Bölüm 47 - Büyük Oyun

29.9K 1.8K 178
                                    

Şimdi görüntüler de belirmişti. Bana doğru bakan dört tane yüz vardı. Kurumuş dudaklarımı zar zor açtım.

"Nasıl yardım edecek?"

"Ne yapmamı isterseni yaparım. Bilmiyorum ama gerçekten çok çok kötü hissediyorum. Kesinlikle böyle olmasını-"

Yatakta doğruldum. Göz yaşlarım yanaklarımda kurumuştu. Tuzlarının verdiği sertliği tüm yüzümde hissediyordum.

"Banu kes! Kes şunu. Yapabileceğin bir şey varsa söyle yoksa da sus!"

Banu iyice ezik bir hal almıştı. Şişmiş olan yanağı ve kanayan kaşının benim eserim olduğunu hatırlamak beni mutlu etti bir an.

"Kızıma neler söylüyorsun sen böyle! Misafirsiniz ama şu kıza yaptığına bak!"

Berrin hanım şu an her haliyle komikti. Söylediklerini kimsenin takmayacağını bile bile hatta ne olduğunu dahi anlayamıyorken çabalıyordu.

"Anne sen karışma." diye araya girdi Banu. Sonra bana döndü "Kerem'i arayıp ağzını yoklayabilirim... Ya da bende birkaç adres var onunla ilgili... Onları size vereyim."

"Sana bu saatten sonra güvenebileceğimizi mi düşünüyorsun?"

Emre sonuna kadar haklıydı.

"Her şeyi mahvettim. Ben yaptım farkındayım. Ama inanın çok pişmanım. Deli gibi pişmanım. İzin verin yardım edeyim."

"Banu sana güvendim. Bu yüzden de salağın tekiyim. Ama bu kadar da salak değilim." dedim ve bacaklarımı yataktan aşağı sarkıttım. Emre hızlı davranıp koluma girdi.

"Bir elimi yüzümü yıkayayım."

Banyodan çıktığımda kendimi çok daha iyi hissediyordum ve kafamda neler yapabileceğime dair bir şeyler belirmeye başlamıştı.

Emre'ye "Şu evden çıkalım da bir şeyler düşündüm." derken koridorda Ezgi'yle karşılaştık.

"Su getirmiştim sana."

Hiçbir şey söylemeden şişeyi aldım ve kafama diktim. Bu sırada hayatımın belki de en tuhaf olaylarını yaşadığım odaya tekrar girdim.

Banu hala ciyak ciyak konuşuyordu, annesi ise ortalarda yoktu. Onu elimden geldiğince umursamadan yatağın üstünden montumu ve yerden de sırt çantamı aldım. Emre beni odanın kapısında bekliyordu. Tam çıkacakken Banu sinirimi tamamen bozan son sözlerini söyledi.

"Deniz izin verin yardım edeyim. Sizden önce benim arkadaşımdı Ali, onun başına bir şey gelmesini asla istemem!"

Sinirli olmak insana güç veriyor derler. Sanırım bunu ilk kez bu kadar iyi hissediyordum damarlarımda. Geriye döndüm, Banu'yu yakasından yakaladım ve iterek duvara yapıştırdım. O acı dolu sesler çıkarırken neresine olduğuna bile bakmadan vurmaya başladım. Görüş alanımdaki kırmızı renk oranı gittikçe artıyordu ve bu deli gibi hoşuma gidiyordu. Bu gerizekalı kıza bunu aylar önce yapmalıydım. Şimdiye kadar hep kendimce ölçülüydüm ama artık barışçıl olamayacağımı biliyordum. Çünkü şu an yaptığım şey inanılmaz güzel hissettiriyordu.

Kırmızılı kadrajıma Emre girince vuruşlarım boşluğa gitmeye başladı.

"DENİZ! SAKİN OL!"

Sokak DövüşüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin