9

10.7K 973 581
                                    


Ertesi gün okula gitmeme kararımdan büyükannem memnun olmasa da bu sefer bir şeylerin olduğunu anlamış gibiydi, fazla söylenmedi. Uzun süredir beklediğim şeyin bir anda habersiz suratıma buzlu su gibi çarpması beni şoka uğratmıştı. Ki o anda Jimin'in suratına boş boş baktıktan sonra tek kelime etmeden koşa koşa eve gelmiştim.

Utanıyor muydum? Evet! Mutlu muydum? Bilmiyordum. Her şey o kadar ani olmuştu ki ne kadar düşünürsem düşüneyim kendimi buna alıştıramıyordum.

Yatağımdan çıkmadan neredeyse koca bir gün geçirmiştim. En son ne zaman yemek yediğimi dahi unutmuştum. Odama depoladığım abur cuburları yiyip duruyordum. Büyükannemin sabrının taştığını hissediyor gibiydim ancak onun sinirlerini ya da gazabını düşünecek halim kalmamıştı.

Tae kapıyı kısa bir an tıklattıktan sonra içeri girdi ve kapıyı arkasından kapattı. Beni görünce duraksadı.

"Bugün neden okula gitmedin? Burada domuz gibi saklanarak ne yapmaya çalışıyorsun sen noona?"

Burnumdan soluyarak solumdaki yastığı suratına fırlattım ancak havada yakaladı. "Noonalar kovalasın seni! Kaç kere söyleyeceğim bana şöyle seslenme diye."

Kıkırdadı ve yatağımın ucuna oturdu.

"Eğer okulda seni rahatsız eden bir şey varsa -ki beni her bir kısmı rahatsız ediyor- daha fazla saklanmana gerek yok. Zaten bunları yiyerek 250 kilo olacaksın ve seni kapıdan çıkaramayacağız. Böylece okuldakileri de bir daha görmeyeceksin. Nasıl?"

Suratına boş boş baktıktan sonra kendimi sırt üstü yatağa bıraktım ve iç çektim.

"Ya! Beni korkutuyorsun. Çoktan 27 tane laf sokman gerekiyordu ve sen hala konuşmuyorsun. Yoongi velediyle mi ilgili?"

Yattığım yerden doğruldum.

"Hayır Tae, ayrıca Yoongi'nin ikimizden de büyük olduğunun farkındasın değil mi? İkimizden de bir yıl büyük ve sen her konuşmanda ona velet diyorsun. Terbiyeni tuvaletteki faaliyetlerinden birinde mi düşürdün?!"

Bana şaşkın şaşkın baktı. "Voah! Seni gerçekten artık tanıyamıyorum. Şimdi de bana Yoongi'yi mi savunuyorsun? Oldu olacak Jimin'le evleniyoruz de de ben de cinnet geçireyim!"

Ağzıma attığım cipsleri bir anlık refleksle öksürerek yatağa saçtım ve korkuyla dondum kaldım. Bu çocuğun malum yerinde alıcıları mı var?!

Bana boş boş baktı ve sonra bakışları anlam kazandı, inanamaz bakışlarına gözlerimi kaçırarak karşılık verdim.

"Eun Ji! Jimin'le mi çıkıyorsun?!"

Açıklama yapmaya çalışırken bir yandan da doğrulmak için uğraşıyordum.

"Öyle değil. Yani daha değil... Of! Çok karışık durumlar işte!"

Tae bana şüpheyle baktı. "Yoksa çocuğu kuytuya mı kıstırdın? Şimdi de şantaj yapıyorsun değil mi zavallıya?"

İnanamaz bir çığlık attım. "Ben öyle bir şey yapar mıyım?! Abartıyorsun."

Tek kaşını kaldırdı. İç çektim. "Tamam belki biraz yapabilirim ama gerçekten yapmadım. O... şey, bana çıkma teklifi etti. Sanırım kaçtığım şey o."

Tae'nin ağzı açık kalmıştı. Sonraki hareketiyse tutuşmama yetmişti.

"Onu öldüreceğim." dedi ve hışımla oturduğu yerden ayağa kalktı. Son anda kolunu yakaladım ve kalktığı yere geri oturttum.

camouflage | min yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin