23. Bölüm Son İmza

59.4K 3K 199
                                    

Çok şükür aksatmadan gününde bölümümüz geldi. En korktuğum, sizlerin elinde telefon, bölümün gelmediğini görüp üzülmeniz. Sizlere o duyguyu benim hikayelerimde yaşatmak istemiyorum. İnşaallah yaşatmam da. Kısa da olsa Allah'ın izniyle yazıp atmaya çalışacağım.

Yorumların hepsini okuyorum ama yine de sormak istiyorum.

ESARET nasıl gidiyor? Yazmamı istediğiniz sahneler var ise şu sahneyi görmek istiyorum diyorsanız bana wattpad özelden ulaşabilirsiniz. Artı Face ve Twitterda çok tatlı gruplarımız var. Oradan iletebilirsiniz.

Unutmayın hikaye sizin. Ben sizlerin hislerine tercüman olmak için buradayım. Sütten ağzımız yandı biliyorsunuz. Biz de buraya geldik değil mi✌️


Oruçlar açıldı. Allah kabul etsin. O zaman kendimize gelmek için kahvelerimizi yapalım multimedyamızı açalım. Yine uydu valla. Ben çok sevdim. Hadi efenim bölüm sizlerin ✌️☕️🐞💜

Kerem konuştuktan sonra Hande'nin acıyla dolu gözlerine bakıp yanına biraz daha yaklaştı. Bir şeyler söylemek istedi ama yine yapamadı. Sessizce ağlayan Hande'ye bir şey söylemek için tekrar ağzını açtı ama yine yapamayınca yumruklarını sıkıp hızlı adımlarla odadan çıktı. Kapının sert bir şekilde kapanmasından sonra Hande gözlerini kapattı. Kapalı gözlerinden akan her damla yaş gözlerini acıtarak çenesine süzülürken omuzları iyice düştü. Ayakta duracak dermanı yoktu. O dermanı az önce o adamla konuşmak için harcamıştı.

Acıyan gözlerini açıp ağır adımlarla yatağına gidip oturdu. Başındaki havluyu çıkarıp yatağa koydu. Yorganı açıp yavaşça içine girdi. Gözleri halsiz, yarı açık boşluğa bakarken telefonuna gelen mesaj sesleri odaya dağılan tek sesti. Şu an hiçbiri umrunda dahi değildi. Kolunu uzatıp telefonunu alacak dermanı da yoktu. Gözleri kapanırken düşünceleri çığlık çığlığa bağırıyordu. Bir şey konuşmadan sormadan sadece bağırıyordu. Onu duyacak dermanı da çoktan toz olup dağılmıştı. Gözlerini kapatırken yastığına düşen bir damla yaş acı dolu gecenin son parçası, yastığa atılan son imzaydı.

***

Vakit öğle vaktiydi ve uyanıp uzun süre yatakta boş boş bakan Hande duygusuz bir ifadeyle kalkıp giyindikten sonra yatağına oturdu. Yapacak bir şeyi de yoktu. Kapana sıkışmıştı ve çaresiz öyle duruyordu. Aklına bir şey gelmiş gibi birden yerinden kalktı. Aynanın karışında kendini görünce içindeki acı feryadı bastırdı. Her geçen gün tanınmayacak hale geliyordu. Bileğine gözü çarptığında hiçbir tepki vermedi. Umursamaz bir ifadeyle bakıp sigarasını aldı. Hızlı adımlarla odasından çıkıp yağan yağmura baktı. Kış artık yüzünü gösteriyordu. Aynen hayatı gibi. Hayatında yıllarca baharı yaşamıştı. Yaz mevsimini yaşamadan direkt kış mevsimine atlamıştı. Merdivenlerin yanında Yasemin'i görünce büyük bir fincan kahve söyledi. Şemsiyenin altına geçip oturdu.

Uçsuz bucaksız topraklara bakarken hiçbir şey düşünmüyordu. Sadece bakıyordu. İçi boştu bomboş..

Masaya koyulan fincan sesiyle başını çevirdi. Yasemin'in üzgün gözlerine boş bir bakış atıp kahvesinden bir yudum aldı.

"Nesrin yok mu?"

"Yok küçük hanımım. Ailesini ziyarete gitti."

Hande hiç seslenmeyince Yasemin bir şey demeden çekip gitti. Hande sigarasını yakıp kahveyle birlikte içiyor sanki hırsını sigaradan çıkarıyordu. Sanki derdine çare oluyordu. Sanki her şeyi düzene koyacaktı! İkinci sigarasını yakarken büyük kupadaki kahveyi çoktan yarılamıştı. Kahvesinin son yudumunu içip ayağa kalktı. Hızlı adımlarla merdivenleri inerken konak çalışanları merakla kendine bakıyordu. Kapıyı açıp hızla dışarı çıktı. Bahçeye koşarak giderken yeni başlayan yağmur saçlarına ince dokunuşlar bırakıyordu. Bahçeye girer girmez Mahmut'la karşılaştı. Nefesini düzenlemeye çalışırken ellerini dizlerine koyup eğildi. Bir süre öyle kaldıktan sonra kalkıp Mahmut'un tedirgin gözlerine baktı.

ESARET  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin