37. Bölüm Kan Lekesi

62.2K 2.8K 457
                                    

Eğer fikrim değişmezse diğer bölüm kafanız karışacak. Ne olacak işte cevabı diğer bölümde saklı.

Esaret hikayemizin en uzun bölümünü yazdım. Hepinize geçmiş olsun. Diğer bölümü biraz daha kısa tutarım inşaallah.

Yorumlarınız diğer bölümü etkileyecek arkadaşlar. Yorumlarınızı bekliyorum ki ona göre yazayım değil mi?

Kahveler hazır mı? E hadi o zaman müziğimizi açalım ve bölümü okumaya geçelim. Keyifli okumalar ⭐️🐞💕☕️




Kerem duyduklarına inanamayıp biraz daha yaklaştı. Bu konuşan annesi miydi? Hani melek gibi kalbi olan, babasının rahatsızlığına sabreden, iyileşmesi için yılmayan kadın... Hande için söyledikleri? "O kız" demişti ama onun buraya ilk geldiği gün annesinin onu öptüğünü, nasıl karşıladığını, kendisine karşı nasıl savunduğunu hatırladı. Sonra akşam birlikte konuştuklarını ve şimdi konuştuklarını. Babasının konuşmasıyla dikkat kesilip dinlemeye devam etti.


"Nevra yavaş dedim! Bağırma! Ne demek defolup gitsin!? Hande hiçbir yere gitmiyor!"


"Bana ne yapacağımı söyleme Altan! Anlaşmayı yapan sizsiniz! Sen ne dedin!? O kız gelirse her şey güzel olacak dedin! Hani nerede!? Ellerinin bile birbirlerine değmediğine eminim! Sabrım gittikçe tükeniyor! Mızmız, sinik ifadesi beni delirtiyor! O geldiğinden beri konakta duramıyorum! Bir orada bir burada yaşamaktan bıktım! Sanki evin hanımı o, satılıp gelen ben. Hah!"


"Seni tanıyamıyorum! Sen benim severek evlendiğim o temiz yürekli kız olamazsın! Sen benim karım olamayacak kadar yabancısın! Ben çıkıyorum! Sen iyi değilsin! Son sözüm bir daha Hande için o iğrenç sözleri söyletmem!"


Nevra ağlayarak bağırırken Kerem nefes almadan dinliyordu. Daha önce yapamadığı dinleme işini yapmıştı ve ilk denemesi hüsranla sonuçlanmıştı. Şok olmuş ifadesiyle dinlerken arkadan duyduğu sesle kendine geldi.


"O görüntünün altında kapı dinleyen bir Kerem Karahan! Alt üst oldum, çok şaşırdım."

Kerem gözlerini kapatıp sinirle soluduktan sonra dişlerini sıktı. Şu yakalandığı durum gerçekten çok bayağıydı! Bunu söyleyen kişinin az önce kaçması, şimdi böyle söylemesi? Dün olan olayların üzerini kapatmak için bir kılıftı! Yüzüne alaylı bir ifade yerleştirip yavaşça döndü. O kızın ellerini göğsüne bağlayıp kendine bakması üzerine bir de yüzündeki, o değişik adını koyamadığı ifadesine aynı alaylı ifadeyle tek taraflı gülümsedi. Tek korkusu içerideki seslerin duyulması tartışmanın büyümesiydi. O zaman?


"Görüntü derken ne demek istedin? Orayı açıklarsan cevap vereceğim."

Hande'nin gülüşü bir an solarken kendini hemen toparladı, bir adım yaklaştı.


"Görüntü derken cinsiyet demek istedim. Erkeklerin kapı dinlediğini ilk kez görüyorum."


"Sorduğun soru ve verdiğin cevap çok alakasız. Görüntü, sonra erkek. Neyse ben anlayacağımı anladım. Kapı dinlemek kadınlara has diyorsun? Yani sen kapı dinliyorsun o zaman. Çünkü anlaşılan böyle bir şey."

Hande alaylı gülümsemesini büyütüp kendine bir adım yaklaşan o adama tedirgin bir ifadeyle bakarken geriye bir adım attı ama alaylı ifadesi aynen duruyordu. Korkusunu saklamaya çalışıp cevap verdi.

ESARET  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin