25. Bölüm Kumar

60.3K 3K 548
                                    

Bugün sınava kimler girdi? Önce geçmiş olsun diyorum sonra istediğinizin üstünde başarılar diliyorum. ✌️🐞Sizlere geçmiş olsun hediyesi olarak upuzun bir bölüm getirdim. Umarım sıkılmazsınız.

Kerem'in hislerini öğrenmek isteyenler vardı. Diğer bölüm o hislere geçiş yapıyoruz.✌️Kerem nasıl birisi öğrenmeye başlayacağız.

Multimedyada bu kez Duman var. Sevmeyeniniz yoktur diye düşünüyorum. Oruçlarımızı açtık. Allah kabul etsin. Kahveler elimizde. Multimedyayı açalım arkadaşlar. Ve bölüm siz değerli okurlarımın. Buyrun efenim✌️🐞💜☕️

Hande görevliyle konuştuktan sonra etrafına şüpheli bir bakış attı. İçi iyice daralırken yaptığı işin yanlış olduğu düşüncesi büyüdükçe büyüyordu. Görevli gidecekleri yeri eliyle işaret edip önden giderken Hande peşine takıldı. Bugüne kadar bilerek hiç hata yapmamıştı. İyi aile kızı, iyi arkadaş, örnek öğrenci... Eline geçen neydi?

Esaret...

Hata yapmadığı halde, suçsuz olduğu halde bunlar başına gelmişti madem, o zaman hata yapacak ve bunları hak edecekti. Hak etmediği şeyleri yaşamak kadar ağır bir şey yoktu. Hak ettim deyip cezasını çekmek, ben ne yaptım deyip suçsuz yere yine aynı cezayı çekmek. Mantıklı olan hangisiydi?

Tabii ki ikinci şık!

Loş koridordan geçip görevlinin kapıyı açmasıyla içeri ilk adımını attı. Korkuyla titrek bir nefes alırken ağlama isteğini bastırdı. Buraya ilk kez geldiğini kimsenin anlamaması lazımdı! Hemen herkesin dikkatini çektiğini hissedince yüzünde mağrur bir gülümseme belirdi.


Kan kırmızı...

O adam kan kırmızı giyme derken haklıydı. Çünkü şu an masadaki erkeklerin ve kadınların dikkatlerini üzerine çekmişti. Kadınların imrenen bakışları, erkeklerin şaşkın beğeni dolu bakışları arasında yürürken boynundan giren bir ağrı hissetti. O ağrı boynundan başına oradan gözlerine ilerledi. Masanın birinin başında durup tek taraflı gülümsedi. Masada oturanlar gözlerini kırpmadan kendini izlerken sandalyesini çeken kişiye gülümseyip oturduktan sonra kollarını masaya koyup derin bir nefes aldı.

"Hanımlar beyler. İyi akşamlar. Yeni oyuna ben de katılıyorum."

Karşısında oturan şık giyimli ve yakışıklı bir bey Hande'ye alıcı gözlerle bakıp gülümsedi.

"İyi akşamlar. Sizi burada daha önce hiç görmemiştim."

Hande korktuğunu belli etmemek için gülümserken portföy çantasından sigarasını çıkarıp yaktı. Etrafa küçümseyici bir bakış atıp karşısındaki kişiye döndü.

"Görmediniz. Çünkü ben buraya ilk kez geliyorum. Genelde yurt dışına gidiyorum."

Karşısındaki bey anlamlı bir gülümsemeyle Hande'ye baktı. Sonra masadakilere. Bakışları en son Hande'yi buldu.

"Mesela?"

"Kıbrıs."

"Çok garip. Ben oraya da giderim hem de çok sık. Ama sizi hiç görmedim."

Hande korkusunu en derinlerine gömüp soğukkanlı bir şekilde arkasına yaslanırken masadaki herkesin kendilerini dinlediğini bilmenin gerginliğiyle derin bir nefes aldı.


"Gerçekten çok garip. Ben de sizi hiç görmedim. Mesela geçen ay bugün oradaydım."

"Hafızanız çok kuvvetli. Ben geçen ay gidememiştim. Ondan dolayı sizi görmekten mahrum kalmışım. Bu arada tanışalım. Ben Batuhan Saran."

ESARET  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin