14) Kamp

191 41 6
                                    

Cihan Topal'ı tanımanızı umuyorum. E tanıyorsunuzdur büyük ihtimalle o kadar da değil yani 😁. Tanımayanlar için: Almila'in babası Almila'yla Cihan'ı şirketleri birleştirmek için evlendirmeye çalışmıştı. Almila ise kurgulanmış bir araba kazasıyla Cihan'dan kurtulmuştu. Her neyse. Biz önümüze bakalım. Keyifli okumalar...

...

Malikanenin yakınlarındaki ormanda kendime geldiğimde sabah olmak üzereydi. Hava yavaş yavaş aydınlanıyordu. Küfür ede ede evin yolunu tutmuştum. Malikanenin bahçesine girdiğimde gün çoktan aydınlanmıştı. Bahçeye dikilmiş olan korumalar sabah vardiyası için gelenlere nöbeti devrediyordu. Bu nedenle bahçe normalden kalabalıktı. Benim çamurlu üstümle ormandan çıktığımı gördüklerimde şaşırmışlardı.

"İyi misiniz efendim?"

"evet"

Başka soru soran olmamıştı. Sadece şaşkın gözlerle bakmışlardı bana.

"Efendim, Demir Bey sizi bulmamızı emretmişti. Odasına çağırıyor."

Başımı sallayarak onayladım. Kim bilir başıma yine ne iş açacaktı.
...

Babamın çalışma odasına girdiğimde laptopunun kapağını hızla kapattı.

"Kaç kere kapıyı çalmanı söyleyeceğim?"

Umursamazca yanına gittim. Beni Tunç'un önüne yem olarak attığından beri normalden daha soğuktum ona karşı.

Ona cevap vermeden yanına gittiğimde sadece beni izledi. Ben ise onun durgunluğundan yararlanıp aniden laptopun kapağını açtım. Beni durdurmak istese de izin vermedim. Sonra kendiliğinden vazgeçerek arkasına yaslandı. Demek ki görmem o kadar da önemli değildi. Veya beni bunun için çağırmış olmalıydı zaten. Yoksa o elimi kırardı.

Ekranda bir aktarma belgesi vardı. Ama bizim şirketimize ait değildi. "Vural Topal" dedi babam.
"Yarın gece ülkeye yüklü miktarda uyuşturucu sokacak. Ve ben bundan hiç hoşlanmadım. Pazarımı paylaşmaya hiç hevesli değilim." Vural Topal, Cihan'ın babasıydı.

Belgeleri iyice inceleyip hafızama kazıdım. Sonra bakışlarımı belgelerden çekip babamın gözlerine diktim. "Peki bundan nasıl haberdar oldun?"

"Seni ilgilendirecek bir konu değil."
dedi. Gözlerimi kıstım.

"Seni ilgilendirecek konu şu" dedi. "Bu sevkiyata engel olacaksın. Hata istemiyorum."

"Demek öyle yapacağım" dedim alayla. Emir vermesini hiç sevmezdim ama vazgeçmiyordu işte.

"Evet" dedi. "Polisi bulaştırma"

"Hı hı" dediğimde tamamen bana döndü. "Nasıl yapacaksın?"

İntikam... Gülümsedim. "Seni ilgilendirecek bir konu değil." dedim.

Hızla yumruğunu masaya vurduğunda koşarak odadan dışarı çıktım. Sırıtıyordum. Ona daha ihtiyacım yoktu. Belgelerde yazanlar zihnimdeydi.

Koşar adımlarla Defne'nin odasına gittim. Onu uyandırmak için uzun uğraşlar verdikten sonra öpücüklere boğarak kahvaltıya indirdim. Kendim de bir şeyler atıştırdıktan sonra şirkete gitmek için hazırlandım. Şirketi çok fazla aksatıyordum.

~.~

Şirkete girdiğim anda problemi olanlar başıma üşüşmeye başlamıştı. Hepsini yardımcıma yönlendirsem de kurtulamıyordum.

"Almila Hanım. Ciddi açıklar var. Bu paranın nereye gittiğini anlayamıyoruz. Kazandıklarımızı çöpe atıyoruz sanki."

Ben müdürü dinlerken odama varmıştım bile. Odama girdiğimde o da peşimden geldi. Para nereye gidecekti? Babamın karanlık işlerine tabii ki. Derin'e çok fazla para harcanıyordu. Yer altında kocaman bir işletme kurmak hiç de kolay değildi. Ama oradan hatırı sayılır miktarda para kazanıyorduk. Hatta bazı aylarda elde ettiğimiz kâr dudak uçuklatacak dercede yüksek oluyordu.

İNTİKAM KASIRGASIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin