35. Bölüm Tozlu Yeşiller

52.9K 3.1K 836
                                    

Özelden ömrümü yediniz. Buradan kibar yorum altı sübliminal çemkirmelerle sitem ettiniz. Ama çok da sabrettiniz.💕 Ne demek istediğimi anladınız sanırım. Aslı neresiymiş ki? Anladın sen😘

Geçen bölüm Kerem'e hödük diyenler el kaldırsın göreyim bakalım😎Hödük diyenlere tek ayak üstünde durma cezası vereceğim de öğreneyim dedim✋🏻😌

Evet o çok istediğiniz sabırla bekledikleriniz bu bölümde başladı. Kurgu gereği erken yazamazdım biliyordunuz ama yine de tatlı çemkirmelerinizi gülerek okudum. Seviyorum sizi ya valla😘😍🎈🐞

Bana hiçbir zaman saygısından ödün vermeyen benim kalbimde en değerli yerlerden birine sahip olan çok sevgili okurlarım. Hepinize teşekkür ederim. Böyle mükemmel okurlara sahip olmak herkese nasip olmaz. Ben de sizler için özel bir bölüm yazmaya çalıştım. Umarım beğenirsiniz.

#HankerForever

Hem bölüm için hem başka şeyler için. Bilenler biliyor bana güvenenler güveniyor🐞💕❤️🎈


Multimedyamız bu kez çok romantik ve duygusal. Hadi açalım Sezen Aksu "Belalım" ve bölümümüzü okumaya geçelim. Buyurun efenim bölüm sizlerin kahveleri UNUTMAYIN ☕️🐞🎈💕

Kerem Hande'nin elinden hızla çekip yürürken, Hande koşar adımlarını sürükleyerek atıyordu. İçi çekilmiş gibiydi. Ne karşı koyabiliyor ne itiraz edebiliyor, ne de tepki verebiliyordu. Tepki veren tek yer olan gözlerinden yaşlar akıyor, soğuk olan havadan dolayı yüzü buz gibi oluyordu. Dudaklarından "Kerem" sözü cılız şekilde dökülürken arada, bacakları tamamen hissizleşmeye başladı. Etraftan gelen sesleri uğultu halinde duyarken kalabalığın toplu halde koşarak gittiğini flu şekilde görüyordu.


Rezil olmuştu!


Hocasının ve tüm arkadaşlarının önünde rezil olmuştu! Düğününü göremeyen, gelemeyen arkadaşları, ruhsuz, kağıt üzerinde evli olduğu o adamı görmüşlerdi. Hem de en iğrenç şekilde! Elini çekmek için yaptığı hamle boşa savrulurken bir daha denedi. Bir daha, bir daha...


Kerem nefes nefese koşarken sinirli bir ifadeyle, bir an dönüp elini çekmeye çalışan ve sessizce ağlayan o kıza baktı.


"Daha hızlı yürü hatta koş! Çabuk dedim! Lanet olsun nasıl haberim olmadı!"


"Bırak beni!"

Boğuk ağlamasının arasında çıkan sesi dağılırken boşluğa, Kerem arkasına bakıp tekrar koşmaya başladı. Bir yandan gidiyor bir yandan öfkeyle konuşuyordu.


"Bırakacağım merak etme! Lanet olsun telefonları kırmasaydın bunları yaşamazdık!"


Hande'nin ayağı taşa takılıp düşünce Kerem arkasına doğru sendeledi ve hemen kendini toparladı. Önce yerde yatan kıza, sonra endişeyle karşıya bakıp kaldırmaya çalıştı.


"Bana yardımcı ol ve kalk!"


"Seninle gelmeyeceğim bırak beni!"


Kerem cevap vermeden öfkeyle tutarak kaldırdığı kızın omuzlarından tutup sarstı.



"Benimle şimdi geleceksin! Başka zaman gel ya da gelme umurumda bile değil! Ama şu an gelmek zorundasın hadi!"


ESARET  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin