80. Bölüm Son Karar

29.1K 1.8K 165
                                    

#Esaret yazarak beğendikleri replikleri paylaşan arkadaşlarım.
Kartalice77
NurArzu
Damlaaydin
Zeyneb999

Ellerinize emeklerinize sağlık arkadaşlar. Çok teşekkür ediyorum😘❤️👩‍❤️‍💋‍👩

Multimedyada "Mark Eliyahu" dan harika bir enstrümantal var. Bölümle iç içe geçen bir enstrümantal oldu. Ben o kadar sevdim ki. Sizlerin de seveceğini düşünüyorum. Müziğimizi açalım. Kahveler zaten hazır. Hadi o zaman ESARET 80. bölüm sizlerle. Bakalım son karar neymiş? Buyrun efenim bölüm sizlerin☕️️ 🎶 💕❤️

Kalbi acıyla yanarken, sırf onun için gitmek... bu kadar mı acı verirdi...?

Hastanenin kalabalık koridorunda giderken ortamdan soyutlandı. Duyduğu tek ses, koridorda yankı yapan ayak sesleriydi. Gözleri, acının yanında yaşlarla dolarken, yumruklarını sıktı. Zarar vermeyecekti!

Daha fazla zarar vermeyecekti!

O yüzden çekip gitmesi, onun için iyiydi. Sadece onun için... Ailesi... O acı gerçekler bile canını bu kadar yakmıyordu. Severken gitmek... olmazdı ama şu an yaşıyordu... Koridordaki ayak sesleri gittikçe yükselirken yüzünü ıslatan gözyaşlarını bileğine silip, derin bir nefes aldı. Hastanenin kapısını görünce kalbinin sıkıştığını hissetti.

O adam...

Yine yapacağını yapıyordu! Yine gitmişti ve birkaç dakika arayla Hande'yi kaybetmişti. Yine gidiyordu ve bir dakika bile olmadan ruhu isyan etmeye başlamıştı. O kapı kurtuluşu olacaktı ama kendinin değil, Hande'nin. Oradan çıkacak ve sevdiği kadının hayatı düzene girecekti. Attığı her adım vicdanından yükselen "yanlış yapıyorsun" sözünü yükseltirken yine de kararından vazgeçmiyordu.

Ağır adımları, kolundan tutulmasıyla durdu. Bakışları, kolunu tutan kişiyi bulduğunda ne yapacağını bilememek duygusunun esareti altına girdi. Aldığı sessiz nefes, içini yakarken, üzgün ifadesine, soran, meraklı ifadesi eklendi.

"Bir şey sorma. Senden ilk kez bir şey isteyeceğim. Çıkmadan seninle konuşmak istiyorum. Ne vasıfla, onu bile bilemeyecek bir durumdayım. Ama karının babası olarak rica ediyorum, lütfen."

Demir'in üzgün, dolu bakışları, içini titretirken, kolunu tutan ele bakıp, tekrar karşısındaki kişiye döndü. Olumsuz ifadesi gel gitler yaşarken ne olduğunu anlamadan sesini çıkarmadı, başıyla onayladı. Demir'in yönlendirmesiyle, boş bir odaya girip, oturdular. İkisi de konuşmuyordu. Sessizlik başını alıp giderken, Demir, masanın üzerine koyduğu ellerini birleştirdi.

"Kerem, ben nereden başlayacağımı bilemiyorum. Ama bildiğim bir şey var. Bir erkek seviyorsa bilirim. Çekip giderse de bilirim. Sen ve Hande-"

"Ben her şeyi biliyorum."

Demir anlamayan bir ifadeyle Kerem'e bakarken soran gözlerini kıstı.

"Neden bahsettiğini anlamadım?"

Kerem'in kızarmış gözleri, ciddi bir ifadeyle bakarken, aynı zamanda tedirgindi. Böyle şeyler filmler de, hikayelerde farklı olurdu. Gerçekler ortaya çıkar, herkes sarılırdı. Hikaye ya da film böyle biterdi. Oysa gerçekler hiç öyle değildi.

ESARET  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin