BÖLÜM 11

1K 58 3
                                    

BÖLÜM 11

Salondaki herkes kadına bakıyordu. ‘’O bebek Caroline’ydi’’ deyişi hala kulağımda gözlerim kalabalık odada Carolineyi arayacaktı ki biri sıkıcı elimi tuttu. Sanki yalnız kalmaktan korkan birinin son çırpınışı gibiydi. Şuan belli etmese de içinden ‘’ Bu bir rüya olsun’’ diyordu biliyordum. Her ne kadar kendini güçlü göstermeye çalışsa da çok iyi biliyordum ki hayattaki en büyük korkusu yalnız kalmaktı sevilmemekti. Kimse konuşmuyordu. Ben dayanamayıp ‘’ Böyle bir olayı bu zamana kadar saklayıp şimdi söylemeniz bence çok saçma ben size inanmıyorum’’ dedim kadına suçlu gözlerle bakarak. Kadın çaresizlik içinde ‘’Ben istiyor muyum sanki bunları söylemeyi bunlar hep Anne’nin hatası eğer o söylemeseydi her şey yolunda olacaktı. ‘’ dedi ve Caroline patladı. ‘’ Her şey yolunda mı olacaktı ben yalan bir hayatı sürdürünce her şey yolunda mı olacaktı. Bu sırrı ölürken mi söyleyecektiniz? Böyle bir şey olduysa en başından saklamayacaktınız. Bana iyilik falan yaptığınızı söylemeyin bana! ‘’ diye bağırdı. Ve çıkmak için dışarı yöneliyordu ki elimi bıraktı ben hemen elini tuttum. ‘’ Klaus söz telefonum açık kalacak biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var lütfen’’ dedi. O an en mantıklı karar onun istediğini yerine getirmekti sadece ‘’ Telefonun açık olacak dedin bak’’ dedim ve ona sıkıcı sarıldım. Ben ise hemen içeri girdim. Çünkü hiçbir şeyi kaçırmak istemiyordum. Caroline’nin hayatı söz konusuydu o her şeyden vazgeçecek kadar bıkmıştı ama ben vardım onun hayatını koruyacağıma söz vermiştim. Ben içeri girdiğimde Caroline’nin her iki annesi de ağlıyordu. Ama Kraliçe olan ‘’ Şimdi ne yapacağız gerçek prenses nerede habercilere ne söyleyeceğiz ? ‘’ dedi evet resmen bunu dedi. Bu ne biçim anneydi aklım almıyordu. ‘’ Burada Caroline’nin hayatı alt üst oldu siz habercileri ve kraliyet ailesini mi düşünüyorsunuz ‘’ diye çıkıştım. ‘’ Caroline artık yalnız değil yanında sen varsın’’ dedi ciddi ciddi. Evet ben vardım ama şuan da bir annenin söylemesi gereken bir şey değildi bu. Caroline’nin babasına baktığımda bir kösede oturmuş sessiz sessiz düşünüyordu. Hiçbir tepki vermiyordu şuan karısına göre daha mantıklı davrandığı kesindi. Bu odada şuan birden fazla kişinin hayatı mahvolmuştu. Ben de daha fazla orada durmak istemiyordum hava almak için dışarı çıkacaktım ki telefonumu balkonda unuttuğumu fark ettim. Balkona doğru çıkarken odanın bir tanesinden bir ses geliyordu. Kısık sesle konuşuyordu biri elinde telefon vardı tek duyduğum ‘’ Herkes her şeyi öğrendi şuan hepsi büyük şok içinde tam istediğiniz gibi’’ dedi. Tam içeri girip konuşanın elinden telefonu alacaktım ki bu hiçbir işime yaramazdı. Kadının kim olduğunu bile bilmiyordum. Gizlice saklandığım yerden kadına çıkarken baktım ama gördüğüme inanamamıştım bu kadın Caroline’nin anlattığına göre evin en eski hizmetlilerinden biriymiş. Bu aile ne biçim aileydi aklım almıyordu nerdeyse her şey yalan ve sahteydi. Bunu Carolineye söylesem mi bilemedim ama şimdilik sır olarak kalması daha iyi gibiydi.

Uyandığımda Caroline yanımda yoktu. Hatta evde yoktu yine nereye gitti diye merak edip tam arayacaktım ki telefonumun yanına ‘’ İşer gidiyorum’’ Caroline kafasını dağıtacak bir şey arıyordu ama bence şuan işe gitmesi en saçma şey olacaktı. Bende hemen hazırlanıp işe gidecektim ki telefonuma mesaj geldi hemen annemin yanına gitmeliymişim. Şimdi birde bununla uğraşacaktım. Ama eğer annemi bekletirsem daha kötü olurdu her şey bunu küçüklüğümden beri biliyordum. Ben olanlar hakkında merak ettiği için beni aradığını düşünüyordum haklıydım da. Evimi özleidğimi fark etmiştim. Nerdeyse hiç uğramıyordum hayatım baya yoğundu Caroline ile her günü dolu dolu yaşıyorduk . Şu olaylar olmasaydı mutluluğumuza diyecek yoktu. Caroline’nin aile mevzsunu kimseye anlatmak istemiyordum ama aneminde öğrenmeye hakkı vardı bence. Dün o kadının dediği her şeyi anlattım. Annem duyunca çok üzüldüm falan demedi. Baya bir sessiz kaldı. Bu sessizlik iyi bir şey değildi. Ama kötü bir şeyse bile neyin habercisiydi?  Annemin konuşacağı yoktu zaten merakta etmiyordum şuan merak etmem gereken daha önemli şeyler vardı.

İş yerine gittiğimde Caroline yine yoktu. Allahım deli olacaktım resmen benden kaçıyordu. Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum sadece yanında olmak istiyordum. Sabah kahvaltı bile yapmamıştım sırf o daha fazla yalnız kalmasın diye. Ben tam Caroline’nin odasının önünden geçiyordum ki içimden bir ses içeri girmem gerektiğini söyledi belki en son nelerle uğraştığını anlardım. Ama ben bilgisayarını açmadan hemen takvimdeki tarih gözüme takıldı etrafı kalp içine alınmıştı ve ‘’Doğum günüm’’ yazıyordu. Unutmuştum bugün Caroline’nin doğum günüydü. Tüm bu olaylar içinde ona doğum günü partisi falan yapmak saçma olacaktı etrafımızda o kadar çok sahte şey vardı ki. Ama aklıma o an çok güzel bir fikir gelmişti. Sadece ikimiz olacaktık. Hayatındaki en güzel doğum günü olmasını istiyordum.

Akşama kadar Caroline’yi görememiştim. Özlemiştim. Ama o ne kadar benden kaçmak istese de bu olmayacaktı. Şoförü Carolineyi takip etmesi için görevlendirmiştim. Tüm gün onun peşindeydi. Ben mesaj atınca acil bir şey olduğunu söyleyip onu istediğim yere getirmişti. Caroline’nin gelmesine dakikalar kalmıştı ve ben acayip heyecanlıydım. Gelir gelmez doğum gününü kutlamayacaktık daha o ileriki saatlerde olacaktı ama bu başlangıç çok iyi olacaktı. Caroline istediğim yere geldiğinde helikopter kalkmak üzereydi. O daha ne olduğunu anlamadan üzerine elinden tutup onu helikoptere çektim. Yukarı havalandığımızda güneşin batışında gökyüzünde havalanıyorduk.  Manzara o kadar güzeldi ki. Hem bu manzarayı görmesi için hem de özel adamıza gitmemiz yarım saatimizi almıştı. Caroline helikopterden indiğinde bana sıkıca sarıldı. ‘’Günün sonunda benim de sana çok güzel bir sürprizim var ama öncelikle bir daha beni takip etmesi için peşime adam takma aşkım ‘’ dedi. Ben hemen gözlerimi kaçırıp ‘’ Kızdın mı? Ben benden kaçtığını sandım sadece‘’dedim suçlu suçlu. ‘’ Beni yanına çekip ‘’ Hayır tabiî kide ama bugün yapmam gereken işler vardı senden kaçtığım falan yok bu hayatta en son kaçacağım insan sensin ‘’ dedi. Beraber yemek yiyeceğimiz masaya doğru gittik. Masa tam istediğim gibi hazırlanmıştı biz yemek yerken servis yapan kişiler falan her şey 10 numaraydı. Biz yemek yerken. Caroline şakasına ‘’ Doğum günümü kutlayacağız sanıyordum pastam nerede? ‘’ dedi gülerek.  İşte en güzel kısım burası olacaktı. Onu elinden tutup yata doğru götürdüm. ‘’ Burası çok güzel işte yatta ne işimiz var? ‘’ dedi sızlanarak. O kalkmadan yanına gidip onu kucağıma aldım. Yürümeye üşendiği belliydi. Yata girdiğimizde kaptan çoktan yol almaya başlamıştı bile. Ben Carolineyi yatın mutfağına çektim. ‘’Sana kendi ellerimle pasta yapacağım ‘’ dedim ve mutfak önlüğü takmıştım bile. Caroline gülmeye başladı ‘’ Bana pasta mı yapacaksın? ‘’ dedi  ‘’ Evet sen hiçbir şeye ellemeyeceksin ama yanlış yaparsam uyarabilirsin ‘’ derken o çoktan önlük takıyordu. ‘’ Ya hayır ben yapacağım ‘’ diye çıkıştım ama ‘’ Beraber yapalım lütfen hem doğum günü çocuğu benim lütfeen’’ diye masum masum bakıyordu. Bu şirinlik beni öldürüyordu. Yumurtaları kırmaya başlamıştım bile nefis bir pasta olacağı kesindi ve hayatımdaki ilk pastayı yapacaktım. Pastayı yapmaktan çok süslemesi çok eğlenceliydi. Caroline sürekli üzerine koyacağımız çikolatalı şekerleri yiyordu arada bende kaçamak yapıyordum ama o çok abartmıştı. En sonunda pastaya yetmeyeceğini anlayınca ‘’Son bir feda daha alacağım sonra yemeyeceğim ‘’ dedi ama ondan sonra 3 defa daha yemişti.  Saatler sonunda verdiğimiz emek değmişti çok tatlı bir pasta olmuştu. Biz içerideyken kaptan çoktan şehre yaklaşıyordu bile. Zaten mesafe yakındı. Elimizde pasta yıldızların altında denizin ortasında Caroline’nin doğum gününü kutlayacaktık. Ben mumları yakarken Caroline’nin gözü gökyüzündeydi yıldızlar çok güzeldi ve oda bir yıldız bekliyordu biliyordum dilek tutmak istiyordu. ‘’Dileğini mumları üflemeden öncede dileyebilirsin ‘’ dedim. Bana gülümseyip ‘’Beraber üflemek ister misin? ‘’ dedi. Bu kurallara aykırıydı doğum günü çocuğu olan oydu ‘’ Hayır bugün senin doğum günün ve dilek hakkı sensin ‘’ dedim. Gözlerini kapayıp dileğini tuttu ve mumları üfledi. Tam o sırada gökyüzüne baktığında bir yıldız kaydı ‘’ Bak yıldız kaydı işe şimdi beraber dilek tutabiliriz ‘’ dedi. Ve elimi tuttu beraber ilk dileğimizi tutmuştuk. Dileğimiz ne miydi ‘’ Bundan sonraki tüm dileklerimizi tutarken el ele tutuşmayı dilemiştik, hiç ayrılmamayı.

BİZ ŞİMDİ EVLİ MİYİZ?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin