Bölüm 42 - Görevler

32.2K 2K 196
                                    

Öncelikle oy veren herkese çok teşekkür ediyorum.

Özel teşekkürüm tatlış yorumlar yazanlara. Size ayrıca öpücükler :*

Bölüme isim bulamadım (zaten bayağı kötüyüm bu konuda) önerinizi, okuduktan sonra yazın beğendiğimi koyacağım yukarı :D :D :D

Şimdi yeni bölüüüüm...






"Deniz sen... Sen harika bir insansın..."

Bir çırpıda kollarının arasına aldı beni.

"...ve çok çok güçlü bir kızsın."

"Evet..." dedim. "Evet söylerler öyle."

Bir anda aklıma aradığım şeyleri Ezgi'ye sormak geldi. Belki bir ihtimal...

"Babamın evde gizli eşyalarını sakladığı bir yer var mı? Dosyalar falan?"

Ezgi ağlamaktan kızarmış yüzünü buruşturdu düşünürken. "Şey bilemiyorum... Yani bir kasası var daha doğrusu ortak bir kasamız var. Benim mücehverlerim duruyor içinde bir de babanın şifreli bir çantası var ama aradığın o mu bilmiyorum."

"Ben de bilemiyorum." dedim elimi saçlarıma götürüp. "Ama evi aramalıyız eğer başka gizli bir şey yoksa o çantada olması lazım. Çarşamba gecesi giderken beraber götüreceğiz çantayı da."

"Ne çarşambası, tam olarak ne yapacağız çantayı ben... Gerçekten kafam karıştı."

Ezgi'nin gözlerine baktım bir kez daha. Sonra oracıkta oturup her şeyi anlattım. O kadar anlayışla dinledi ki neredeyse bir an keşke daha önce konuşsaydım Ezgi'yle diyecektim. Hiç sözümü kesmedi sadece küçük onay kelimeleri çıkıyordu dudaklarından, gözlerinde ise tanımlayamadığım bir keder ben anlattıkça büyüyordu.

Her şeyi bitirdiğimde tekrar sarıldı bana. "Yanında olamadım Deniz, neler yaşamışsın. Affet beni. Güzel kıyafetler, makyaj malzemeleri alarak mutlu etmeye çalıştım seni. Oysa ne kadar da yanılmışım. Affet beni."

Ben de ona sarıldım. "Onlar da lazım." dedim titryen dudağımla, onu teselli etmeye çalışırken. Kendimi salak gibi hissediyordum ama gözlerime dolan göz yaşlarımı tutamadım, akıp gittiler. Boş ver be Deniz, dedim kendime, en azından onlar özgür olsun.

******

ALi'den...

Ağrıyan omuzlarımı hareket ettirerek canımın yanışını azaltmaya çalışıyordum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ağrıyan omuzlarımı hareket ettirerek canımın yanışını azaltmaya çalışıyordum. Bugün saatlerce aynı şekilde oturarak bir kapıdan çıkacak bir adamı beklemiştim. Adam çıkınca da çıktığı saati, dakikayı, saniyeyi bana verilen kağıda yazmıştım. İşte tüm gün bundan ibaretti, çünkü Vale öyle istemişti. Şimdi toplandığımız eski fabrikaya dönmeliydim.

Sokak DövüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin