24

7.7K 746 243
                                    


 Sakinleşmeye vaktim bile yoktu. Son paramla bir taksi tutarak Sehun'un evine gelmiştim. Eğer beni bulaştırdıysa yardım etmek zorundaydı. Tek başıma dibe batmayacaktım. 

 Hızla görkemli eve doğru ilerledim ve daha önce hizmetçiyle karşılaştığım koridordan gelen sesleri duyunca kenara saklandım.

 "Yine mi sıkıştırıyor, küçük beyi? Gerçekten çok üzülüyorum onun için."

 Farklı bir kadın sesi de onayladı. "Çok yazık ama ne yapabiliriz ki?"

 Durduğum yerden çıktım ve koridorda emin adımlarla ilerledim. Önceden karşılaştığım hizmetçi beni görünce dondu kaldı. Yanlarına geldiğimde önüme geçti.

 "Şu anda pek müsait değiller..." dedi fısıldar gibi. Dişlerimi sıktım.

 "Neler olduğunu biliyorum." dedim ve kadınlar korku dolu bakışlarıyla orada dikilirken seslerin geldiği yöne doğru yürümeye başladım. Aralık kalmış kapıdan baktığımda Sehun'un korku dolu bakışlarla odanın bir köşesinde yerde oturduğunu gördüm. Karşısındaysa bağırıp çağırarak kemerini çözmeye çalışan o şerefsiz herif vardı. 

 O an nasıl düşündüm bilemiyorum ama telefonumu çıkardım ve birkaç fotoğrafın yanında kısa bir video çektim. Kanıtları aldığıma emin olup sessizce kapıdan geçtim ve dizlerimin üstünde masanın etrafından dolandım. Masaya yaslanıp etrafta silah olarak kullanabileceğim bir şey aradım ve gözüme takılan vazoyu sürünerek kaptım. Sehun'un korku dolu nefesi buradan bile duyuluyordu. Aniden ayağa kalktım ve vazoyu adamın kafasına geçirdim. Vazo paramparça olurken adam bir anda bilincini kaybetti ve yere yığıldı. 

 Elimde vazonun baş kısmı kaldığında bakışlarım Sehun'a kaydı. Bana şaşkın şaşkın bakıyordu. 

 "Neden buraya geldin? Neden bunu yaptın? Uyandığında sinirden köpürüyor olacak!" dedi gözleri yerde yatan üvey babasına kayarken.

 Kaşlarımı çattım. "Çünkü yardımına ihtiyacım var ve senin karşılıksız iyilik yapmayacağını biliyorum. Ben de sana yardım edeceğim." dedim ve elimi kalkması için uzattım. 

 "Sen bana nasıl yardım edebilirsin ki?" dedi küçümser bakışlarıyla.

 Telefonumu gösterdim. "Sence kanıt olarak bir şeyler yakalamadan bunu yapar mıydım?" dedim bir parmağımla üvey babasını işaret ederek. 

 Gözlerini kıstı ve korkunun yerini kararlı bakışlar aldı. "Neden benim yardımımı istiyorsun?" dedi başını yana eğerek. 

 Derin bir nefes aldım. "Çünkü kötü yetişkinlerin yaptıklarının bedelini ödemesini istiyorum. Bunu senin de istediğine eminim."


***


 Akşam olmuştu ancak biz hala kumsalda oturmuş konuşuyorduk. Telefonuma gelen arama ve mesajları görmezden geliyordum. Sadece Tae'ye kafamı dinlediğime dair bir mesaj attım ve merak etmemesini söyledim. O ortamı yumuşatabilirdi.

 Sehun elindeki dizüstü bilgisayara odaklanmış bir sürü dosya gösteriyordu.

 "Tüm kanıtlar burada. Fotoğraflar, videolar, gizlenen otopsi raporları, olayın örtbas edilmiş asıl hali..."

 Kaşlarımı çattım. "Olay başından beri mi böyle biliniyormuş yoksa sonradan mı değiştirilmiş? Eğer ikincisiyse o zaman teyzesi de olayın aslını biliyor mu?" dedim ve öyleyse durumun ne kadar kötü bir hal olacağını fark ettim. Sehun sodasını yudumladı ve başını iki yana salladı.

camouflage | min yoongiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin