4.7

694 75 57
                                    

~ Perşembe 22:04 ~

"Dede!" Neredeyse boşaltılmış hastanenin koridorları boyunca koşarken görevliler bana garip garip bakıyordu.

Az önce danışmadan öğrendiğimiz odanın önüne geldiğimde arkamdan bana yavaş olmam için bağıran ablam ve Natsu'yu duyabiliyordum.

Nefes nefese kalmıştım. Otobüs durağından beri koştuğum için terlemiş, saçlarım alnıma yapışmıştı. Hızla kapıyı ittirerek içeriye daldım.

"Ded-"

Gözlerimi kırpıştırdım. Dedem, Laxus-nii'ye atmak için kaldırdığı topu beni görünce arkasına sakladı. "O, Lucy! Naber? "

Laxus-nii ise söylenerek arkasını döndü. Rogue ve Sting; dayım Weisslogia ve Skiadrum'a ters ters bakıyordu. En sonunda Skiadrum arkasını döndü. "Ne var yani altı üstü dağa dalmışsak? "

"HAYATIMIZDAN OLABİLİRDİK BE ADAM! " diye Rogue cırlayınca Sting'de onu takip etti. "SİZE KAÇ KEZ TRAFİK KURALLARINDA UYUN DEDİĞİMİZİ SAYAMIYORUM ARTIK!"

İvan dayım ise hepsine 'Sizi tanımıyorum' bakışları atıyordu. Onun bir kolu, Laxus-nii'nin sol bacağı, Rogue'un alnı, Sting'in gövdesi alçıdaydı. Kalan üçlüde pek bir şey yok gibiydi.

Kaşlarımı çattım. "Tahmin edeyim; şoför koltuğunda Skiadrum dayım vardı. "

Sting ve Rogue oldukça sinirli bir şekilde iç geçirdiler. "Evet! "

"Aman be amma büyüttünüz siz de olayı. " diyerek yatakta kıçını döndü Skiadrum dayım.  Ben de rahat bir soluk alarak misafir koltuğuna çöktüm.

Milady eşikte bize ters ters baktı bir müddet. Natsu çığrınarak kapıya geldiğinde de elini yüzüne geçirerek dayımlarımı görmesini engelledi. "Hadi Natsu biz yemek almaya gidelim. "

Natsu yakasından sürüklenirken debelenmeye başladı. "Ne ama Luce-"

Onun sesini daha fazla duyamadan benim yüzümden koşmuş olan Milano, abim ve ablam içeriye geçti. "Dede! " diye bağırarak dedeme sarıldı ablam. O sırada abim de onu takip etmişti. Milano gergince kapıda dikiliyordu.

Dedem onu öpücüklere boğan ablam ve abimi kendinden zorla uzaklaştırdıktan sonra Milano'yu fark etti. Önce kaşları çatıldı. Ardından bakışlarında hınzır bir parıltı yayıldı. Çakma kedi kuyruğunun havalandığını görünce "Burada yapma be dede! " diye hayıflandım.

"Sus kız. Otur sen. Gelinim bu mu Kioran? "

"Hai. Milano, gelsene. "

Milano gergince birkaç adım ileriye attı. Tam gerginliğini yendiğini düşünmüşken yere kapandı.

"MERHABA EFENDİM BEN MİLANO ASHA! TANIŞTIĞIMIZA ÇOK SEVİNDİM! UMARIM BENİ SEVERSİNİZ! TABİİ SİZE SEVMEK ZORUNDASINIZ DEMİYORUM! HAŞA NE HADDİME ÖYLE BİR ŞEY SÖYLEMEK SADECE İSTEĞİMİ DİLE GETİRMİŞTİM AMA YİNE DE SİZ BİLİRSİNİZ TABİİ Kİ OLDUKÇA BİLGE DIURUYOR YÜZÜN-SİZE KİRİŞİKLARİNİZ YÜZÜNDEN YAŞLI DEMEDİM HAŞA NE HADDİME! "

"Ne heyecanlı bir kız bu böyle... " diyerek Milano'nun sözünü kesti. Milano'nun gözleri dolu dolu olmuştu.

Dedem durumunu fark edince elini ileriye doğru uzattı. "Öp kız elimi."

"Ay Ayşe ne diyorsun~"

"Ne duyduysan onu diyorum ayol~" diyerek kendi aralarında dalga geçtiler Sting ve Rogue. Buna rağmen Milano titreyen elleriyle dedemin elini tutup öpmüştü.

"Bende Makarov. Aileye hoşgeldin kızım."

"Hoşbuldum. "

"Kızım demişken... " İvan dayım yattığı yerden hafifçe doğrulup bana baktı. "Lucy bize geldiğinden beri hiç sarılmadı. "

"Oha. Şimdi fark ettim de... "

"Cidden. "

Abim kaşlarıyla dedemleri işaret etti. "Kalk kız. Sarıl onlara."

İçimde çağlayan duyguyla beraber dudağımı dişledim. Başını iki yana salladım.

Bu sefer Laxus-nii kaşlarını çattı. "Lucy iyi misin? "

Aşağı yukarı salladım başımı. Ablam önüme çömeldi. "Ne oldu? "

Dudağımın titrediğini fark edince omzumu silktim. Abim de bu hareketim üstüne yanıma geldi. "Kalksana hadi. " Omuzlarımdan çekip koltuktan kaldırdığında son dayanağımı kaybetmiş olmanın verdiği hiçlikle gözyaşlarıma daha fazla karşı koyamadım. Odanın ortasında hüngür hüngür ağlamaya başladım.

Weisslogia dayım bana bakarak alayla kaşlarını kaldırdı. Skiadrum dayım ise dudağını bükmüştü. "Oyş kıyamam kuzuma. Bizim için ağlar mıymış o? "

"Sizin önünüzde ağlayan kabahat! Lavaboya gidiyorum ben! " diyerek odadan çıktım. Ardımdan ufak kahkahalarını işitebiliyordum.

Burukça gülümsedim. İyi olmalarına sevinmiştim.

~ 22:09 ~

"Laxus! " Beyaz saçlı kadın koşarak hastane merdivenlerini çıktı. Açık kapı ve parıldayan 104 yazısına doğru koşuyordu.

Eşikten dönüp içeriye girdi. "Laxus! Tanrı'ya şükürler olsun ki iyisin! " Koşarak yıllardır sevdiği adamın boynuna atladı. Laxus yattığı yer izin verdiği müddetçe ona sarılmıştı. "Hoşgeldin Mira. "

"Hey evlat. Odadan çıkmamıza gerek var mı? " Skiadrum bunu der demez Rogue'dan güçlü bir yastık yemişti. "Daha az fesat ol baba! "

Juvia, gergince Laxus'la sarılmayı kesen öğretmenin yanına geçti. Kadın onu görebildiğinde yumuşakça gülümsedi. "Merhaba." Adeta donmuş kadına elini uzattı. "Ben Juvia Heartfilia. Laxus'un kuzeniyim. "

Kadın aynı şekilde gülümseyerek Juvia'nın elini sıktı. "Bende Mirajane Strauss. Ama bana Mira'da diyebilirsin kısaca. Laxus'un çalıştığı okulda öğretmenim. "

"Öyle mi? Harika. Branşınız nedir? "

"Matematik."

Juvia'nın parıldayan bakışları Laxus ve Mira arasında gidip gelmeye başladı. Demek okulun ünlü matematikçisi buydu.

Laxus rahatsızca örtüyü üstüne çekti. "Bir şey isteyeceksin değil mi? "

"Kesinlikle. "Mira'ya doğru döndü. "Biliyorum biraz ani olacak ama üniversite sınavlarına hazırlanan bir kardeşim var. Ona matematik konusunda yardımcı olur musunuz? "

"Anlamadım. Nasıl? " Mira şaşkınca gözlerini kırpıştırdı. Böyle bir ortamda bu konu nasıl akla gelmişti? Juvia onun önünde eğildi. "Sizden onun öğretmeni olmanızı isteyeceğim. Onegai! "

Ejder Masalı |Texting-NaLu| -TAMAMLANDI-Where stories live. Discover now