٤٥

6.5K 800 135
                                    

25.08.2012
05.47pm

Skype'den seni arıyorum ve yanlış hesaplamalarım yüzünden orada daha sabahın erken saatlerinde iken seni uyandırıyorum.

Uykulu gülümsemenle önemli olmadığını söylüyorsun.

"Bir dahakine ben de seni sabahın köründe ararım ve ödeşmiş oluruz." Diyorsun.

Uzun bir süre ekrana bakıyorum. Ve merak ediyorum. Ne zamana kadar bu şekilde görüşeceğimizi.

"Orası nasıl?" Diyorum aklımda ki kara bulutları dağıtmak adına.

"Bilmem pek bir şey anlayamadım. Ama farklı olduğu kesin." Diyorsun.

"Kardeşin nasıl? O, alıştı mı?"

"Alışmaya çalışıyor. Farklı bir ülke ve farklı bir dil yani ister istemez korkuyor." Diyorsun.

"Senin keklerini özlediğini söyleyip sızlanıyor bazen."

Gülümsüyorum.

"Ah! Bak sana ne göstereceğim." Diyorsun ve yataktan kalkıyorsun.

Cam kenarına gidiyorsun. Güneşin doğuşunu ve renk cümbüşünü gösteriyorsun.

"Çok güzel." Diyorsun.

"Burada güneş çoktan battı." Diyorum.

"Yıldızları izliyorum. Bana söylediğin gibi."

Kamerayı camdan dışarıya çeviriyorum. Yıldızları göremiyor olsanda sorun değil. Yanımda olduğunu hissetmek bile yetiyor.

"Hey!" Diyor ve kamerayı kendime çeviriyorum.

Seni uyurken buluyorum. Bir süre seni böyle izliyorum. Dağılmış saçlarını ve şişmiş yüzüne bakıyorum. Uyurken ki masumluğunu kıskanıyorum.

Elim saçlarına doğru gidiyor ister istemez ama sana ulaşmamı soğuk ekran engelliyor. Sadece sana bakmakla yetiniyorum.

"Seni seviyorum Taehyung." Diyorum.

"İyi uykular."

Dudağımı soğuk ekrana değdiriyorum. Telefonu kapatıyor ve gökyüzüne bakıyorum.

"Seni çok özledim Tae."

if you || kth. ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin