32. Bölüm Neydi Esaret?

64.3K 2.9K 284
                                    

Güzel ülkemde olanları ağlayarak esefle izledim. Darbe gibi iğrenç bir olayı yaşayan ülkeme, hepimize büyük geçmiş olsun. Kimse Ayyıldızlı bayrağımızı indiremez.


Hepimize tekrar geçmiş olsun diyorum. Rabbim bir daha göstermesin. Birlik bütünlük bozulmasın. Güneşli günler ülkemizin, tüm insanlığın olsun. Amin...

Esaret 32. Bölüm sizlerle arkadaşlar.


Hande duştan çıkıp yatağa oturmuş, olanları unutmaya çalışıyordu ama unutmaya çalıştıkça hepsi tek tek gözlerinin önüne geliyordu. Kıpkırmızı olmuş yüzüne baktı. Ayna ve kendisi... Bu konağa geldiğinden beri her gün gördüğü baktığı tek şeydi. Gözleri dalmış kendini izliyordu ve beyninde fırtınalar kopuyordu.


"Daha iyi misin?"

Başını yavaşça çevirip yanına oturan o adama baktı. O da duşa girip çıkmış ve üzerini giyinip yanına gelmişti. Peri bacasında olanlar film şeridi gibi gözlerinin önünden geçmeye başladı. O adamın gelmesi, kendini kurtarması ve sonrasında olanlar. Sanki cehennemi yaşamıştı. O adamın hızla yürüyerek elindeki silahı ardı ardına ateşlemesini ve bunu yaparken yüzünde tek mimik oynamamasını... Batuhan'ın neye uğradığını anlamadan vurulup kanlar içinde yere düşmesini. Eliyle ve dudağıyla dokunmuştu ve o dokunduğu yerler harap olmuştu. Adam hırsı uğruna ölümden beter duruma düşmüştü. Sonrasında birlikte arabaya binip gelmeleri, yolda o adamın hiç konuşmadan ağlamasını dinlemesini. Sanki rüya gibiydi. Sadece biraz dolaşıp gelecek, sakinleşecekti. Şimdi o adamla yan yana oturmuşlar hiç konuşmadan bakışıyorlardı.


"İyi değilim ki daha iyi olayım. Ben sadece dolaşıp gelecektim. Ama o adam çıktı karşıma. Daha sonra adamları. Ne olduğunu anlamadım. Bayılmışım. Gözlerimi açtım. Oradaydım. Her şey bitti demiştim."

Hande başını çevirip gözlerini kapattı. Tekrar ağlamamak için dudaklarını bastırınca yüzünde acı çeken bir ifade oluştu. Birkaç derin nefes alıp tekrar Kerem'e döndü. Çekinerek elini tuttu. O adamın şaşkın bakışları hemen yok olsa da gözünden kaçmamıştı.


"Demiştim ama sen geldin. Ben, babamın bana yaptığını kendime yapmak için, kendimi kumar masasına koymak için bir anlık hırsıma yenik düşüp gittim ve o adamla kumar oynadım! Ben olayların bu kadar büyüyeceğini tahmin etmemiştim. Hatta sen parayı tekrar verince sevinmiştim. Çünkü o aşağılık adama üzülmüştüm. Acıma, acınacak duruma düşersin derdi annem. Haklıymış. Acınacak halden beterdim."


Kerem elini tutan ellere bakıp bakışlarını o kızın gözlerine odakladı. İkisi de yorgundu, aynı zamanda  bitkin. O kızın dudağı şişmişti sonra boynu kızarmıştı ve bilekleri bağlandığından dolayı morarmıştı. İçinde birkaç defadır hissettiği sızı yine yerleşirken kalbine, oradan tüm hücrelerine, konuşmaya başladı. Durağan,sessiz, bitkin.


"Yorma kendini. Çok yoruldun. Uyu, dinlen. Korktuğun gibi olmadı."

Hande acıyla gülümserken başını olumsuz anlamda sağa sola çevirdi. Ağlamamak için kendini zor tuttuğu sesinden belli oluyordu.


"Ben kendimi satacaktım! Bu Nasıl bir düşünce içinden çıkamıyorum! Sonra o adam bana o istediğimi yapacaktı. Ne kadar korkunç ve acı bilemezsin. Ben o an aklımı kaçıracağım sandım! O adam dudaklarını, boynuma yüzüme değdirdi! Nefesi iğrenç kokuyordu! Sen gelmeseydin ben-"


ESARET  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin