. Cam fanus ve içinde yatan Lacivert'in bedeni, koyu birer siluet gibi görüş açımdan uzaklaşırken, günler süren inatçılığımın sonuna yaklaştığımın farkındaydım. Başım önüme doğru düştü ve görüntü tamamen karardı.

***

Sessizlik rahatsız ediciydi. Sessizlik ilk defa huzur vermiyordu. Gözlerim hala kapalı olsa da başımdaki bandajı ve kolumdaki serumu hissedebiliyordum.

Göz kapaklarımı yavaşça aralayarak, ortamı aydınlatan loş ışığa dikkat kesildim. Kesinlikle farklı bir odadaydım.

Daha önce görmediğim bir odanın daha olduğunu fark etmiş olmam bir nebze ürpermeme neden olsa da, bu bembeyaz mobilyalarla döşenmiş odadaki sıcaklık, ilginç bir şekilde hoşuma gitmişti. En önemlisi de yine tam yatağımın karşısında gördüğüm Deirdre'nin eskiziyle doğrulmak için vücudumu kaldırdım.

Ancak el bileklerimi sıkan kemerleri hissettiğim anda kafamı kaldırarak neden bu halde olduğumu anlamaya çalıştım.

Öfkeyle bağırmak için ağzımı açtığım anda Mike kapıyı açtı.

"Sakin ol fıstık! Geliyorum."

Acele adımlarla yatağımın başına geldiğinde ona bir kafa atmamak için kendimi zor tutuyordum. Teorik olarak kemerler beni tutuyordu.

"Ne halt ettiğini sanıyorsun Mike!"

Bir yandan kemerleri çözerek gülümsedi.

"Baygın bir halde olmana rağmen ilk ayıldığın anda James'in yanına gitmeye çalışıp durduğun için önlem almaya çalışmış olabiliriz."

"Ne zamandır buradayım?" diye bağırdım çılgın bir şekilde.

Mike'ın söylediği hiç bir şeyi hatırlamıyordum ve çok fazla geçmiş olmaması için dua ettim.

"Sakin ol." dedi Mike elimi tutarak.

"Seni burada tutmak ve toparlanmanı sağlamak için emir aldık."

"Kimden?" diye bağırdım sesime hakim olamayarak. Her kim beni Lacivert'ten ayrı tutmaya çalıştıysa bunun hesabını sormakta gecikmeyecektim.

Mike cevap verene kadar kemerlerimden kurtulmuş ve ayağa kalkmıştım. İki ayağımın üzerinde durduğum anda başım biraz dönmüş olsa da dengemi bulmaya çalıştım.

Lacivert  - Safir - AmberHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin